Türkiye, AB’nin Ordusu Olur Mu? Yeni Güvenlik Paradigması ve Riskler

Türkiye, Avrupa güvenlik yapılanmasına dahil olmalı mı? NATO, AB ve Rusya üçgeninde Türkiye’nin gelecekteki stratejik konumu tartışılıyor.

Türkiye, AB’nin Ordusu Olur Mu? Yeni Güvenlik Paradigması ve Riskler

Türkiye, AB'nin Ordusu Olur Mu? Yeni Güvenlik Paradigması ve Türkiye’nin Stratejik Seçenekleri

YEREL GÜNDEM / ULUSLARARASI POLİTİKA

Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkileri son yıllarda duraksama dönemine girerken, NATO ve AB’nin güvenlik politikalarındaki değişimler yeni bir denklemi ortaya koyuyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Polonya Başbakanı Donald Tusk ile yaptığı ortak basın toplantısında Türkiye’nin Avrupa’daki en büyük kara ordularından birine sahip olduğu vurgusu, Türkiye’nin AB’nin güvenlik yapılanmasındaki rolünü yeniden tartışmaya açtı.

Ancak bu noktada kritik bir soru var: Türkiye gerçekten AB’nin ordusu olur mu? Olmalı mı?


Türkiye’nin Avrupa Güvenliğindeki Rolü

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Birliği’nin Türkiye’yi tam üye yapmadığı sürece küresel güç kaybının önüne geçemeyeceğini belirtti. Polonya Başbakanı Donald Tusk ise Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinin artık gerçekçi bir şekilde ele alınması gerektiğini vurguladı.

Ancak son dönemde Avrupa’daki güvenlik politikaları Türkiye’nin stratejik konumunu daha da tartışmalı hale getirdi.

  • Paris’te yapılan NATO toplantısına ABD’nin davet edilmemesi, Avrupa’nın kendi güvenlik yapılanmasını bağımsız bir şekilde inşa etme arayışını güçlendirdi.
  • Fransa ve İngiltere’nin Ukrayna’ya gönderilecek "gönüllüler koalisyonu" oluşturma çabaları, Avrupa’nın savaşın aktif bir tarafı haline gelmesini hızlandırıyor.
  • Almanya’nın bu girişimlere katılabileceği, İtalya ve Polonya’nın ise temkinli yaklaştığı belirtiliyor.

Bu gelişmeler, Avrupa’nın güvenlik sistemini şekillendirmeye çalıştığını, ancak ortak bir strateji geliştirmekte zorlandığını gösteriyor. Peki, Türkiye bu yapıya nasıl entegre olabilir?


Türkiye’nin NATO’daki Konumu ve Avrupa ile Çıkar Çatışmaları

Türkiye, NATO üyesi olarak Avrupa savunma mimarisinin kritik bir parçası. Ancak Türkiye’nin AB üyesi olmadan Avrupa’nın güvenlik yapılanmasında kritik bir aktör haline gelmesi, ciddi jeopolitik riskler barındırıyor.

Emekli General Nejat Eslen’e göre Avrupa ve Türkiye’nin tehdit algıları farklılık gösteriyor:

  1. Avrupa’nın tehdidi Rusya iken, Türkiye’nin Rusya ile stratejik ilişkileri var.
  2. Avrupa, kendi güvenlik yapılanmasını oluşturmak istiyor ama bu ABD’nin nükleer şemsiyesi olmadan mümkün değil.
  3. Türkiye’nin Avrupa’nın güvenlik mimarisine entegre olması, Rusya ile ilişkileri riske atabilir.

Eslen’in belirttiği gibi, Avrupa Türkiye’yi jeopolitik olarak bir güvenlik unsuru olarak görmek istese de, Türkiye’nin çıkarları Avrupa’nın güvenlik çıkarlarıyla her zaman örtüşmüyor.


ABD-Rusya Yeni Denge Arayışında: Türkiye Nasıl Konumlanmalı?

Öte yandan, eski BM Genel Sekreter Yardımcısı Michael von der Schulenburg’un iddiaları, dünya siyasetinde yeni bir güç dengesi arayışının başladığını gösteriyor.

  • Schulenburg’a göre, ABD ile Rusya gizli bir anlaşmaya vararak dünyayı Yalta Konferansı’ndaki gibi bölüşme sürecine girmiş olabilir.
  • Bu senaryoda, Ukrayna’nın Rusya’nın nüfuz alanına girmesi kaçınılmaz olabilir.
  • Eğer bu gerçekleşirse, Türkiye’nin Avrupa güvenlik yapısına katılması ABD-Rusya ekseninde Türkiye’yi stratejik bir açmaza sokabilir.

Trump yönetiminin Çin’in Panama Kanalı’ndaki kontrolünü azaltarak ABD’nin egemenliğini pekiştirmesi, Washington’un küresel jeopolitik haritayı yeniden çizmek için aktif hamleler yaptığını gösteriyor.

Bu denklemde Türkiye, AB’nin güvenlik yapılanmasına tam entegre olursa, Rusya ile ilişkileri nasıl etkilenecek?


Türkiye İçin Seçenekler ve Riskler

Mevcut tabloda Türkiye’nin Avrupa güvenlik yapısına dahil olması hem fırsatlar hem de riskler barındırıyor.

Olası Senaryolar:

  1. AB ile tam üyelik bağlamında güvenlik iş birliği geliştirilirse, Türkiye’nin Avrupa’daki stratejik rolü artar.
  2. Ancak Türkiye, NATO şemsiyesi altında kalmaya devam edip AB güvenlik yapısına fazla entegre olursa, Rusya ile ilişkiler zarar görebilir.
  3. AB’nin güvenlik yapılanmasına katılmak, Türkiye’ye ekonomik ve askeri teknoloji transferi açısından fayda sağlayabilir ancak bu süreç, Türkiye’nin kendi bağımsız dış politika manevralarını kısıtlayabilir.

Sonuç: Türkiye AB’nin Ordusu Olmalı mı?

Türkiye’nin Avrupa güvenlik yapılanmasına entegrasyonu, tam üyelik süreciyle desteklenmediği sürece tek taraflı bir taahhüt haline gelebilir.

  • Türkiye’nin AB’nin güvenlik mimarisine dahil olması, NATO’daki rolünü nasıl değiştirecektir?
  • Rusya ve ABD’nin stratejik pozisyonları göz önüne alındığında, Türkiye’nin Avrupa güvenlik yapısına tam entegrasyonu riskli midir?
  • Türkiye, AB ile ekonomik ve askeri ilişkilerini güçlendirmeli ancak güvenlik politikalarında bağımsızlığını korumalı mı?

Bu soruların yanıtları, önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin jeopolitik konumunu belirleyecek en önemli unsurlar arasında yer alıyor.

www.yerelgundem.com

Kaynak: Arslan Tekin / Yeniçağ