KAAN çıkışı Ankara’yı salladı: Fidan’ın sözleri iktidar kulislerinde güç kavgasını tetikledi
Hakan Fidan’ın KAAN motor lisansı çıkışının ardından Ankara kulislerinde “gaf–güç savaşı” tartışması alevlendi. SSB, programın tek bir ülkeye bağlı olmadığını vurgularken, gözler CAATSA, lisans süreci ve yerli motor takvimine çevrildi.
KAAN çıkışı Ankara’yı salladı: Fidan’ın sözleri iktidar kulislerinde güç kavgasını tetikledi
YEREL GÜNDEM / ANKARA
Beyaz Saray görüşmesinin ardından gelen açıklama kriz yarattı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 25 Ağustos’ta Washington’da ABD Başkanı Donald Trump’la yaptığı görüşmenin yankıları sürerken, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın New York’taki Türkevi’nde dile getirdiği KAAN açıklaması iktidar kulislerinde yeni bir fay hattını görünür kıldı. Fidan, TRT muhabirinin sorusu üzerine 2019’dan bu yana yürürlükte olan CAATSA yaptırımlarının kaldırılması gerektiğini vurguladı; 5. nesil yerli savaş uçağı KAAN’ın üretiminde kullanılacak motorların lisans onaylarının beklediğini söyleyerek “Lisansların çıkarılıp motorların gelmesi lazım ki KAAN’ların üretimi başlayabilsin” ifadesini kullandı. Bu sözler, savunma programının dış tedarike bağımlılığına işaret ettiği yorumlarıyla Ankara’da geniş bir tartışma başlattı.
SSB’den “yol haritası değişmedi” vurgusu
Fidan’ın sözlerinin ardından Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, isim vermeden yaptığı değerlendirmede, KAAN ve yerli motor geliştirme çalışmalarının “planlandığı gibi” ilerlediğini duyurdu. Görgün, programın “tek bir ülkenin motoruna bağlı olmadığını” belirterek alternatif tedarik ve yerli geliştirme eksenine dikkat çekti. Bu karşı açıklama, yürüyen diplomatik süreç ile savunma ekosisteminin teknik planlaması arasındaki ton farkını ortaya koydu.
Kulislerde ‘gaf’ ve ‘güç savaşı’ yorumları
Ankara kulislerinde konuşulanlara göre, iktidar cephesinde Fidan’a yakın kimi isimler dahi açıklamayı “zamanlama ve vurgu hatası” olarak nitelendirirken, eleştiriler “Erdoğan sonrası dönemin güç haritası” üzerinden okunuyor. Onlar TV’den Barış Terkoğlu, KAAN tartışmasının AKP içinde “derin bir kriz” tetiklediğini, tepkilerin bir kısmının da olası liderlik senaryolarıyla bağlantılı olduğunu aktardı. İddialara göre iktidara yakın bazı kalemlerle iletişime geçilerek, Fidan’ın sözlerine ilişkin eleştirel yazılar kaleme almaları istendi; bu da parti içi çekişmenin iletişim ayağının devreye girdiği yorumlarını güçlendirdi.
Dosyanın merkezinde üç başlık: Yaptırımlar, motor lisansı, yerlileşme
Gözler üç kritik başlığa çevrilmiş durumda:
-
CAATSA yaptırımları: 2019 sonrası etkileri savunma tedarik zincirinde sürüyor. Ankara, Washington hattında çözüm arayışının Beyaz Saray görüşmesiyle ivme kazandığı değerlendiriliyor.
-
Motor lisansları ve kongre onayı: Fidan’ın işaret ettiği “lisans–teslimat” eşleşmesi, KAAN’ın erken üretim takvimini doğrudan etkileyebilecek bir teknik/diplomatik eşik olarak öne çıkıyor.
-
Yerli motor geliştirme: SSB’nin “tek ülkeye bağlı değiliz” mesajı, çok kaynaklı tedarik ile yerli güç grubu geliştirme hatlarının paralel yürüdüğüne işaret ederken, kamuoyunda “ara çözüm–nihai çözüm” ayrımına dair beklentileri artırıyor.
Siyasette denge arayışı: İletişim dili mi, stratejik sessizlik mi?
İktidar kanadında mesaj yönetimi konusunda iki yaklaşım konuşuluyor: Bir kesim, dışa açık beyanlarda stratejik belirsizliği koruyan bir dilin savunma dosyalarında daha uygun olacağını savunurken; diğer kesim, şeffaf ve gerçekçi çerçevenin hem piyasa hem de kamuoyu güveni açısından gerekli olduğu görüşünde. Farklı tonlar, parti içi rekabeti kızıştırırken, nihai kararın Cumhurbaşkanlığı koordinasyonunda verileceği belirtiliyor.
Ne olacak? Senaryolar ve olası takvim
Kulis bilgilerine göre masada üç senaryo öne çıkıyor:
-
Hızlandırılmış diplomasi: Washington ve ilgili lisans makamlarıyla yürütülen temasların hızlandırılması; ara motor tedarikiyle üretim bandının “minimum gecikmeyle” devamı.
-
Çoklu tedarik–yerli paralel ilerleme: Alternatif tedarik hattı ve yerli motor takvimlerinin eşzamanlı yürütülmesi; entegrasyon testlerinin toplu planlanması.
-
İletişim protokolü: Savunma dosyalarında tek ağızdan iletişime geçilmesi; program güncellemelerinin Safran/TUSAŞ/TEI benzeri endüstriyel muhataplarla koordineli duyurulması.
Ankara, KAAN projesini yalnızca teknik bir platform değil, aynı zamanda jeopolitik ve kurumsal kapasite göstergesi olarak görüyor. Bu nedenle tartışmaların kısa vadede iletişim düzleminde sertleşmesi beklenebilir; ancak orta vadede hem diplomasi hem de sanayi planlamasında dengeleyici bir çizginin tesis edilmesi sürpriz olmayacaktır.













