Avrupa semalarında gizemli dron alarmı: 10’dan fazla ülkede tespit, kimliği belirsiz

Avrupa’da son bir ayda 10’dan fazla ülkede görülen tanımlanamayan dron vakaları, havaalanı kapanmaları ve askerî tesis ihlalleriyle “hibrit tehdit” tartışmasını alevlendirdi; yetkililer tespit–yetki–müdahale zincirini güncelliyor.

Avrupa semalarında  gizemli dron alarmı: 10’dan fazla ülkede tespit, kimliği belirsiz

Avrupa semalarında “gizemli dron” alarmı: 10’dan fazla ülkede tespit, kimliği belirsiz

YEREL GÜNDEM / BRÜKSEL, BELÇİKA

Kıta genelinde art arda ihlal: Hava trafiği ve güvenlik aynı anda sınanıyor

Son bir ayda 10’dan fazla Avrupa ülkesinde görülen “tanımlanamayan dron” vakaları, hem sivil havacılık operasyonlarını aksattı hem de güvenlik kurumlarını “hibrit tehdit” senaryoları üzerinde yoğunlaştırdı. Litvanya’da patlayıcı yüklü bir insansız hava aracının tespit edilmesi, Danimarka ve Norveç’te hava sahalarının geçici olarak kapatılması, Fransa’daki bir askeri üs üzerinde dron gözlemlerinin yapılması ve Almanya’da Münih Havalimanı’nın iki kez kapanması, tabloyu kıta çapında bir güvenlik sorunu hâline taşıdı. Aynı dönemde, ABD’de de benzer vakaların gündeme gelmesi dikkatleri Atlantik’in iki yakasında ortak bir risk resmine çevirdi.

Münih’te çifte kapanma: Binlerce yolcu etkilendi, seferler başka şehirlere yönlendirildi

Almanya’daki son olay, belirsizliğin boyutunu somut şekilde ortaya koydu. Münih Havalimanı’nda Perşembe gecesi başlayan ve “onaylanmamış dron gözlemleri” şeklinde duyurulan ihlaller nedeniyle pistler 7 saat kapalı kaldı. Cuma sabahı sınırlı operasyonla normale dönülse de akşam saatlerinde ikinci bir dalga rapor edildi ve havalimanı yeniden kapanmak zorunda kaldı. Yaklaşık 6 bin 500 yolcunun terminalde mahsur kaldığı, onlarca uçuşun Stuttgart, Nürnberg, Viyana ve Frankfurt’a yönlendirildiği bildirildi. Alman hava seyrüsefer otoritesi, yolcu güvenliğini önceleyen temkinli prosedürlerin uygulandığını belirterek, ihlallerin kaynağına ilişkin soruşturmaların sürdüğünü açıkladı.

Kuzey hattı: Danimarka ve Norveç’te geçici kısıtlamalar, koordinasyon uyarısı

Kopenhag, Aalborg ve Billund başta olmak üzere Danimarka’daki bazı havaalanlarında dron raporları üzerine uçuşlar askıya alındı. Norveç’te Oslo Havalimanı çevresinde benzer bir gözlem, hava sahasının yaklaşık üç saat kapatılmasına yol açtı. Yetkililer, hava trafiğine etkisi sınırlı görünen bu müdahalelerin “risk doğar doğmaz operasyonların durdurulması” prensibine dayandığını, radar ve görsel teyit süreçlerinin sıkılaştırıldığını belirtti. Havalimanları arasında kurulan koordinasyon hatları ve anlık bilgilendirme mekanizmaları da test edildi.

Baltık ve Doğu Avrupa: Patlayıcı yüklü dron, sınır bölgelerinde teyakkuz

Litvanya’da temmuz sonunda askeri bir eğitim alanında patlayıcı taşıyan bir dronun ele geçirilmesi, Baltık hattında tehdit algısını yükseltti. Letonya sınırına düşen bir dron ve Romanya’nın Ukrayna sınırı yakınlarında “Geran” tipi kamikaze dron tespitleri de tabloya eklendi. Polonya, eylül başında hava sahasına giren çok sayıda insansız aracın bir bölümünü düşürdüğünü duyurdu. Sınır bölgelerinde elektronik karıştırma, düşük irtifa gözetleme ve hızlı reaksiyon timleri gibi önlemler artırılırken, sivil-askerî yetkiler arasındaki görev paylaşımının güncellenmesi gündemde.

Fransa ve ABD boyutu: Askerî tesisler ve üsler de hedefte

Fransa’nın Mourmelon-le-Grand askeri üssü üzerinde tanımlanamayan dronlar tespit edilmesi, “kritik tesisler üzerinde yoklama uçuşları” ihtimalini güçlendirdi. Atlantik’in diğer yakasında, ABD’nin Virginia eyaletindeki Langley–Eustis Ortak Üssü üzerinde belirli bir dönemde günlerce devam eden dron sürüsü gözlemleri, kompleks altyapılar çevresinde düşük profilli ama ısrarlı faaliyetlerin tespitinin ne kadar zor olduğunu ortaya koydu. Bu örnekler, dronların yalnızca havaalanlarını değil, eğitim sahaları ve üsleri de etkileyebildiğini gösteriyor.

“Hibrit tehdit” tartışması: Kaynak ne, hedef ne?

Uzmanlara göre, tekrarlayan ve farklı ülkelerde senkronize biçimde görülen bu ihlaller, birkaç olasılığı gündeme getiriyor: devlet bağlantılı test uçuşları, özel/yarı-organize grupların gözetleme denemeleri, kaçakçılık rotalarını gizleyen sivil görünümlü platformlar ya da tümünün kombinasyonu. Ortak özellikler; düşük maliyet, menşeini maskeleyecek “gri alan” taktikleri ve sivil havacılık güvenliğini önceleyen otoritelerin kaçınılmaz olarak uyguladığı “durdur–değerlendir” prosedürlerini suistimal etme imkânı. Bu nedenle, olayların her biri münferit gibi görünse de toplamda caydırıcılık, tespit ve müdahale zincirini sınayan bir “yıpratma” etkisi üretiyor.

Ne yapılmalı? Tespit, yetki ve müdahale üçgeninde güncelleme

Kısa vadede gündemde olan başlıklar; havaalanları, sınır birlikleri ve polis birimleri arasında gerçek zamanlı veri paylaşımı; düşük irtifa radarlarının, RF algılama ve optik izleme ağlarının entegrasyonu; elektronik karıştırma ile kinetik seçeneklerin sivil uçuş güvenliği ve hukuk çerçevesiyle uyumlu kullanımı. Orta vadede ise dronların uzaktan tanımlanmasını zorunlu kılan mevzuatın yaygınlaştırılması, yüksek yoğunluklu hava sahalarında standart karşı-dron protokollerinin benimsenmesi, kritik tesis çevrelerinde kalıcı “no-drone” kubbelerinin kurulması öne çıkıyor. Tüm bu adımların, hem operasyonel hem de diplomatik iletişim boyutuyla desteklenmesi bekleniyor.


www.yerelgundem.com