Ali Babacan ve DEVA Partisi Hükümete mi katılacak?
Ali Babacan’ın Erdoğan’la Meclis’teki teması ve ardından yaptığı Anıtkabir çıkışı, “DEVA iktidara mı yaklaşıyor, kabine pazarlığı mı var?” sorularını yeniden gündeme taşıdı.
YEREL GÜNDEM / ANKARA - 08 KASIM 2025
Babacan–Erdoğan kulisleri ne söylüyor? DEVA hesabı neden yeniden açıldı?
Ali Babacan ve DEVA Partisi siyaset sahnesine ilk çıktığında beklenti şuydu: “AK Parti’nin içinden çıkmış, ekonomiyi bilen, Batı’yla dili ortak, sertlikten uzak bir merkez sağ omurgası kurulur mu?” Bu beklenti, özellikle 2018 sonrası ekonomik bozulmanın ve otoriterleşme tartışmalarının arttığı dönemde yüksekti. Ama Babacan bu ilginin üzerine siyaset koyamadı; örgütlenme yavaş ilerledi, söylem “teknik” kaldı, muhalefet içi güç savaşlarında da yan rol oynamayı kabul etti. Senin de not ettiğin gibi, Kılıçdaroğlu’nun 2023 blokunda yer alması aslında Babacan’ın görünürlüğünü uzatan oksijendi.
Şimdi ne oldu da “DEVA yeniden mi iktidar eksenine yaklaşıyor?” sorusu dolaşıma girdi? Bunun iki tetikleyicisi var:
-
Meclis’teki Erdoğan’la çay karesi,
-
Anıtkabir’e kalabalık, “devlet dili” kokan çıkış.
Bu iki hamle, tek başına “Cumhur İttifakı’na katılıyorlar” anlamına gelmez ama siyasette işaret dili önemlidir. Özellikle de partinin oyları erirken.
Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu TBMM'de Başkan Erdoğan ile birlikte...
1. Babacan’ın asıl problemi: Siyasi karşılık alamamak
DEVA Partisi kurulduğundan beri “biz rasyoneliz, kurumsalcıyız, ekonomi ve hukuk biliriz” dedi. Fakat Türkiye’de seçmen 3 şey arıyor: Güç, duygu, sonuç. Babacan bunların ilk ikisini uzun süre gösteremedi. Üçüncüsü (sonuç) için de iktidar lazım. Yani seçmene “bana oy ver, sonra iktidarla konuşuruz” demek zorunda kaldı. Bu formül de %1–2 bandını aşmaya yetmedi.
Tam bu noktada kulise düşen şu iddia anlam kazanıyor: “Babacan kabineye girebilir, hatta Adalet’le birlikte ister.” Eğer böyle bir temas olduysa bu, Babacan’ın da kendi zayıflığının farkında olduğunu, tek başına büyüme şansını düşük gördüğünü gösterir. Çünkü kabineye giriş, küçük partiler için hem oksijen hem meşruiyet üretir.
2. “Adalet de olsun” talebi neden mantıklı ama zor?
Sızan iddia şuydu: Erdoğan’ın Babacan’a kapıyı araladığı, Babacan’ın da ekonominin yanına adalet/hukuk alanında bir güç istediği. Bunun iki siyasi okuması var:
-
Babacan perspektifi: “Ekonomiyi düzeltirsem başarı benim haneme yazılsın ama hukuk olmadan ekonomi toparlanmaz; o yüzden beraber olsun.”
-
Erdoğan perspektifi: “Ekonomide teknik akla kapı aralayabilirim ama siyasetin sinir merkezini paylaşmam.”
O yüzden de “her iki taraftan yalanlama gibi örtülü mesajlar geldi” kısmı gerçekçi duruyor. Yani temas olabilir, ama Babacan’ın paket talebi kabul görmemiş olabilir. İktidar, ortak görmek ister, eşit görmek istemez.
3. Peki Anıtkabir çıkışı neydi?
Burada bence iki katman var:
-
İmaj düzeltme: DEVA, muhafazakâr kökenli ama laik–cumhuriyetçi kitleyle de köprü kurmak isteyen bir parti olarak konumlanmıştı. Son dönem “yeni çözüm süreci”, “İmralı’ya heyet” gibi tartışmaların kızıştığı bir haftada Anıtkabir’e, tam kadro, net metinle gitmek “bizim eksenimiz Cumhuriyet eksenidir” demektir. Yani kim “iktidara yanaşıyorlar” diye okuyorsa, bir başkası da “hayır, devletin kurucu zeminine selam veriyorlar” diye okuyabilsin diye yapılmış bir hamle.
-
Pazarlıkta fotoğraf vermek: Siyasette devlet-mekanlı fotoğraf, “ben gayrimeşru çizgide değilim, benimle müzakere makuldür” mesajıdır. Eğer perde arkasında gerçekten kabine/ittifak konuşuluyorsa, böyle bir fotoğraf Babacan’ın elini zayıflatmaz, tam tersine “ben de bu resme yakışıyorum” dedirtir.
Yani Anıtkabir çıkışı, senin sorundaki gibi “durup dururken” değil; hem içeride partiye moral, hem dışarıya “devlet karşıtı değilim” mesajı, hem de olası pazarlıklara fon sağlayan bir jest.
4. Cumhur İttifakı’na tam giriş şu anda niye zor?
-
AK Parti’nin ihtiyaç listesi: AK Parti yeni anayasa ya da referanduma gidecek sayıyı bulmak istiyor. Ama DEVA’nın Meclis’teki sayısı bu ihtiyacı tek başına karşılamıyor. Yani Erdoğan, Babacan’ı alarak parlamenter matematiği çözmüyor.
-
Seçmene anlatma maliyeti: 2019’dan beri iktidarı eleştiren, 2023’te muhalefetle yan yana duran bir ismin doğrudan kabineye girmesi “siyasi göç” algısı yaratır. AK Parti bunu yerel seçim sonrası bazı isimlerde test etti; ama Babacan eski ekonomiden sorumlu bakan ve kurucu kadronun parçası olduğu için bu daha çok konuşulur.
-
MHP faktörü: Cumhur İttifakı hâlâ iki ayaklı. Babacan’ın ekonomi ve hukukla gelmesi, “yumuşama” ve “çözüm” tartışmalarıyla aynı döneme denk gelirse, bu MHP’nin alanını daraltır. Bu da ittifak içi hassasiyet.
Bu yüzden şu an olabilecek en muhtemel senaryo “tam entegrasyon” değil, “kapı açık kalsın, belli başlıklarda birlikte poz verilsin.”
5. O zaman bu iddialar neden bu kadar “gerçeğe yakın” görünüyor?
Çünkü tablo üç açıdan uyumlu:
-
Babacan’ın ihtiyacı var (görünürlüğe ve siyaset üretilecek zemine),
-
Erdoğan’ın ihtiyacı var (ekonomide teknik insanların görüntüsüne ve yeni anayasa için çevresini geniş göstermeye),
-
Sistem tıkalı ve herkese “ortak akıl, kurumsallık” diyen bir yüz lazım.
Bu üçü çakışınca kulis doğal olarak ısınıyor. Ama “DEVA’ya şu bakanlık verildi” manşetine henüz gelmiş değiliz.













