Erdoğan’ın En Güçlü Rakibi Ankara’da Hedefte: Konser Soruşturması Üzerinden Mansur Yavaş'a Siyasi Operasyon İddiaları
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş hakkında konser soruşturması izni istenmesi, cumhurbaşkanlığı anketlerinde Erdoğan'ı geçen en güçlü rakibe yönelik siyasi operasyon iddialarını güçlendirdi. Yavaş, gönüllü ifade vermeye hazır olduğunu açıkladı.
Erdoğan’ın En Güçlü Rakibi Ankara’da Hedefte: Konser Soruşturması Üzerinden Mansur Yavaş'a Siyasi Operasyon İddiaları
YEREL GÜNDEM / ANKARA, TÜRKİYE
Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş hakkında "görevi kötüye kullanma" ve "denetim görevinin ihmali" suçlamalarıyla soruşturma başlatılması için İçişleri Bakanlığı’ndan izin istenmesi, başkent kulislerinde siyasi bir operasyon dalgası olarak yankılanıyor. Farklı kamuoyu araştırmalarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı geride bırakan en güçlü muhalif figür olarak öne çıkan Yavaş’a yönelik bu adımlar, halihazırda tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yaşadığı sürece benzerliğiyle dikkat çekiyor. DW Türkçe’den Gülsen Solaker’in haberine göre, Yavaş’ın cumhurbaşkanlığı yarışındaki yükselişi, onu iktidar için potansiyel bir tehdit haline getirmiş durumda.
Yavaş'tan "Gönüllü İfade" Çıkışı
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, ABB tarafından 2021-2024 yılları arasında düzenlenen 130 konserle ilgili soruşturma kapsamında Yavaş ve Özel Kalem Müdürü Nevzat Uzunoğlu hakkında izin talebinde bulunması, ABB ve CHP çevrelerinde şaşkınlıkla karşılandı. Yavaş’a yöneltilen "denetim görevini ihmali" gibi iddiaların, soruşturmanın "altının boş olduğu" ve siyasi saiklerle hareket edildiği izlenimini verdiği belirtiliyor.
CHP'li Başkan Mansur Yavaş, hafta sonunda yaptığı yazılı açıklamada Başsavcılığın soruşturma izni almasına gerek olmadığını belirterek meydan okudu: "Çağırırlarsa gönüllü olarak ifadeye vermeye hazırız. Çünkü bizim gizleyecek, çekinecek, saklayacak hiçbir şeyimiz yoktur. Kolaylık sağlamak, sürecin uzamasına fırsat vermemek adına izin alınmasına bile gerek görmüyoruz."
Suçlama Silsilesi ve Siyasi Saikler
ABB'ye yakın kaynaklar, soruşturmanın doğrudan Yavaş'a ulaşmaya çalışırken, izlenmesi gereken sorumluluk silsilesini atladığına dikkat çekiyor. Yavaş'ın söz konusu konserlerle ilgili iç soruşturma sürecini bizzat kendisinin başlattığı hatırlatılırken, "birinci elden ulaşılabilecek bir delil ya da suç bulunmadığının" altı çiziliyor.
Soruşturmaya yönelik en güçlü sahiplenici açıklamaların eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve oğlu Ankara Milletvekili Osman Gökçek dışında iktidar kanadından gelmemesi de, ABB çevrelerinde Gökçek ailesinin bu konu üzerinden siyasi bir meşruiyet alanı oluşturmaya çalıştığı şeklinde yorumlanıyor.
Kamuoyu araştırmaları da operasyonun siyasi algısını güçlendiriyor. AREA Araştırma’nın Eylül raporuna göre, iddiaların asılsız ve operasyonların siyasi olduğunu değerlendirenlerin oranı yüzde 54,3 iken, iddiaların gerçek olduğunu düşünenlerin oranı ise yüzde 30,2'de kalıyor.
Cumhurbaşkanlığı Yarışında En Güçlü Aday
Soruşturma izni talebinin zamanlaması, Mansur Yavaş’ın siyasi konumunu gözler önüne seriyor. Yavaş, pek çok farklı ankete göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı geride bırakan en güçlü muhalif figür olarak öne çıkıyor. Bu durum, onu iktidar için ciddi bir potansiyel tehdit haline getiriyor.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Eylül ayı sonunda verdiği bir demeçte bu bağlantıyı doğrudan kurmuştu: "Ekrem İmamoğlu aday olamazsa en kuvvetli aday Mansur Yavaş. Onu yenebilecek isim, anketlerde Erdoğan'ı geçiyor. Bu nedenle hedef gösteriliyor." Özel, Pazar günü Brüksel’deki mitinginde de destek mesajını yineleyerek, Yavaş’ı hedef almaya çalışanlara "Aklınızı başınıza alın, Mansur Yavaş yalnız değildir," ifadeleriyle sert tepki gösterdi.
Milliyetçi Oyların Yavaş'ta Toplanma Eğilimi
Soruşturmanın siyasi bir hamle olarak algılanmasının bir diğer nedeni de, Yavaş'ın milliyetçi seçmen tabanındaki güçlü pozisyonudur. Toplum Çalışmaları Enstitüsü’nün son raporuna göre Türkiye'nin yüzde 73,4'ü kendisini "milliyetçi" olarak tanımlıyor. MHP ve DEM Parti'nin PKK lideri Abdullah Öcalan için yaptıkları açıklamalardan rahatsız olan "milliyetçi" seçmenlerin, bu yeni sürece mesafeli duran ve ülkücü geçmişi olan Yavaş'a yönelme olasılığı yüksek görülüyor.
Bu eğilim, muhalefet partilerinden gelen desteklerle de pekişiyor. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ hafta sonunda Yavaş'ı ziyaret ederek "düşman ceza hukuku uygulamalarına son verilene kadar" arkasında olmaya devam edeceklerini açıkladı. İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu da Yavaş'a destek vererek, "Yavaş ile alakalı sürdürülen itibara yönelik birtakım soruşturmaların bizim nezdimizde zerre hükmü yoktur," diye konuştu.
Anketler ve Siyasi Riskler
Son anket sonuçları, iktidarın Yavaş’a yönelik hamlelerinin siyasi gerekçelerini destekliyor. Toplum Çalışmaları Enstitüsü'nün Eylül 2025 araştırmasına göre, olası bir cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda Mansur Yavaş yüzde 43,4 ile yüzde 38,7 oy oranına ulaşan Erdoğan'ın önünde yer alıyor. İkinci turda ise Yavaş yüzde 47,9, Erdoğan ise yüzde 43,2 oy alıyor. HBS Araştırma’nın Ekim anketinde ise Yavaş’ın ikinci turda yüzde 57,3 ile Erdoğan’a (yüzde 42,7) karşı daha büyük bir fark açtığı görülüyor.
Kulislerde, İmamoğlu’nun durumuna benzer bir adımın ekonomiyi tümüyle bozma riskini AKP’nin üstlenemeyeceği yorumları yapılsa da, iktidarın "oyun dışına itmek" için siyasi hamleleri dışlamadığı da belirtiliyor.













