İran’dan ABD’ye Misilleme Sinyali: Saldırganlık Cevapsız Kalmayacak
ABD'nin İran'daki nükleer tesislere düzenlediği saldırı sonrası Tahran, karşılık vereceğini duyurdu. İran misilleme seçenekleri ve Hürmüz Boğazı hamlesiyle bölgesel krizi derinleştirebilir.
İran’dan ABD’ye Misilleme Sinyali: “Saldırganlık Cevapsız Kalmayacak”
YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE
ABD’nin İran’daki Nükleer Tesisleri Vurması Sonrası Tahran Geri Adım Atmayacağının Mesajını Verdi
ABD’nin 22 Haziran sabahı İran’daki üç önemli nükleer tesisi hedef alarak gerçekleştirdiği saldırı, bölgede tarihi bir kırılma anı olarak kayda geçti. İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ve üst düzey yetkililer, Washington’ın bu hamlesine sert bir karşılık geleceğini duyurdu. İran Devrim Muhafızları, “üzücü ve tahmin edilemez” bir yanıt hazırlığında olduklarını belirtirken, Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, “kendimizi koruma hakkımız çerçevesinde gerekli ve orantılı cevap verileceğini” açıkladı.
İran’ın Seçenekleri Masada: Sert Saldırı mı, Stratejik Sabır mı?
BBC güvenlik muhabiri Frank Gardner’a göre Tahran üç stratejik yol arasında karar verecek: hiçbir karşılık vermemek, hızlı ve sert bir askeri misilleme ya da zamanlaması belirsiz, uzun vadeli ve hedef seçici bir saldırı. Bu yolların her biri bölgesel istikrar açısından farklı riskler taşıyor.
Saldırısız geçmek İran’ın iç politikadaki itibarını zedeleyebilirken, doğrudan askeri misilleme ABD üslerini ve Körfez ülkelerindeki varlıklarını hedef haline getirebilir. Uzmanlara göre İran, saldırının düzenlendiği yerleri tespit ettiğini duyurarak zamanlamayı kendi lehine çevirmeyi amaçlıyor.
Hürmüz Boğazı Hamlesi: Ekonomik Bir Silah mı?
İran medyasında çıkan haberlere göre, ilk misilleme adımı Hürmüz Boğazı'nın kapatılması olabilir. Meclisten geçen bu öneri şu anda İran Ulusal Güvenlik Konseyi’nin onayına sunulmuş durumda. Dünyadaki petrolün üçte birinin bu boğazdan geçmesi, hamlenin sadece askeri değil, ekonomik sonuçlar doğurabileceğini gösteriyor. Reuters’in aktardığına göre Körfez ülkeleri alarma geçerken, uluslararası hava yolları da İran, Irak, Suriye ve İsrail hava sahalarını kullanmaktan kaçınmaya başladı.
Diplomasi Kapısı Kapanmadı, Ama Sertleşti
İstanbul’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısında konuşan Arakçi, “ABD kalın bir kırmızı çizgiyi aştı” diyerek Tahran’ın diplomatik kanalları ancak misilleme sonrası tekrar değerlendireceğini belirtti. Arakçi’nin Pazartesi günü Moskova’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le görüşecek olması, diplomasi masasının hâlâ devre dışı kalmadığını gösteriyor.
İran ayrıca, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’ndan (NPT) çekilmeyi gündemine aldı. İran Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, 10. madde çerçevesinde anlaşmadan çıkmanın “meşru bir hak” olduğunu savundu.
İran’ın Askeri Opsiyonları Ne?
İran, Orta Doğu’da ABD’ye ait yaklaşık 20 üsse karşı geniş bir balistik füze ve insansız hava aracı cephaneliğine sahip. Devrim Muhafızları, geçmişte de Irak’taki Ayn el-Esed Hava Üssü’ne doğrudan füze saldırısı düzenlemişti. Ayrıca İran, Körfez’de ABD donanmasına ait savaş gemilerine karşı hızlı torpido botlar ve “sürü saldırısı” tekniklerini geliştirdi.
Ancak İran, yalnızca ABD hedeflerini değil, bölgedeki müttefik ülkeleri de potansiyel hedef olarak görüyor. Tahran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’in danışmanlarından Ali Ekber Velayeti, “ABD’ye yardım eden her ülke meşru hedefimizdir” diyerek bu çizgiyi açıkça ortaya koydu.
Körfez Teyakkuzda: Suudi Arabistan, Kuveyt ve Bahreyn Önlem Alıyor
ABD’nin İran’a saldırısı, Körfez ülkelerinde ciddi güvenlik alarmına yol açtı. Suudi Arabistan, gelişmeleri “endişe verici” olarak tanımlayıp uluslararası toplumu siyasi çözüme çağırırken, Bahreyn kamu çalışanlarının %70’ini evden çalışmaya geçirdi. Kuveyt ise sığınaklar inşa ettiğini, uzaktan çalışmayı genişlettiğini ve radyasyon seviyelerini takip ettiğini duyurdu.
ABD’nin Bahreyn, Kuveyt, Katar, BAE, Irak ve Ürdün’deki üsleri, olası bir İran misillemesinin ilk hedefleri arasında değerlendiriliyor.
Trump: “Barışı Seçmezlerse, Daha Sert Saldırılar Gelecek”
ABD Başkanı Donald Trump, saldırının ardından yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında İran’ın nükleer kapasitesinin “tamamen yok edildiğini” iddia etti ve Tahran’ın barışı kabul etmemesi halinde “çok daha sert saldırılar” yapılacağı uyarısında bulundu. Bu açıklama, bölgede tansiyonun kısa vadede düşmeyeceğine işaret ediyor.
Ortadoğu, bir kez daha bölgesel savaş senaryolarının eşiğinde. İran’ın vereceği yanıt, sadece askeri değil, diplomatik ve ekonomik sonuçlarıyla da küresel dengeleri etkileme potansiyeline sahip.













