Almanya'da Mülteciler Derin Yoksulluk Riskiyle Karşı Karşıya: Üçte İkisi Kritik Eşikte
Alman Ekonomik Araştırma Enstitüsü (DIW) raporuna göre, Almanya'daki mültecilerin yüzde 63,7'si yoksulluk riski altında. Dil bariyeri ve mesleki yeterliliklerin tanınmaması, mültecilerin iş gücü piyasasına entegrasyonunu ve düşük gelirli statüden çıkmasını engelliyor.
Almanya'da Mülteciler Derin Yoksulluk Riskiyle Karşı Karşıya: Üçte İkisi Kritik Eşikte
YEREL GÜNDEM / BERLİN
Alman Ekonomik Araştırma Enstitüsü (DIW) tarafından yapılan çarpıcı bir çalışma, Almanya'daki mültecilerin büyük çoğunluğunun, yaklaşık yüzde 63,7'sinin, yoksulluk riski altında yaşadığını ortaya koydu. Dil bariyerleri ve mesleki yeterliliklerin tanınmasındaki zorluklar, mültecilerin iş gücü piyasasına entegrasyonunu engellerken, düşük gelirli kesimin genel nüfusa oranla artmasına neden oluyor.
Almanya, göçmen nüfusuyla büyümeye devam ederken, toplumun bir kesiminde derinleşen bir eşitsizlik sorunuyla mücadele ediyor. Alman Ekonomik Araştırma Enstitüsü'nün (DIW) son araştırması, ülkedeki mültecilerin karşılaştığı sosyo-ekonomik zorlukların boyutunu gözler önüne serdi. Çalışmaya göre, 2022 yılı itibarıyla Almanya'daki mültecilerin yüzde 63,7'si yoksulluk riski sınırının altında yaşıyor. Bu oran, 2020'deki yüzde 70'lik orana göre bir düşüşü işaret etse de, genel nüfus ortalamasının çok üzerinde seyrediyor.
Yoksulluk Riski Sınırı: Medyan Gelirin Altında Yaşamak
DIW'ye göre, bir kişinin yoksulluk riski altında sayılması için medyan net hane gelirinin yüzde 60'ından daha az kazanması gerekiyor. Almanya'da 2022 yılı için bu eşik, tek başına yaşayan bir birey için aylık bin 419 Euro olarak belirlenmişti. Mültecilerin büyük çoğunluğunun bu kritik eşiğin altında kalması, Almanya'nın sosyal politikalarının ve entegrasyon çabalarının etkisini tartışmaya açıyor. Araştırmanın sonuçları, mülteci gruplarının yaşam standartlarını iyileştirme konusunda daha etkili ve odaklanmış politikalara duyulan ihtiyacı vurguluyor.
Göçmen Kökenlilerde Ortalama Üstü Düşük Gelir
DIW, Almanya genelinde düşük gelirli kesimin oranının 1995'ten beri demografik değişimler ve göç nedeniyle yükseldiğini belirtiyor. Ancak bu yükseliş, tüm nüfusu eşit şekilde etkilemiyor. Berlin merkezli enstitü, "Göçmen kökenli kişiler arasında, özellikle de mülteciler arasında düşük gelir oranı ortalamanın üzerindeyken, göçmen kökenli olmayan nüfus içinde bu oran 10 yılı aşkın süredir neredeyse hiç değişmedi" değerlendirmesini yapıyor.
Göçmen kökenli olmayan nüfusta yoksulluk riski oranı yaklaşık yüzde 13 civarında seyrederken, diğer AB ülkelerinden gelen göçmenler için bu oran yüzde 26'ya çıkıyor. Mültecilerdeki yüzde 63,7'lik oran ise, bu grubun karşılaştığı yapısal zorlukların büyüklüğünü kanıtlıyor.
İş Gücü Piyasasına Entegrasyon Engelleri
Mültecilerin iş gücü piyasasına tam olarak entegre olamaması, yoksulluk riskinin ana nedenlerinden biri olarak gösteriliyor. DIW, mültecilerin ülkeye geldikten sonra dil sorunları, Alman iş hukuku ve kültürü bilgisi eksikliği gibi temel engellerle mücadele ettiğini belirtiyor. En büyük zorluklardan biri de, kendi ülkelerindeki mesleki yeterliliklerinin Almanya'da tanınmaması.
DIW araştırmacıları, "Bu yüzden istihdam oranları da göçmen kökeni bulunmayan nüfusa kıyasla daha düşük kalıyor" diyerek, bu engellerin mültecilerin düzenli ve yeterli gelir elde etmesini zorlaştırdığını ifade ediyor. Dil ve mesleki denklik sorunları aşılmadan, mültecilerin toplumsal refahtan adil pay alması mümkün görünmüyor.
Umut Veren Düşüş: Entegrasyon Çabalarının Etkisi
Araştırmanın sonuçlarında dikkat çeken olumlu bir nokta ise, mülteciler arasındaki yoksulluk riskinin 2020'de yüzde 70 iken 2022'de yüzde 63,7'ye düşmesidir. DIW araştırmacılarından Markus Grabka, bu düşüşün temel nedenini, mültecilerin Alman iş gücü piyasasına giderek daha fazla entegre olmasıyla açıklıyor.
Bu veri, hükümet ve sivil toplum kuruluşları tarafından yürütülen dil kursları ve mesleki eğitim programlarının uzun vadede sonuç vermeye başladığını gösteriyor. Ancak uzmanlar, bu düşüşün hızının yeterli olmadığını ve kalıcı entegrasyon için mesleki denklik süreçlerinin hızlandırılması, dil eğitimlerinin kalitesinin artırılması ve düşük gelirli mültecilere yönelik sosyal desteklerin güçlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. Aksi takdirde, Almanya'nın bu büyük nüfus kesiminin uzun süre yoksullukla mücadele etme riski devam edecektir.













