İzmir’in kültür bekçisi: Lucien Arkas’tan kente bir sanat durağı daha
Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas, Ayşe Mayda Köşkü’nü “Arkas Sanat Göztepe” olarak kente kazandırdı. Genç odaklı programlarla desteklenen merkez, 2026’da Bayraklı’da açılması planlanan yeni sanat merkezinin habercisi.
Yerel Gündem 
İzmir’in kültür bekçisi: Lucien Arkas’tan kente bir sanat durağı daha
YEREL GÜNDEM / İZMİR
Kentin hafızasına yatırılan ömür
İzmir iş dünyasının deneyimli ismi Lucien Arkas, yalnızca sanayi, lojistik ve istihdama sağladığı katkılarla değil; kentin kültür–sanat altyapısını güçlendiren girişimleriyle de öne çıkıyor. 80. yaşını ailesiyle kutlayan Arkas, “kazandığını kente yatırma” yaklaşımını, restorasyon ve sanat merkezleriyle somutlaştırıyor. Holding bünyesindeki şirketlerde istihdam ettiği binler ve düzenli vergi performansı kadar; tarihi yapıların yaşama döndürülmesi ve küresel nitelikte sergilerin İzmir’le buluşturulması, onu kent belleğinde ayrı bir yere koyuyor.
Arkas Sanat Göztepe: Ayşe Mayda Köşkü’nde yeni sayfa
Arkas’ın İzmir’e kazandırdığı beş sanat merkezinin ardından, altıncı durak Göztepe’deki Ayşe Mayda Köşkü oldu. Sadrazam Kamil Paşa’nın 19. yüzyılda yaptırdığı köşk, titiz bir restorasyonun ardından “Arkas Sanat Göztepe” adıyla kapılarını açtı. Bu yapı, Arkas’ın restorasyonunu üstlenip sanat merkezine dönüştürdüğü dördüncü tarihi bina niteliğinde. Açılışla birlikte, Arkas Koleksiyonu’ndan seçilen ve geç Osmanlı’dan 20. yüzyılın ikinci yarısına uzanan bir Türk ressamları seçkisi sanatseverlerle buluştu. Kentin yoğun konut ve ticaret akslarından birinde konumlanan köşk, hem gençlerin hem de ailelerin erişebileceği bir kültür odağı olarak tasarlandı.
“Gençlerin sanat algısını değiştirmeye çalışıyorum”
Açılışta duygularını paylaşan Lucien Arkas, “Gençlerin sanat algısını değiştirmeye çalışıyorum” diyerek hedefi net tarif ediyor: “Sanat merkezlerimizin ziyaretçilerinin yüzde 45’i gençlerden oluşuyor. Bu merkezlerde tohum ekiyoruz. Genç ziyaretçilerin yüzde 10’u sanatı sevse, bu bile çok önemli.” Arkas’a göre mesele yalnızca eser sergilemek değil; gençlerin hayatına sanatın kalıcı biçimde girmesini sağlamak. Bu nedenle programlar, rehberli turlar ve atölyeler, gençlerin ilgisini canlı tutacak biçimde kurgulanıyor.
Koleksiyon ve paylaşım vizyonu
Arkas, koleksiyonunu mümkün olan en geniş kitleyle paylaşma konusunda ısrarcı. “Avrupalılar gördüklerinde şaşırıyor,” diyen Arkas, büyük eserlerin büyük emek ve yatırım gerektirdiğinin altını çiziyor ve ekliyor: “Misyonumuz, sahip olduğumuz değerleri paylaşmak; özellikle gençlere ulaşmak. Tüm bu binaları sanat merkezleri olarak İzmir’e kazandırmaktan büyük mutluluk duyuyorum.” Kent merkezindeki farklı semtlerde konumlanan sanat durakları, İzmirlinin gündelik rotasına kültür molası eklemeyi hedefliyor.
2026 vizyonu: Bayraklı’daki yeni merkez ve uluslararası iş birliği
Sıradaki adım, 2026’da Bayraklı Mistral’de açılması planlanan Lucien Arkas Sanat Merkezi. Proje, koleksiyon yönetimi ve sergileme standartları açısından uluslararası iş birlikleriyle hazırlanıyor. Planlamaya göre, küresel modern ve çağdaş sanatın referans eserleri İzmir’de, nitelikli küratöryel içerik ve eğitim programları eşliğinde izleyiciyle buluşacak. Böylece kent, yalnızca yerel üretimle değil, dünya ölçeğinde seçkilerle de sanat haritasındaki yerini büyütecek.
Yerelde destek, genelde etki: Sponsorluk tartışmasına İzmir’den bakış
Kente yatırım ve katkı vurgusu, sponsorluğun yerel etkisi tartışmasını da beraberinde getiriyor. İzmir’de kurulu bazı grupların farklı illerdeki projelere destek olması kuşkusuz kıymetli; ancak kamuoyunun beklentisi, İzmir ve Ege’de daha görünür ve süreklilik arz eden projelerin artması yönünde. Bu çerçevede Arkas’ın modelinin, “kente kazandır–sürdürülebilir işlet” yaklaşımıyla, diğer kurumlara ilham verdiği değerlendiriliyor.
Kente kalan: Erişilebilir kültür altyapısı
Arkas’ın restorasyonları ve sanat merkezleri, yalnızca mimari mirası korumuyor; aynı zamanda erişilebilir bir kültür altyapısı inşa ediyor. Okul gezileri, ücretsiz/indirimli günler, rehberli turlar ve atölyelerle sanatın geniş kitlelere ulaştırılması amaçlanıyor. Kentlinin günlük yaşamında sanatın alışkanlığa dönüşmesi, İzmir’in turizmden eğitime, yaratıcı endüstrilerden markalaşmaya kadar birçok alanda katma değer üretmesine katkı sağlayacak.
