BfV’nin başına Türk kökenli isim: Sinan Selen ataması Berlin’de tartışmayı alevlendirdi
Almanya iç istihbaratı BfV’ye İstanbul doğumlu Sinan Selen’in başkan atanması Berlin’de geniş tartışma yarattı. Atama, kimlik siyaseti, güvenlik öncelikleri ve kurumun gelecekteki performansı ekseninde mercek altında.
Yerel Gündem 
BfV’nin başına Türk kökenli isim: Sinan Selen ataması Berlin’de tartışmayı alevlendirdi
YEREL GÜNDEM / BERLİN, ALMANYA
Atama ve profil: İstanbul doğumlu bir güvenlik bürokratı
Almanya’nın iç istihbarat kurumu Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın (BfV) başına İstanbul doğumlu Sinan Selen’in getirilmesi, ülke siyasetinde geniş yankı uyandırdı. 1972 İstanbul doğumlu Selen, 2006’dan bu yana Alman güvenlik kurumlarıyla yakın çalışan bir bürokrat olarak biliniyor. 2019’da BfV başkan yardımcılığına atanan Selen, Eylül 2025 itibarıyla kurumun yeni başkanı oldu. Koalisyon hükümetinin bileşenleri atamaya onay verirken, karar özellikle göç ve kimlik siyasetleri ekseninde hararetli bir kamuoyu tartışmasını da beraberinde getirdi.
Siyasi tepkiler: Koalisyon onayı, muhalefetten sert itirazlar
Selen’in göreve gelişine en sert eleştiriler, aşırı sağ AfD kanadından geldi. Bazı AfD temsilcileri Selen’in kökenini tartışma konusu yaparken, sosyal demokrat ve liberal çevrelerde atamanın “çeşitlilik ve liyakat” vurgusu taşıdığı değerlendirildi. Merkez siyaset ise BfV’de kurumsal sürekliliğe, hukukun üstünlüğüne ve güvenlik mimarisinde istikrara dikkat çekti. Tartışmanın tonu, Almanya’da yükselen kimlik politikaları ve güvenlik gündeminin, seçim takvimlerinden bağımsız biçimde canlılığını koruduğunu gösteriyor.
Kurumsal geçmiş ve bütçe: Eski defterler, yeni soru işaretleri
Almanya’nın iç güvenlik ekosisteminde kilit bir konuma sahip BfV, Soğuk Savaş’tan bugüne uzanan rolü ve geçmişteki aşırı sağ soruşturmalarıyla zaman zaman eleştirilere konu oldu. Kurumun son yıllarda artan görev alanı ve risk seti, bütçede de karşılığını buluyor. 2024’e kıyasla yaklaşık 100 milyon avroluk ek artışla BfV’nin toplam bütçesinin 686 milyon avroya yükselmesi, Berlin’in iç tehdit algısındaki sertleşmeyi yansıtıyor. “Rusya kaynaklı hibrit tehditler”, “aşırılıkçılığın dönüşen biçimleri” ve “dijital casusluk” başlıkları, yeni dönemin öncelikleri arasında anılıyor.
Toplumsal fay hatları: Güvenlik söylemi, kimlik siyaseti ve kutuplaşma
Selen atamasının çevresinde şekillenen tartışma, Almanya’da uzun süredir gözlenen iki eğilimi aynı çerçevede buluşturuyor: Bir yanda liberal-demokrat blokun “hukuk devleti ve kurumsal kapasite” vurgusu, diğer yanda ise popülist sağın “göç ve aidiyet” merkezli mobilizasyonu. Uzmanlara göre BfV’nin siyaset üstü bir kurumsal çizgiyi görünür kılması, tartışmanın “kişiler” üzerinden değil “performans ve denetim” üzerinden yürütülmesi açısından kritik. Bu bağlamda, aşırı sağ ve aşırı sol terör tehdidinin yanı sıra yabancı istihbarat faaliyetlerine karşı dengeleyici, şeffaf ve ölçülebilir politikaların önemi öne çıkıyor.
Gündemin geniş çerçevesi: Güvenlikte dijital çağ ve ittifak sınamaları
Avrupa güvenlik mimarisi, savaşın gölgesindeki Ukrayna dosyası, Orta Doğu kaynaklı riskler ve enerji-jeopolitik gerilimlerle eşzamanlı bir baskı altında. Berlin, bir yandan NATO ve AB hattında koordinasyonu güçlendirirken, diğer yandan içerde dezenformasyon ve casuslukla mücadelede kurumsal kapasiteyi yükseltmeye odaklanıyor. BfV’nin yeni yönetimi; siber tehditler, platform tabanlı radikalleşme ve devlet destekli etkı operasyonları gibi alanlarda güvenlik-yurttaş özgürlükleri dengesini korumakla sınanacak.
Önümüzdeki dönem: Performans, şeffaflık ve denge testi
Selen’in başkanlığındaki ilk icraatlar ve iletişim dili, hem muhalefetin hem de koalisyonun dikkatle izleyeceği başlıklar olacak. Kurum içi denetim mekanizmalarının görünürlüğü, parlamenter gözetim süreçlerinin etkinliği ve kamuoyuna düzenli veri paylaşımı; tartışmaları kişiselleştirmek yerine kurumsallaştırmanın anahtar unsurları olarak öne çıkıyor. Berlin kulislerinde beklenti, BfV’nin siyasi polemiklerin ötesinde, ölçülebilir risk azaltımı ve hukuki standartlarla anılması yönünde.
