Ebu Hanife’nin Vasiyeti : Gasp Edilmemiş Toprağa Gömün!
Ebu Hanife’nin zindanda kaleme aldığı vasiyetnamesi yeniden gündemde. Anadilde ibadet, mülkiyet hakkı, akıl ve adalet vurgusu içeren tarihi vasiyet bugüne ışık tutuyor.
Ebu Hanife’nin Vasiyeti Ortaya Çıktı: “Gasp Edilmemiş Toprağa Gömün!”
BİLGE TABİRCİ / TÜRKİYE
İslam Dünyasının Büyük Aliminden Asırlar Sonra Gelen Evrensel Mesajlar
İslam dünyasının en büyük hukukçularından ve fıkıh imamlarından biri olan Ebu Hanife’nin (Numan bin Sabit) hayatının son döneminde kaleme aldığı vasiyetnamesi yeniden gündemde. Zehirlendiğini anlayınca zindanda kendisini ziyarete gelen öğrencilerine “Ölünce beni gasp edilmemiş bir toprağa gömün!” sözleriyle seslenen Ebu Hanife, ardında evrensel değerlerle dolu bir vasiyet bıraktı.
Vasiyetindeki ifadeler, sadece dini hassasiyetleri değil, aynı zamanda insan hakları, adalet, eşitlik, özgürlük ve toplumsal barış gibi kavramları da barındırıyor.
Arap Olmayanlara Anadilinde İbadet Hakkı, Zorla Mülk Alımına Ret
Ebu Hanife’nin vasiyetindeki dikkat çekici maddelerden biri, “Arap olmayan Müslümanların, anadilleriyle ibadet etmelerinin meşru” olduğunu vurgulaması. Bu ifadesiyle dini pratiğin etnik ve dilsel farklılıklarla uyum içinde olabileceğini ortaya koyuyor. Aynı zamanda mülkiyet hakkına dair de “Din için toprak gasp etmek meşru değildir” diyerek, zorla mal edinmenin dinen kabul edilemez olduğunu açıkça belirtiyor.
Kadın Hakları, Ahlaki Duruş ve Akla Dayalı Din Anlayışı
Ebu Hanife, evlenme ve boşanma hakkını bireye tanımakta, kadının evlenme ve eş seçme hakkının kendisine ait olduğunu vurgulamaktadır. Zulme karşı net tavır sergileyen alim, “Zulüm yapan idareciye hediye verilmez, hediyesi alınmaz” diyerek otoriteye karşı ahlaki duruşun önemini hatırlatıyor.
Ayrıca dinin akıl ve vahiy temelli olduğunu belirten Ebu Hanife, “Kur’an’a ve akla aykırı rivayetler, kaynağı ne olursa olsun reddedilir” diyerek aklın İslam düşüncesindeki yerine dikkat çekiyor.
Bugüne Işık Tutan Bir Miras
Ebu Hanife’nin yaklaşık 1300 yıl önce yazdığı bu vasiyet, çağdaş İslam yorumları ve hukuki sistemler açısından da yol gösterici olmayı sürdürüyor. Evrensel hukuk normları ve insan onurunu merkeze alan yaklaşımı, onu sadece bir dini lider değil, aynı zamanda insani değerlere dayalı adaletin savunucusu olarak da tarihe geçirmiş durumda.
Ebu Hanife’nin Vasiyeti (Tam Metin):
-
Arap olmayan Müslümanların, anadilleri ile ibadet etmeleri meşrudur.
-
Bir insanının mümin olduğunu ibadeti belirlemez.
-
Kimin cennete veya cehenneme gideceğini Allah’tan başka hiç kimse bilemez.
-
Beşeri ilişkilerde dindarlık ölçü değildir.
-
Namaz kıldırdığı için para almak helal değildir.
-
İmana dair son sözü Allah söyler.
-
Din için toprak gasp etmek (mülkiyeti başkasına ait bulunan bir malı zorla almak) meşru değildir.
-
Evlenme ve eş seçme hakkı kadının kendisine aittir.
-
Arapça kutsal dil değildir, kutsal olan anlamdır.
-
Allah’ın elçileri, Allah’ın kitabına aykırı konuşmazlar.
-
Kur’an’a ve akla aykırı rivayetler, kaynağı ne olursa olsun reddedilir.
-
İslam’da evliya diye bir sınıf yoktur, müminler Allah’ın evliyasıdır.
-
Cinayetin cezası, mümin ve kafir için aynıdır.
-
Haram para ile hasenat (hayır işleri) yapılmaz.
-
Zulüm yapan idareciye hediye verilmez, hediyesi alınmaz.
-
İyiliği emretmek, kötülükten alıkoymak farzdır.
-
İslam akıl ve vahiy dinidir. Akıl olmayanın dini de yoktur.













