Türk Beachwear Markası PSC, Yaz Ruhunu Plajlara Taşıyor
Türk beachwear markası PSC, Pelin Yaşar Koşal ve Pia Hakko Yeşil’in vizyonuyla tasarladığı koleksiyonlarla plaj modasında estetik ve duyguyu buluşturuyor. Zamansız tasarımlarla yazın ruhuna stil kazandırıyor.
Türk Beachwear Markası PSC, Yaz Ruhunu Plajlara Taşıyor
YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE
Pelin Yaşar Koşal ve Pia Hakko Yeşil’den ilhamla: Özgürlük, rahatlık ve zarafetin beachwear hali
“PSC, kendini ifade etmenin zarif bir yolu; plaj modasında yaratıcılıkla şıklığın buluştuğu nokta”
Yaz aylarında plajlara stil sahibi bir dokunuş yapmak isteyenlerin gözdesi haline gelen Türk beachwear markası PSC, sadece bir moda markası olmanın ötesine geçerek yaz mevsiminin ruhunu tasarımlarına yansıtıyor. Pelin Yaşar Koşal ve Pia Hakko Yeşil’in birlikte yarattığı PSC, hem yaratıcı çizgileri hem de fonksiyonel detaylarıyla dikkat çekiyor. Markanın çıkış motivasyonu ise oldukça net: Zahmetsiz şıklıkla duyguyu birleştiren, özgürlük hissi veren parçalar üretmek.
PSC, beachwear dünyasında sadece estetik değil, aynı zamanda anlam ve duyguyla hareket ediyor. Her koleksiyon, bir hissi, bir anıyı, bir yaz sahnesini çağrıştırıyor. Pia ve Pelin’in anlatımıyla, tasarımlar onların iç dünyalarından süzülen bir duygu akışını temsil ediyor.
İlham kaynağı: Duygular, anılar ve ruh hali
PSC’nin koleksiyonları, belirli bir destinasyondan ya da kültürel koddan çok, içsel bir hikâyeyle şekilleniyor. “Tasarımı yaparken onu giydiğimizde nasıl hissetmek isteriz?” sorusu tasarım sürecinin temelini oluşturuyor. İlham bazen bir gün batımından, bazen yaz akşamlarında hissedilen hafiflikten ya da özgürlük duygusundan geliyor.
Kimin üzerinde PSC görmek istenirdi sorusuna verdikleri yanıtlar da markanın özünü yansıtıyor: Zoë Kravitz, Emma Chamberlain, Chloë Sevigny gibi güçlü ama sade kadınlar; kişisel tarzı olan, enerjisiyle fark yaratan isimler.
Sezon favorileri ve zamansız dokunuşlar
Pelin Yaşar Koşal’ın favorisi, Black Floral desenli koleksiyon parçaları: tek omuz mayo, pareo, pantolon ve straplez üstler. Pia Hakko Yeşil ise yazı Embellished Tank Top ve Sun Blue Trousers ile karşılıyor. Her iki tasarımcı da bu sezonun vazgeçilmez aksesuarları olarak büyük renkli beach çantaları, desenli bandanalar ve deniz kabuğu detaylı takıları öne çıkarıyor.
Zamansızlıktan söz açıldığında ise Fransız Rivierası ruhunu çağrıştıran çizgili desenler ve sade ama doğru oturan kesimler ön plana çıkıyor. İnce askılar, hafif kumaşlar, tenin önüne geçmeyen ama ona eşlik eden renkler PSC’nin temel karakterini oluşturuyor.
Beachwear sadece estetik değil, aynı zamanda işlevsel olmalı
PSC, plaj modasında “görünüm mü, rahatlık mı?” sorusuna ikisini aynı çizgide buluşturma yanıtını veriyor. Estetik kaygı, işlevsellikten ödün vermeden sunuluyor. Her parça, hem plaj hem de yaz akşamı kullanımı düşünülerek tasarlanıyor.
Yazın hikâyesi: Dalgalar, gün batımı ve Khruangbin müziği
PSC’nin markalaşma vizyonu “Planet. Spirituality. Culture.” ifadesinde somutlaşıyor. Bu yönüyle doğa ile uyumlu üretim anlayışını benimsiyor. Markanın yaz ruhunu en iyi yansıtan sahnesi ise net: Dalgaların sesi eşliğinde, gün batımında hafif bir müzikle plajda yürümek. Arka planda ise Khruangbin ya da Hermanos Gutierrez çalıyor.
Sanat ve sinema ise PSC’nin yaratıcı kodlarında güçlü yer tutuyor. İlham veren yönetmenler arasında Sofia Coppola, Luca Guadagnino, Alfonso Cuarón ve Ferzan Özpetek gibi isimler var. Renk ve ışık estetiğinde ise Theo Pinto’nun tabloları ve Kate Bell’in atmosferik fotoğrafları önemli referans noktaları.
Gardıropların vazgeçilmezi: Beyaz tişört, keten parçalar ve flip floplar
PSC tasarımcıları için yazın olmazsa olmazları oldukça sade ama etkili: beyaz tişörtler, keten alt-üst takımlar, desenli pantolonlar, flip flop’lar ve Birkenstock’lar. Yazın ruhunu yakalamanın yolu onlar için doğallıktan geçiyor.
PSC, bu yazın sadece moda anlamında değil, duygusal bağ kuran bir beachwear markası olarak da adından söz ettiriyor. Giyeni özgür, güçlü, rahat ve stil sahibi hissettirmeyi amaçlayan PSC, zahmetsiz şıklığı ve yaratıcı dokunuşlarıyla plajların favorisi olma yolunda ilerliyor.













