AP Raportörü Amor: "Türkiye Artık AB İçin Aday Ülke Olarak Görülmüyor

Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, Türkiye-AB ilişkilerine dair çarpıcı açıklamalar yaptı. Amor’a göre Türkiye, artık AB için bir aday ülkeden çok "komşu ülke" olarak değerlendiriliyor. Kayyım uygulamaları, siyasi tutuklamalar ve hukukun üstünlüğü konusundaki gerileme, AB ile Türkiye arasındaki mesafeyi artırıyor.

AP Raportörü Amor: "Türkiye Artık AB İçin Aday Ülke Olarak Görülmüyor

Türkiye-AB İlişkilerinde Yeni Dönem: AP Türkiye Raportörü Amor’un Açıklamaları

Türkiye Artık ‘Aday Ülke’ Olarak Görülmüyor

YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE

Beş yıldır Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye raportörü olarak görev yapan İspanyol siyasetçi Nacho Sanchez Amor, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) ile olan ilişkilerine dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Amor’a göre, Brüksel’de Türkiye artık bir aday ülkeden çok “komşu ülke” olarak değerlendiriliyor ve AB yetkilileri Ankara ile ilişkilerini üyelik süreci üzerinden değil, jeopolitik çıkarlar doğrultusunda yürütmeyi tercih ediyor.

"Türkiye, hukukun üstünlüğü ve demokratik reformlar konusunda hiçbir adım atmıyor. AB’nin olumlu bir ilişki kurma yönündeki çabalarına karşılık Türk hükümetinden herhangi bir reform veya yapıcı adım gelmiyor. Bu durum, AB içerisindeki Türkiye karşıtı kesimlerin elini güçlendiriyor ve Türkiye’yi AB’den daha da uzaklaştırıyor," diyen Amor, bu sürecin Türkiye hükümetinin kendi tercihi olduğunu vurguladı.

Kayyım Uygulamaları ve Yargı Bağımsızlığına Eleştiri

Türkiye’deki kayyım uygulamaları ve siyasi baskılar konusunda da değerlendirmelerde bulunan Amor, "Kayyım sistemi demokrasiye bir darbedir. AB olarak Türkiye’yi bu sisteme geri dönmemesi konusunda defalarca uyardık, ancak her hafta yeni bir kayyım ataması haberi alıyoruz. Seçilmiş belediye başkanlarının mahkeme kararı olmadan görevden alınması hukuk devleti ilkelerine aykırıdır," dedi.

Ayrıca, İstanbul Başsavcılığı’nın siyasi güdümlü soruşturmalarda bir silah gibi kullanıldığını belirterek, "Bu durum, Türkiye’de bağımsız yargı olmadığının en net göstergesidir," ifadelerini kullandı.

Siyasi Rehineler ve Hukuk Devleti İhlalleri

Amor, Türkiye’de siyasi muhaliflerin baskı altına alındığını ve hukukun siyasi pazarlık aracı olarak kullanıldığını savundu. "Türkiye’de tutuklama, gözaltı ve soruşturmalar, siyasi pazarlıklarda kullanılmak üzere rehine alma yöntemine dönüşmüş durumda. Ekrem İmamoğlu, CHP’nin cumhurbaşkanı adaylığı sürecinde rehine alınırken, bazı DEM Partili yöneticiler de siyasi süreçlerde pazarlık unsuru olarak kullanılıyor," şeklinde konuştu.

Türkiye’nin Hukuk ve Yatırım Ortamı Avrupa İçin Risk Taşıyor

AB raportörü, Türkiye’deki hukukun üstünlüğüne dair yaşanan sıkıntıların, ülkenin ekonomik geleceğini de doğrudan etkilediğini söyledi. Amor, "Türkiye’deki yargı ortamına kimse güvenmiyor ve bu durum Mehmet Şimşek açısından çok büyük bir sorun. Avrupa’dan hiçbir yatırımcı, çalışanlarının soruşturma ve tutuklanma riski altında olduğu bir ülkeye yatırım yapmak istemez. Bu şartlar altında Mehmet Şimşek, Avrupa ülkelerine gidip de ‘Türkiye’ye yatırım yapın’ diyemez," ifadelerini kullandı.

AB İçinde Türkiye’ye Bakış Değişti

AB yetkililerinin Türkiye ile ilişkiler konusunda giderek daha az müdahil olduğunu belirten Amor, "Eskiden Türkiye’deki insan hakları ihlallerine daha güçlü tepkiler verilirdi. Ancak şimdi Brüksel’de ‘Türkiye ile konuşulacak bir şey yok’ fikri yaygınlaşıyor. Türkiye artık bir aday ülke olarak değil, AB’nin sınırındaki bir üçüncü ülke olarak görülüyor," dedi.

Sonuç: Türkiye ve AB Arasındaki Mesafe Giderek Açılıyor

Amor’un değerlendirmeleri, Türkiye-AB ilişkilerinin geleceğine dair kritik ipuçları sunuyor. Hukukun üstünlüğü ve demokratik standartlar konusundaki gerileme, Türkiye’nin AB üyeliği perspektifini giderek zayıflatıyor. AB yetkilileri, Türkiye’yi artık reformlar yapabilecek bir aday ülke olarak görmekten uzaklaşırken, Türk hükümeti de AB üyelik sürecini bir öncelik olarak değerlendirmiyor.

Bu gelişmeler, Türkiye’nin AB ile olan bağlarını yeniden tanımlama ihtiyacını ortaya koyuyor. Demokrasi, hukuk devleti ve insan hakları alanlarında atılacak adımlar, Türkiye’nin Avrupa ile ilişkilerini güçlendirebilir. Ancak şu anki gidişat, Türkiye’yi AB’ye daha da uzaklaştırıyor.


www.yerelgundem.com

Kaynak: Cansu Çamlıbel / T24