İnfaz düzenlemesi FETÖ’nün propaganda tuzağını bozabilir
İnfaz düzenlemesi, FETÖ’nün cezaevi üzerinden yürüttüğü mağduriyet ve propaganda stratejisini bozacak kritik bir fırsat olabilir. Hukukun eşitlik ilkesine uygun adımlarla işlememesi, FETÖ’nün elini daha da güçlendirebilir.
İnfaz düzenlemesi FETÖ’nün propaganda tuzağını bozabilir
YUSUF İNAN / YEREL GÜNDEM / ANKARA
Adaletin tesisi için fırsat: TBMM'de bekleyen infaz düzenlemesi kritik bir sınav haline geldi
Yeni infaz düzenlemesi, Türkiye’de sadece adalet sisteminin değil, aynı zamanda terörle mücadelenin de önemli bir unsuru haline geldi. TBMM gündeminde yer alan ve Kurban Bayramı öncesinde yasalaşması beklenen 10. Yargı Paketi’nde yer alan infaz maddesi, yurt dışındaki FETÖ yöneticilerini tedirgin etmiş durumda. Nedeni açık: İnfaz düzenlemesi, doğru uygulanırsa FETÖ’nün yıllardır kullandığı “mağduriyet” kartını boşa çıkarabilir.
FETÖ’nün cezaevi stratejisi: Aidiyet yaratmak ve propaganda üretmek
FETÖ’nün iç yapısında cezaevleri adeta bir eğitim ve aidiyet merkezi gibi çalışıyor. Örgüt, Türk yargısının içerisine sızmış kripto yapılanması aracılığıyla masum bireyleri cezaevine sokarak kendine bağlılık duygusunu artırıyor. Bu durum, özellikle yurt dışında yaşayan FETÖ yöneticileri tarafından sistematik biçimde propaganda malzemesi olarak kullanılıyor.
FETÖ, cezaevlerini yalnızca bir infaz mekânı değil, aynı zamanda örgütsel sadakati pekiştirme aracı olarak değerlendiriyor. Bu nedenle adaletli bir infaz düzenlemesi, örgütün içerideki gücünü kırmakla kalmayacak, dışarıdaki algı operasyonlarını da büyük ölçüde etkisiz hale getirecektir.
ByLock ve stratejik komplolar: Süreci sabote etme planları
FETÖ’nün uzun vadeli stratejik planlamalarının bir örneği de ByLock. Örgütün kendi üyelerine yazdırdığı bu uygulama üzerinden insanları sistematik şekilde tuzağa düşürdüğü, hileyle bu sisteme kaydettirdiği artık resmi kayıtlarla ortaya konmuş durumda.
Daha da çarpıcısı, ByLock sunucularının içeriğini örgüt üyelerinin kendilerinin hazırladığı ve sonrasında MİT’e bizzat teslim ettikleri iddiası. ByLock sunucularının içeriğini isteseler bir kaç saniye içinde silebilirlerdi. Silmeyip MİT'e teslim etmeleri bu süreci de kendilerinin kurguladıkları tezini güçlendiriyor. Bu operasyonun amacı, Ak Parti ile dindar kesim arasındaki duygusal bağı koparmak, Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın halk nezdindeki meşruiyetini zedelemekti.
Bu planın bir parçası olan 17-25 Aralık operasyonları ve 15 Temmuz hain darbe girişimi de aynı hedefe yönelmişti: Türk milletini iktidarla karşı karşıya getirmek ve FETÖ’nün siyasi mühendisliğini tahkim etmek.
Eşitlik ilkesine aykırı bir düzenleme FETÖ’nün oyununa gelir
Meclis’te tartışmaları süren infaz düzenlemesi, bu yönüyle çok daha kritik bir anlam taşıyor. FETÖ, yeni düzenlemenin “seçici” biçimde uygulanmasını istiyor. Zira bu, hem içerideki örgüt mensupları için mağduriyet söylemini sürdürmelerini sağlayacak hem de dış kamuoyuna “Türkiye'de hukuk yok” propagandası yapmalarına olanak tanıyacak.
Bu nedenle eşitlik ilkesine aykırı her adım, FETÖ’nün elini güçlendirir. Oysa ki yapılması gereken, hukuk sistemini gerçek anlamda adil işleterek hem mağduriyetleri sona erdirmek hem de FETÖ'nün algı tuzaklarını boşa çıkarmaktır.
TBMM'ye tarihi sorumluluk düşüyor
Bugün TBMM’nin önünde sadece bir yasa düzenlemesi değil, aynı zamanda FETÖ’nün yıllardır inşa ettiği algı mühendisliğini çökertme fırsatı bulunuyor. İnfaz düzenlemesi üzerinden adalet duygusu yeniden tesis edilirse, örgütün hem içerdeki hem dışarıdaki gücü büyük darbe alacaktır.
Kulis bilgilerine göre, Covid-19 izninden kimlerin yararlanabileceğine ilişkin madde halen netleştirilemedi. Örgütlü suçların bu kapsama alınıp alınmaması ise infaz paketinin kaderini belirleyecek. Ancak burada yapılacak hukuki ve toplumsal hassasiyet gözetilmeden atılacak her adım, FETÖ’nün amaçlarına hizmet edebilir.
FETÖ kriterleri yeniden ele alınmalı
Bir başka kritik başlık ise FETÖ kriterleri. Son yıllarda çok sayıda mağduriyet doğuran bu kriterlerin gözden geçirilmesi ve gerçek örgüt mensuplarının tespitine odaklanılması gerektiği artık geniş çevrelerce kabul görüyor. Sıradan vatandaşları hedef alarak adalet sağlanamaz; aksine FETÖ’nün söylemlerine güç verilir.
Bu nedenle, yeni düzenlemenin yalnızca ceza sürelerine odaklanması değil, aynı zamanda adil yargılama ve yeniden değerlendirme mekanizmalarının da oluşturulması gerekiyor.













