ABD’siz NATO, NATO’suz Türkiye: Savunma Dengesi Değişiyor mu?
NATO’nun geleceği tartışılırken Türkiye’nin savunma politikası yeni bir döneme giriyor. ABD’nin Avrupa’daki etkisi azalırken, Türkiye’nin Batı ile ilişkilerinde nasıl bir denge kuracağı kritik önem taşıyor.
ABD’siz NATO, NATO’suz Türkiye: Savunma Dengesi Değişiyor mu?
YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE
Donald Trump’ın ABD’de başkanlık koltuğunu devralmasıyla birlikte NATO’nun geleceği ve Avrupa’nın savunma stratejisi yeniden sorgulanmaya başlandı. ABD’nin küresel güvenlik alanındaki rolü değişirken, Türkiye’nin savunma politikası da yeni bir döneme giriyor.
Trump yönetiminin Ukrayna savaşına yönelik sert politikaları terk etmesi ve Avrupa’daki müttefiklerine karşı eleştirel tavrı, NATO’nun işlevselliğini tartışmaya açtı. Avrupa ülkeleri, Washington’un kendilerini yüzüstü bırakabileceğini düşünerek alternatif savunma mekanizmaları oluşturma çabasına girdi. Bu gelişmelerin Türkiye’ye etkileri ise oldukça kritik.
NATO’nun Geleceği ve Türkiye’nin Konumu
Türkiye’nin NATO’ya katıldığı 1952’den bu yana savunma politikası büyük ölçüde ittifakın sağladığı güvenlik garantilerine dayanıyordu. Ancak günümüzde ABD’nin Avrupa’daki varlığının zayıflaması, NATO’nun etkinliğini azaltabilir ve Türkiye için farklı güvenlik dinamiklerini gündeme getirebilir.
Soğuk Savaş döneminde ABD’nin Türkiye ve Yunanistan’ı NATO’nun güney kanadında kilit üyeler olarak konumlandırması, jeopolitik denklemlerin önemli bir parçasıydı. Ancak günümüzde, ABD’nin NATO’daki rolü sorgulanırken, Türkiye’nin ittifak içindeki yeri de tartışmaya açılmış durumda.
Avrupa’da, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve İngiltere Başbakanı Keir Starmer gibi liderler, NATO’nun ABD’siz bir savunma gücü olup olamayacağını tartışıyor. Almanya’nın ekonomik durgunluk yaşadığı bu dönemde, Avrupa’nın ortak savunma kapasitesinin nasıl şekilleneceği belirsizliğini koruyor.
Trump ve Avrupa’nın Güvenlik Politikası
Trump’ın başkanlığı devralmasıyla birlikte Avrupa liderleri Washington’un yeni politikalarını anlamaya çalışıyor. Trump’ın Ukrayna konusunda geri adım atması ve Rusya ile diyaloğa açık olması, Avrupa’da NATO’nun geleceğine dair derin şüpheler uyandırdı.
Washington’ın Ukrayna konusundaki duruşu, müttefikleri tarafından dikkatle takip ediliyor. Trump’ın Ukrayna’nın NATO’ya katılmasını engellemesi ve Ukrayna’ya yönelik yardımları kısıtlaması, Avrupa’da rahatsızlık yarattı.
Fransa, Avrupa’nın savunmasını daha bağımsız hale getirmek için yeni stratejiler geliştirirken, İngiltere ise Rusya’nın yarattığı tehditlere karşı daha sert önlemler alınmasını savunuyor. Ancak, Trump yönetiminin politikalarının belirsizliği nedeniyle, Avrupa’nın savunma politikası konusunda nasıl bir yol izleyeceği netleşmiş değil.
Türkiye’nin NATO ve Batı İle İlişkileri
Türkiye, NATO içinde stratejik bir konuma sahip olsa da, Batı ile ilişkilerinde dalgalanmalar yaşandı. Ankara’nın Rusya ile geliştirdiği enerji ve savunma işbirliği, Batı başkentlerinde şüpheyle karşılandı. Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemi alımı ve Rusya ile ticaret ilişkileri, NATO içindeki uyum tartışmalarını gündeme getirdi.
Ancak Türkiye, aynı zamanda NATO içinde önemli bir askeri güce sahip ve ittifakın doğu kanadının güvenliği açısından kritik bir rol oynuyor. Ukrayna savaşının başlangıcında Türkiye, Montrö Sözleşmesi kapsamında Boğazları Rus savaş gemilerine kapatarak NATO içinde önemli bir denge unsuru haline geldi.
Son dönemde Türkiye’nin Batı ile ilişkilerini yeniden şekillendirmek istediğine dair işaretler var. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ukrayna lideri Volodimir Zelenski’yi Ankara’da ağırlayarak Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne verdiği desteği yineledi. Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerinde dikkatli bir denge politikası izlemesi gerekiyor.
Avrupa’nın Türkiye’ye Bakışı ve Olası Senaryolar
Avrupa, Türkiye’nin NATO’daki rolünü tartışırken, Erdoğan yönetiminin Batı karşıtı söylemleri Avrupa başkentlerinde endişeyle karşılanıyor. Türkiye’de muhalefet üzerindeki baskılar, hukuk devleti ilkelerinden uzaklaşılması ve otoriter eğilimlerin güçlenmesi, Batı’nın Ankara ile ilişkilerini daha da zorlaştırıyor.
Fransa, Almanya ve İngiltere, Türkiye ile daha dengeli bir ilişki kurma arayışında olabilir. Özellikle Avrupa’nın güvenlik politikaları yeniden şekillenirken, Türkiye ile işbirliğinin artırılması gerektiği yönünde görüşler güçlenebilir.
Ancak, Türkiye’nin AB ile ilişkilerinin gerilimli olması ve demokrasi konusundaki endişeler, Batı’nın Ankara ile tam anlamıyla stratejik bir işbirliği kurmasını zorlaştırıyor.
Sonuç
ABD’nin NATO’daki rolü azalırken, Türkiye’nin savunma politikalarında yeni seçenekler oluşturması gerekebilir. Avrupa’nın ortak savunma kapasitesini güçlendirme çabaları, Türkiye’nin de bu süreçte nasıl bir konum alacağını belirleyecek.
Türkiye’nin NATO içindeki rolü, Rusya ile ilişkileri ve Batı ile dengeleri yönetme yeteneği, önümüzdeki dönemde Ankara’nın dış politikasının ana belirleyicileri olacak. Avrupa ile ilişkilerin yeniden tanımlanması, Türkiye için hem riskler hem de fırsatlar barındırıyor.
Türkiye’nin Batı ile ilişkilerini nasıl şekillendireceği, iç ve dış dinamiklere bağlı olarak değişebilir. Ancak, Trump’ın politikalarının belirsizliği ve Avrupa’nın güvenlik politikalarının dönüşümü, Türkiye’yi kritik bir yol ayrımına sürüklüyor.
Kaynak: Namık Tan / T24













