Başkan Erdoğan ve AK Parti’ye Suriye Üzerinden Operasyon: Stratejik ve Diplomatik Başarısızlık mı?

Suriye’deki gelişmeler Türkiye’yi nasıl etkiliyor? AK Parti ve Erdoğan için riskler neler? Hakan Fidan’ın dış politika stratejisi başarısız mı?

Başkan Erdoğan ve AK Parti’ye Suriye Üzerinden Operasyon: Stratejik ve Diplomatik Başarısızlık mı?

Başkan Erdoğan ve AK Parti’ye Suriye Üzerinden Operasyon: Stratejik ve Diplomatik Başarısızlık mı?

YUSUF İNAN / YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE

Suriye’de yaşanan son gelişmeler, yalnızca bölgesel dengeleri değil, Türkiye’nin ulusal güvenliğini ve siyasi geleceğini de doğrudan etkileyen bir sürece evrildi. Son yıllarda Ankara’nın Suriye politikası, bölgedeki güç dengelerinin değişmesiyle test ediliyor. Ancak gelinen noktada, Suriye’de yaşananlar Türkiye’nin devlet aklıyla yürüttüğü stratejinin büyük bir sınavdan geçtiğini gösteriyor.

Suriye’de Neler Oluyor? Türkiye İçin Riskler Neler?

Son dönemde Suriye’de yaşanan gelişmeler, terör örgütü PKK’nın Suriye uzantısı olan YPG’nin, Suriye Devleti ile doğrudan iş birliği yapmasını içeriyor. Colani-Mazlum Abdi anlaşmasının ikinci ayağında, YPG’nin başındaki isim Mazlum Abdi’nin Suriye’nin resmi yönetimine ortak olması planlanıyor.

Bu durum, Türkiye’nin yıllardır Suriye’de yürüttüğü güvenlik politikasına büyük bir darbe anlamına geliyor. Zira Türkiye’nin Suriye’deki varlığı, terörle mücadele ve sınır güvenliği açısından hayati önem taşıyor. Ancak ABD ve Rusya’nın bölgedeki çekişmesi Türkiye’nin hamlelerini kısıtlayan bir faktör olarak öne çıkıyor.

Türkiye’nin stratejik pozisyonu, şu üç temel riskle karşı karşıya:

  1. YPG’nin Suriye ile Resmi Ortaklık Kurması: YPG, Türkiye’nin kırmızı çizgisi olarak kabul edilen bir örgüt. Ancak mevcut gelişmeler, bu kırmızı çizginin aşılmakta olduğunu gösteriyor. YPG’nin Suriye Devleti’yle resmi olarak iş birliği yapması, Türkiye’nin bölgedeki güvenlik politikalarının başarısızlığını ortaya koyuyor.

  2. Türkiye’nin Bölgedeki Diplomatik İzolasyonu: Ankara, 2016 sonrası Suriye ile doğrudan temas kurmaktan kaçındı. Ancak Rusya’nın bölgeden çekilmesi ve ABD’nin diplomatik hamleleri, Türkiye’nin yalnızlaşmasına neden oldu. Diplomatik izolasyon, Türkiye’nin sahada hareket kabiliyetini azaltan en önemli etkenlerden biri.

  3. Türkiye İçin İç Politika Riski: AK Parti’nin uzun yıllardır sürdürdüğü “güçlü liderlik” ve “milli güvenlik” temelli söylemleri, Suriye’de yaşanan gelişmelerle sınanıyor. Türkiye’nin Suriye politikasındaki olası başarısızlık, halk nezdinde hükümete olan güveni zedeleyebilir. Özellikle seçim süreçlerine girildiğinde bu tür uluslararası krizler iç politikada ciddi yankılar uyandırır.

Hakan Fidan ve Dış Politikanın Yönetimi: Kriz Yönetimi Başarısız mı?

