Harvard'dan Trump’a Dava: Almanya’dan “Demokrasiye Darbe” Tepkisi
Trump yönetiminin Harvard Üniversitesi’ne yönelik yabancı öğrenci yasağı kararına karşı üniversite mahkemeye başvurdu. Karara Almanya başta olmak üzere birçok ülkeden sert tepkiler geldi. Akademik özgürlük ve demokrasi tartışmaları yeniden gündemde.

Harvard'dan Trump’a Dava: Almanya’dan “Demokrasiye Darbe” Tepkisi
YEREL GÜNDEM / ANKARA
Trump Yönetimi Yabancı Öğrencileri Hedef Aldı, Harvard Anayasa İhlali Dedi
ABD’de Donald Trump yönetimiyle Harvard Üniversitesi arasında yabancı öğrenci kabulü üzerinden başlayan kriz, hukuki ve diplomatik boyuta taşındı. Trump yönetiminin, Harvard’ı “antisemitizmi teşvik etmek”le suçlayarak uluslararası öğrenci kabul programını durdurması üzerine üniversite harekete geçti. Harvard, kararı “Anayasa ihlali” olarak nitelendirerek Boston Federal Mahkemesi’ne başvurdu.
Üniversite yönetimi, bu kararın yaklaşık 7 bin uluslararası öğrenciyi etkileyeceğini ve binlerce öğrencinin kabulünün iptal edilmek zorunda kalınacağını belirtti. “Harvard, uluslararası öğrencileri olmadan Harvard olamaz” açıklaması yapan yönetim, Trump’ın kararnamesiyle akademik özgürlüğün yok sayıldığını savundu.
“Kalem Darbesiyle Üniversitenin Dörtte Biri Silinemez”
Harvard Rektörü Alan Garber, üniversitenin akademik bağımsızlığına müdahale edildiğini vurgulayarak, “Yönetim, bir kalem darbesiyle Harvard’ın öğrenci topluluğunun dörtte birini silmeye çalıştı” dedi. Garber, Trump yönetiminin Harvard’ı hedef almasının sebebinin “boyun eğmeyi reddetmeleri” olduğunu söyledi.
Üniversite önünde öğrenciler ve akademisyenler protesto düzenlerken, “diren” yazılı bayraklar taşıyarak Trump’ın akademiye yönelik baskılarını eleştirdi. Kararın yalnızca yeni kayıt olacakları değil, mevcut öğrencileri de kapsaması, Harvard’daki 550 Alman öğrenci de dahil olmak üzere binlerce kişiyi doğrudan etkiliyor.
Almanya: Akademik Özgürlük Demokrasi Meselesidir
Almanya, Trump yönetiminin kararına sert tepki gösteren ülkelerden biri oldu. Alman Hükümeti Sözcü Yardımcısı Sebastian Hille, akademik özgürlüğe yapılan müdahalelerin doğrudan demokrasiyi tehdit ettiğini söyledi. Hille, uluslararası değişim programlarının bilimsel ilerlemenin ve ekonomik büyümenin anahtarı olduğunu hatırlattı.
Alman Dışişleri Bakanlığı da Harvard’daki Alman öğrencilerin durumuna dikkat çekerek, konunun Berlin için “aciliyet taşıdığını” duyurdu. ABD ile kısa sürede resmi temasların kurulacağı belirtildi.
Alman Bakan: “Çok Kötü ve Dramatik Bir Karar”
Almanya Araştırma ve Teknoloji Bakanı Dorothee Bär, Trump yönetiminin kararını “çok ama çok kötü bir karar” olarak değerlendirdi. Bilim özgürlüğünün genç nesillerin geleceği açısından yaşamsal olduğunu belirten Bär, ABD’nin bu kararı geri almasını umduklarını söyledi.
Bär, “Özgür dünya için bu karar olumlu bir sinyal olamaz. Bilimsel özgürlüğü savunmak artık bizim görevimiz” diyerek, Avrupa’nın bu konuda net bir duruş sergilemesi gerektiğini vurguladı.
Lauterbach: Amerikan Bilim Politikalarının İntiharı
SPD’li siyasetçi ve eski Almanya Sağlık Bakanı Karl Lauterbach da Harvard mezunu ve konuk öğretim görevlisi sıfatıyla karara sert tepki verdi. Lauterbach, ABD ekonomisinin en güçlü temel taşlarından biri olan üniversitelerin siyasi sebeplerle zayıflatılmasının büyük bir hata olduğunu ifade etti.
“Bu karar, Amerikan bilim politikasının intiharı olur,” diyen Lauterbach, Harvard mezunlarının dünya çapında bilgi ve değer ürettiğini, Trump’ın bu adımının ABD’yi sadece eğitimde değil, ekonomik alanda da zora sokacağını belirtti.
Akademik Özgürlük İçin Küresel Dayanışma Çağrısı
Uluslararası kamuoyu, Harvard Üniversitesi etrafında yükselen baskıya karşı birlik çağrısı yapıyor. Avrupa Birliği başta olmak üzere birçok ülke, Trump yönetiminin bu tarz uygulamalarının demokratik değerlerle bağdaşmadığı görüşünde.
Harvard davası, yalnızca bir üniversitenin değil, akademik özgürlüklerin, öğrenci hareketliliğinin ve küresel bilginin serbest dolaşımının geleceği açısından da kritik bir örnek haline geldi.