CHP'nin İzmir Hamlesi Ters Tepti mi?

Cemil Tugay'ın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı süreci, CHP içindeki dengeleri nasıl sarstı? Güçsüz kadro, parti içi etkisizlik ve İmamoğlu etkisiyle Tugay'ın siyasi geleceği sorgulanıyor.

CHP'nin İzmir Hamlesi Ters Tepti mi?

Tugay'a Koltuk Ağır Geldi

YEREL GÜNDEM / ANKARA

CHP'nin İzmir Hamlesi Ters Tepti mi?

Cemil Tugay'ın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak göreve başlamasının üzerinden çok geçmedi ancak kulisler çoktan hareketlenmeye başladı. CHP içindeki çeşitli kliklerin güç mücadelesi ve seçim sonrası gelişmeler, Tugay’ın siyasi kariyerini yıpratmaya başladı. Özellikle Özgür Özel’in, Ekrem İmamoğlu ekibine karşı geliştirdiği ani stratejinin bir sonucu olarak Tugay’ın aday gösterildiği gerçeği, bugün geldiğimiz noktada partiyi zora sokmuş gibi görünüyor.

İzmir gibi CHP’nin kalesi sayılan bir şehirde seçimi kazanmak zaten beklenen bir sonuçtu. Ancak asıl mesele, seçimi kazanmak değil, koltuğu taşıyabilmekti. Tugay’ın, İstanbul merkezli ekiplerle kurduğu yakın ilişki nedeniyle tabanda rahatsızlık artarken, İzmir'de kendine ait güçlü bir siyasi kadro oluşturamaması da koltuğun ağırlığını artırıyor.

İzmir'de Parti Geleneği Sarsıldı

İzmir siyasetinde bugüne dek görev alan hiçbir büyükşehir belediye başkanı, kendi partisinde bu kadar etkisiz kalmamıştı. Burhan Özfatura’dan Tunç Soyer’e uzanan dönemde, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı sadece yerel yönetim değil, aynı zamanda CHP içinde güçlü bir siyasi pozisyondu. Ancak bugün, Parti Meclisi'ne kendi tercih ettiği bir ismi dahi sokamayan, en güvendiği yol arkadaşlarından Levent Yıldır'a bile sahip çıkamayan bir başkan var karşımızda.

Cemil Tugay’ın özellikle Aykut Erdoğdu ismi üzerinden yapılan kontrol çabalarını durdurmayı başarmış olması kısa vadede bir direnç göstergesi olarak okunabilir. Ancak bu, uzun vadede parti içinde kalıcı bir güç yaratmak için yeterli değil.

İstanbul’un Gölgesinde Bir İzmir

Tugay’ın Ekrem İmamoğlu’na yakın durma çabası, bazı çevrelerce “İzmir’i İstanbul’a teslim etme” olarak okunuyor. Bu tercihin, hem yerel dinamikleri hem de CHP’nin iç dengelerini zorladığı açık. Özellikle İzmir’in güçlü örgütsel yapısı ve bağımsız siyaset geleneği düşünüldüğünde, İstanbul merkezli bir politikayla hareket etmek, tabanda aidiyet sorununa neden oluyor.

Tugay’ın elindeki en büyük yüklerden biri de selefi Tunç Soyer’den kalan borç ve yönetimsel sorunlar. Belediyenin mali yapısının zorlukları, vaat edilen projelerin gerçekleşmesini neredeyse imkansız kılarken, halk nezdinde hızla azalan güven duygusu da siyasi geleceği tehdit ediyor.

Gelecek Dönem İçin Tehlike Çanları

Cemil Tugay için asıl sınav belki de bir sonraki yerel seçim olacak. Mevcut koşullar, onun bu görevde kalıcı olmasını oldukça zorlaştırıyor. İzmir seçmeni, sadece CHP’ye değil, adayın temsil gücüne ve yerel dinamiklerle uyumuna da önem veriyor. Tugay bu ikisini aynı anda başaramazsa, siyasi geleceği açısından oldukça sancılı bir dönem yaşayabilir.

İktidarın yerel yönetimler üzerindeki baskısını artırma sinyalleri verdiği bu süreçte, CHP'nin elindeki kaleleri kaybetmemesi kritik. Ancak Cemil Tugay’ın performansı, şu anda bu kaleyi sağlam bir şekilde koruyacak bir liderlik çizgisi sergileyemediğini gösteriyor. Parti içindeki etkisizliği, kadrosuzluğu ve stratejik hataları düşünüldüğünde, dört yıl sonunda bu koltuk hem ona hem de partisine pahalıya mal olabilir.

İzmir gibi bir şehir, güçlü bir liderlik ister. Cemil Tugay, bu liderliği sağlayamazsa, sadece kendi siyasi kariyerini değil, CHP’nin en güvenli limanını da riske atabilir.

www.yerelgundem.com

Kaynak: Bünyamin Dobrucalı / SonMuhur