Babacan’ın Anıtkabir mesajı: DEVA’yı merkeze mi çekiyor?

Ekonomi odaklı ve düşük profilli çizgisiyle bilinen DEVA lideri Ali Babacan’ın Atatürk’ün 87’nci ölüm yıldönümünde kalabalık bir heyetle Anıtkabir’e gitmesi, “Cumhuriyet ve demokrasi ortak paydasında yeniden konumlanma” hamlesi olarak yorumlandı.

Babacan’ın Anıtkabir mesajı: DEVA’yı merkeze mi çekiyor?
Ali Babacan, Anıtkabir Özel Defteri’ne “Cumhuriyetin değerlerine sahip çıkacağız” yazdı, Ankara.

ANKARA, TÜRKİYE — 08 KASIM 2025

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın Atatürk’ün vefatının 87’nci yılı için kalabalık bir parti heyetiyle Anıtkabir’e gitmesi ve özel deftere “Cumhuriyetin değerlerine sahip çıkma kararlılığıyla karşınızdayız” notunu düşmesi, şimdiye dek çoğunlukla ekonomi ve kurumsal yönetişim başlıklarıyla anılan Babacan’ın siyasette daha görünür, daha “kurucu değer” odaklı bir pozisyona geçmek istediği yönünde yorumlandı.

Babacan’ın bu çıkışı, DEVA’nın bir süredir yaşadığı görünürlük sorununu aşma çabası, “sadece teknokratik muhalefet yapan parti” algısını yumuşatma isteği ve 2025 siyasetinde yeniden merkez alanı büyütme arayışıyla birlikte okunuyor.

Ali Babacan ve DEVA Partililer Anıtkabir'de...

1. Neden şimdi?

Babacan bugüne kadar genellikle ekonomi, hukuk, şeffaflık gibi görece ideolojik kutuplaşmanın daha az olduğu dosyaları konuşmayı tercih etti. Buna rağmen partisi kamuoyu anketlerinde beklenen ivmeyi yakalayamadı. 10 Kasım haftası gibi sembolik bir günde Anıtkabir’e kalabalık bir kadroyla gitmek, hem “biz de bu hikâyenin içindeyiz” deme biçimi, hem de laik–cumhuriyetçi seçmene görünür bir selam niteliği taşıyor. Yani bu, takvimsel değil, siyasal bir tercihti.

2. Mesajın cümleleri niye böyle?

Deftere yazılan metinde üç vurgu var: “Cumhuriyetin değerlerine sahip çıkma”, “farklılıkları zenginlik görme” ve “ortak paydanın demokrasi olması”. Bu üçlü, Babacan’ın kendini ne tamamen iktidar blokuna yakınlaştırdığını ne de sert kimlik siyaseti yapan muhalefet çizgisine ittiğini gösteriyor. Daha çok “merkez-demokrat, laikliğe mesafesiz, dindarlığa da alan açan” bir kotta konumlanmak istiyor. Bu, DEVA’nın kuruluş manifestosundaki dilli ama sahada eksik kalan kısmın yeniden hatırlatılması.

Ali Babacan ve DEVA Partililer Anıtkabir'de...

3. Hangi seçmene konuşuyor?

  • CHP’den kopuk ama Cumhuriyet’e bağlı seçmen

  • AK Parti’den uzaklaşmış ama “Atatürk karşıtı” bir dile razı olmayan muhafazakâr/şehirli kitle

  • İttifakların gevşediği dönemde yeni bir “makul merkez” arayan gençler

Anıtkabir fotoğrafı bu üçüne de gösterilebilecek, itiraz çekmeyecek bir görsel.

4. “Ekonomiden kaçan lider” algısını kırma çabası

Senin de not düştüğün gibi Babacan uzun süre kendi güçlü alanı olan ekonomide bile düşük tonda kaldı. Bunun bir bölümü “partiyi tek kişilik şova dönüştürmeme” stratejisiydi, bir bölümü de iktidarla doğrudan polemiğe girmek istememesiydi. Ancak bu temkinlilik görünmezliğe dönüştü. Anıtkabir çıkışı, bu görünmezlik perdesini yırtmak için sembolik, maliyetsiz ve güvenli bir alan sundu.

Ali Babacan ve DEVA Partililer Anıtkabir'de...

5. DEVA içi ve muhalefet içi okuma

Bu ziyaret aynı zamanda parti kadrosuna da “kimliksiz değiliz, devletin kurucu sayfasına bağlıyız” mesajı veriyor. Diğer muhalefet partilerine de “DEVA’yı sadece ekonomi konuşan küçük parti” kutusuna koymayın, biz de devletçilik–Cumhuriyetçilik tartışmasına söz söyleyecek yerden geliyoruz” demek. Özellikle 2025’te yeniden şekillenmesi konuşulan muhalefet sofrasında bu tür semboller kart değerini yükseltir.

6. İmaj ayağı: Vatandaş ve Fenerbahçe atkısı

Ziyaret sonrası vatandaşla fotoğraf, öğrenci ilgisi ve Fenerbahçe atkısı detayı, teknik bir anma törenini “siyasal PR”a çevirmek için kullanıldı. Bu da gösteriyor ki parti sadece protokol fotoğrafı değil, sosyal medya dolaşımı üretecek malzeme de planlamış.

7. Sonra ne gelir?

Bu adım tek başına bir “hat değişikliği” sayılmaz. Ama bundan sonra:

  • Cumhuriyet, laiklik, ortak vatandaşlık vurgulu 1–2 konuşma,

  • Milli bayramlarda daha görünür protokol katılımları,

  • “Demokrasi ortak payda”yı somutlaştıran ittifak/iş birliği çağrıları
    gelirse, bugünkü Anıtkabir hamlesi bunun başlangıç fotoğrafı olarak arşivlenir.

Sonuç:
Babacan’ın Anıtkabir çıkarması, “ben de buradayım” diyen tek seferlik bir saygı ziyareti değil; DEVA’nın teknokratik kabuğunu çatlatıp kendini Cumhuriyet’in ana hikâyesine daha çok yazdırma, merkezdeki boşalan alanı yoklama ve muhalefet içi pazarlık gücünü artırma hamlesi olarak okunmalı.

www.yerelgundem.com