Avrupa'nın Türk Babasını İnkarı: Yazar Kaan Arslanoğlu'ndan Tartışma Yaratacak Ödip Kompleksi Tezi
Yazar Kaan Arslanoğlu, Avrupa medeniyetinin Türklere karşı kolektif bir "Ödip Kompleksi" yaşadığını, genetik ve dilbilimsel olarak Türk kökenlerini inkar ettiğini öne süren tartışmalı bir tez yayınladı.
Yerel Gündem 
Avrupa'nın 'Türk Babasını' İnkarı: Yazar Kaan Arslanoğlu'ndan Tartışma Yaratacak 'Ödip Kompleksi' Tezi
YEREL GÜNDEM / ANKARA
Yazar Kaan Arslanoğlu, akademik platformlarda ve köşe yazılarında başlattığı yeni bir tartışmayla, Avrupa tarihinin ve kültürünün temellerine dair ezber bozan bir iddia ortaya attı. Arslanoğlu'nun "Türk babasını inkar eden Avrupalıların bitmeyen Ödip kompleksi" başlığıyla yayınladığı makaleye göre, Avrupa medeniyetinin bilinçaltına işleyen "Türk nefreti", aslında kendi genetik ve kültürel atalarını, yani "Türk babayı" reddetmesinden kaynaklanan derin bir psikolojik çatışmanın ürünü. Bu provokatif tez, hem genetik bilimine hem de dilbilime dayandırdığı iddialarla, tarih anlatılarına alternatif bir bakış açısı sunuyor.
Tez'in Temeli: Genetik Miras ve 'Baba'yı Reddetme'
Arslanoğlu'nun teorisinin merkezinde, babadan oğula geçen Y-kromozomunun soy takibindeki rolü yer alıyor. Yazar, Avrupa uluslarında en baskın genetik grup olan R1b haplogrubunun, aslında en tipik "Türk geni" olduğunu öne sürüyor. Bu bilimsel veriden yola çıkarak, Avrupalıların genetik olarak büyük ölçüde Türk soyundan geldiğini, ancak bu gerçeği tarih boyunca reddettiğini ve unuttuğunu savunuyor. Arslanoğlu, bu durumu Antik Yunan trajedisindeki Kral Ödip'in hikayesine benzetiyor. Tıpkı kehanetten kaçmak için bilmeden babasını öldürüp annesiyle evlenen Ödip gibi, Avrupa'nın da kendi "Türk babasını" tarih sahnesinde sembolik olarak öldürüp inkar ederek kendi kimliğini inşa ettiğini iddia ediyor. Yazara göre, Avrupa kültürünün bilinçaltındaki Türk karşıtlığı, bu trajik ve çözülmemiş "Ödip kompleksi"nden beslenmektedir.
Denizcilikten Mutfağa: Avrupa Dillerindeki Türkçe İzler
Kaan Arslanoğlu, genetik iddialarını desteklemek için Avrupa dillerinin kökenlerine dair çarpıcı dilbilimsel örnekler de sunuyor. Özellikle Avrupalıların denizci bir toplum olarak bilinmesine karşın, denizcilikle ilgili en temel kelimelerinin Türkçe kökenli olduğunu iddia ediyor. Yazara göre bu durum, Batılıların denizciliği de Türklerden öğrendiğinin bir kanıtı. Arslanoğlu'nun yüzlerce örnek arasından verdiği bazı iddialar şunlar:
-
WATER (Su): Eski Türkçe'deki "but" ve su ile ilgili "ba, bu, bat" kökleriyle ilişkilendiriliyor.
-
SEA (Deniz): Türkçe'deki "su" kelimesinden türetildiği ve İngilizcedeki "submerge" gibi kelimelerin de aynı kökten geldiği öne sürülüyor.
-
BOAT (Bot): Yakut Türkçesindeki "bat" kelimesiyle doğrudan bağlantılı olduğu iddia ediliyor.
-
SAIL (Yelken): Türkçe'deki "sal" veya Y-S değişimiyle "yel" kelimesinden geldiği savunuluyor.
-
MARE / MARINE (Deniz): Eski Türkçe'deki "Müren" (nehir, deniz) kelimesiyle ilişkilendiriliyor.
Arslanoğlu, benzer şekilde mutfak kültürüyle ilgili CUP (kap), CUISINE (kız, kızartmak), PIZZA (pişi, pişirmek) gibi yüzlerce kelimenin de Türkçe kökenli olduğunu belirterek, Avrupa'nın medeniyetin temel taşlarını Türklerden miras aldığı tezini güçlendirmeye çalışıyor.
Akademik Tartışma ve Gelen Tepkiler
Arslanoğlu, bu tezini uluslararası akademik tartışma platformu Academia.edu'da yayınladığını ve yabancılardan yoğun ilgi gördüğünü belirtiyor. Yazısına gelen bazı karşı argümanlara da yer veriyor. Örneğin, bir yabancı yorumcunun "Avrupalılar Attila ve Osmanlı ile Türklerden çok çektiler" şeklindeki itirazına, "Genetik olarak daha Türk olan ama Türklüğünü unutmuş uluslar, genetik olarak daha az Türk ama Türklüğünü unutmamış orduların istilasına uğradı" şeklinde yanıt verdiğini aktarıyor. "Göçebe bir toplum nasıl denizci oldu?" sorusuna ise yukarıda sıralanan dilbilimsel kanıtlarla cevap verdiğini ifade ediyor. Bu tartışmalar, Arslanoğlu'nun tezinin en azından uluslararası entelektüel çevrelerde bir merak ve tepki uyandırdığını gösteriyor.
