İmamoğlu İçin İmza Kampanyası mı, Algı Operasyonu mu?
CHP’nin İmamoğlu üzerinden yürüttüğü kampanyaların, halkın gerçek adalet arayışını gölgelediği eleştiriliyor. İmza kampanyalarının güvenilirliği ve partinin mağduriyet karşısındaki seçici tutumu yazıda detaylı şekilde inceleniyor.

YUSUF İNAN YAZDI...
İmamoğlu İçin İmza Kampanyası mı, Algı Operasyonu mu?
CHP'nin son günlerde başlattığı kampanyalar, özellikle Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından hızla sokaklara taşındı. Parti yöneticileri, il il dolaşıp imza kampanyaları organize ederken, medyada da “milyonlar İmamoğlu için ayakta” manşetleri yer bulmaya başladı. Peki bu gerçekten halkın hukuk mücadelesi mi, yoksa ustalıkla yürütülen bir siyasi ajitasyon mu?
15 Milyon İmza Gerçek Mi?
CHP, İmamoğlu’nun olası Cumhurbaşkanlığı adaylığına destek vermek amacıyla sandıklar kurdu. Medyada, “15,5 milyon kişi imza verdi” ifadesi sıklıkla dile getirildi. Ancak bu sayı, hem teknik olarak hem de kontrol mekanizmaları açısından sorgulanmayı hak ediyor. Onlarca sandıkta kimlik kontrolü yapılmadan oy kullanıldığına dair iddialar var. Birden fazla imza atanlar, farklı isimler yazanlar, sahte destek beyanları… Bu durum kampanyanın meşruiyetini gölgede bırakıyor.
Siyasi partiler elbette kampanya yapabilir. Ancak bu kampanyaların güvenilirliği, şeffaflığı ve halk vicdanındaki yansıması önemlidir. Eğer CHP bu kampanyaları bir algı yönetimi aracı haline getirirse, partinin güvenilirliği ciddi biçimde sorgulanacaktır.
Halkın Tepkisi Gerçek, CHP’nin Samimiyeti Tartışmalı
İmamoğlu üzerinden yükselen tepkiler, aslında halkın yıllardır biriktirdiği adalet arzusunun bir dışavurumu. Ancak bu öfkenin İmamoğlu’na duyulan sevgiden ziyade, genel bir hukuk sistemine yönelik isyan olduğunu unutmamak gerek. CHP, yıllardır bu tepkinin olgunlaşmasını izledi. Şimdi ise halkın öfkesini sahiplenmiş gibi yaparak sokağa indi. Oysa geçmişte, halkın yaşadığı acılara sessiz kalan CHP’nin samimiyeti hâlâ tartışmalı.
FOTO: Elif - Ayşe İnan - Ukrayna - 2025 - Elif ve Ayşe Ukrayna'da sığınakta...
Ekrem İmamoğlu için “ülke ayağa kalktı” diyen CHP, acaba benzer bir özeni neden Elif ve Ayşe gibi savaştan çıkamayan çocuklar için göstermedi? Ukrayna’da yıllardır (7 YIL) ölümle burun buruna yaşayan Türk ve Müslüman çocuklar için bir basın açıklaması dahi yapılmadı. Onların babası bir gazeteci olarak hukuksuz yedi yıldır devam eden adli kontrol kararlarıyla Türkiye’den çıkamazken, Ukrayna'daki evine, ailesine, çocuklarına gidemezken CHP ne yaptı?
Ajitasyon ve Beddua
İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “ilk kez ailesinden ayrıldı” sözleriyle kamuoyuna sunulan dramatik anlatı, siyaseten duygu sömürüsünün en belirgin örneği. Herkes ailesinden ayrı kalmanın acısını bilir ama bu yaşanmışlıklar politik çıkar malzemesi olmamalı.
İmamoğlu’nun babası Hasan İmamoğlu’nun kamuoyuna yansıyan bedduası ise başka bir tartışmayı beraberinde getirdi. “Bizi bu kadar perişanlığa sürükleyenler, çoluk çocuğunun ciğerinden et yiyerek iyileşmeye uğraşsın ve iyileşemesin.” Sözleri, acının doğurduğu öfke kadar, siyasetin nasıl bir cinnet haline geldiğinin de göstergesi. Bu tür ifadeler, mağduriyetin vicdanları etkileme potansiyelini sıfırlar.
Herkese Adalet, Herkese Hukuk Mu?
CHP, geçmişte kendi siyasetçileri mağdur olduğunda seferber oldu. Enis Berberoğlu, Eren Erdem, Banu Özdemir gibi isimler için günlerce açıklama yapan, sokaklara çıkan parti, sıradan vatandaş, muhalif gazeteci, adaletsizlik yaşayan sivil için neden kılını kıpırdatmadı?
FOTO: CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu CHP Milletvekili Enis Berberoğlu için adalet pankartı ile yürüyor...
CHP’nin temel sorunu işte burada: Seçici adalet anlayışı. Parti, "Herkes için CHP" sloganını “Herkes İçin Adalet” sloganı haline getirmedikçe, İmamoğlu için yaptığı seferberlik samimi görünmeyecek.
Hukuksuzluklara Karşı mı, Yanında mı?
İronik bir şekilde CHP, hukuk sisteminde yaşanan çürümeye karşıymış gibi görünse de, bu sistemin işine geldiği yerlerde sessizliğini korudu. Hukuksuzluk CHP’nin lehineyse ses çıkarmadı. CHP'yi eleştiren, Kılıçdaroğlu'nun villasını haber yapan, doğruları yazan gazetecilerin yedi yıl boyunca hukuksuz adli kontrolde tutulmasına göz yumdu.
Gerçek Ne?
Bugün sokaklarda İmamoğlu için açılan imza stantlarının ne kadar sağlıklı olduğu meçhul. Aynı kişi farklı isimlerle imza atabiliyor. Kimlik kontrolü yok. Yarın CHP Genel Başkanı Özgür Özel çıkıp “50 milyon imza topladık” dese, buna inanmak zor olur.
İmamoğlu için 10 gün bile olmamışken böylesine bir telaşa kapılan CHP, yıllardır hak arayan mağdurların çığlığına sessiz kaldı. İşte bu nedenle CHP’nin gerçek ve samimi bir hukuk mücadelesi verdiğini söylemek zor.
Gerçekten adalet isteyen bir parti, herkes için adalet ister.
Her mağdurun yanında olur?
Her hukuksuzluğa ses yükseltir.
CHP’nin yapması gereken; popülist ajitasyon değil, samimi bir özeleştiri ve toplumsal vicdana yönelik kalıcı bir dönüşümdür.
Aksi halde İmamoğlu için adalet isteyen Özgür Özel, kendisinin Cumhurbaşkanı adaylığının alt yapsını hazırlar.
İmamoğlu da mağdur olduğuyla kalır!
YUSUF İNAN / YURTTA SULH CİHANDA SULH
Twitter : @Yusufinan2023
Instagram : yusufinan2023
Instagram : fondinan2016
Email : [email protected]
Web: www.yerelgundem.com