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, istihbarat geçmişiyle bilinen ve Türkiye’nin güvenlik politikalarına yön veren isimlerden biri. Ancak son gelişmeler, Türkiye’nin bölgesel diplomaside yeterince etkili olamadığını gösteriyor.

Hakan Fidan’ın uluslararası toplantılarda Türkiye’nin dış politikasını yönlendiren bir figür olarak öne çıktığı görülse de, Suriye’de yaşanan gelişmeler göz önüne alındığında Fidan’ın bölgesel gerçekleri yönetme konusunda yetersiz kaldığı eleştirisi gündeme geliyor.

Öne çıkan eleştiriler:

  • Türkiye’nin bölgesel istihbarat zaafı mı var? Ankara’nın Suriye’deki güç dengelerini yeterince iyi okuyamaması, ulusal güvenlik politikalarında zaaf olarak değerlendiriliyor.
  • Rusya ve ABD’nin hamleleri karşısında pasif kalındı mı? Rusya’nın Suriye’den çekilmesi ve ABD’nin PKK/YPG ile iş birliğini sürdürmesi, Türkiye’nin diplomatik girişimlerini etkisiz hale getirdi mi?
  • Türkiye’nin uluslararası arenadaki diplomatik etkisi azaldı mı? Türkiye, NATO müttefikleriyle ve bölgesel aktörlerle diplomatik temaslarını yeterince etkin bir şekilde sürdüremedi mi?

Erdoğan ve AK Parti İçin Suriye Operasyonu Mu?

Suriye’de yaşanan gelişmelerin, yalnızca uluslararası bir kriz olarak değerlendirilmesi eksik bir bakış açısı olabilir. Türkiye’nin sınır güvenliği ve terörle mücadelesi kadar, iç politikadaki etkileri de göz ardı edilmemelidir.

Mevcut krizle ilgili üç temel görüş ön plana çıkıyor:

  1. Türkiye, hedef mi? Suriye’deki olaylar, Türkiye’nin bölgedeki etkisini zayıflatmaya yönelik bir hamle mi? AK Parti ve Başkan Erdoğan’ın Suriye’deki gelişmeler nedeniyle uluslararası baskı altına alınması bir stratejik planın parçası olabilir mi?

  2. Bölgesel dengeler değişirken Türkiye pasif mi kalıyor? ABD ve Rusya’nın Suriye’deki stratejik oyunları Türkiye’yi köşeye sıkıştıran bir hamle olarak mı değerlendirilmeli?

  3. AK Parti ve Erdoğan, iç politikada zorluklarla mı karşılaşacak? Suriye’de yaşanan bu gelişmeler, Türkiye’de seçmen algısını etkileyecek bir faktör haline gelebilir mi? Hükümetin bölgedeki gelişmelere karşı izlediği politika, seçmen tabanında nasıl yankılanacak?

Sonuç: Türkiye İçin Yeni Bir Dış Politika Gerekli mi?

Suriye’deki mevcut durum, Türkiye için acil bir dış politika revizyonunun gerekliliğini ortaya koyuyor.

  • Türkiye’nin Rusya ve ABD arasında sıkışmadan bağımsız bir diplomatik hamle geliştirmesi gerekiyor.
  • Ankara’nın bölgesel güvenlik politikalarını revize etmesi ve uluslararası kamuoyunu yönlendirecek güçlü diplomatik adımlar atması elzem hale gelmiştir.
  • AK Parti ve Erdoğan’ın iç politikadaki destek oranlarını koruyabilmesi için, bölgesel krizlere karşı daha proaktif bir strateji benimsemesi şarttır.

Suriye’de yaşanan gelişmelerin Türkiye’ye olan etkileri önümüzdeki süreçte daha net bir şekilde ortaya çıkacaktır. Ancak bugün itibariyle görünen tablo, Türkiye’nin Suriye politikasının ciddi bir sınavdan geçtiğini ve bunun hem iç hem de dış politikada büyük yankıları olacağını gösteriyor.

YUSUF İNAN / YEREL GÜNDEM

www.yerelgundem.com