Belediyelerde borç alarmı: Bütçeyi aşan yük hizmetleri tehdit ediyor, kayyum tartışması gündemde

Bazı belediyelerde borç/bütçe oranının yükselmesi, denetim ve yaptırım süreçlerini tetikleyebilir; hizmetlerde aksama ve aşırı nakit baskısı kayyum tartışmasını gündeme taşıyor. Haber, hukuki çerçeveyi ve mali rehabilitasyon için önerilen adımları inceliyor.

Belediyelerde borç alarmı: Bütçeyi aşan yük hizmetleri tehdit ediyor, kayyum tartışması gündemde

Belediyelerde borç alarmı: Bütçeyi aşan yük hizmetleri tehdit ediyor, kayyum tartışması gündemde

YEREL GÜNDEM / ANKARA, TÜRKİYE

Bütçeyi aşan borçlar yerel hizmetleri nasıl etkiliyor?

Türkiye’nin farklı illerinden bazı belediyelerde toplam borcun yıllık bütçeyi aştığına dair veriler ve tartışmalar, yerel yönetimlerin finansal sürdürülebilirliğini gündemin ilk sırasına taşıdı. Uzmanlara göre borç/bütçe oranının kalıcı biçimde yükselmesi; yol, temizlik, park-bahçe, sosyal destek ve kültür hizmetleri gibi temel kalemlerde aksamalara yol açabiliyor. Nakit akışındaki düzensizlik, yatırım programlarının ertelenmesi ve bakım-onarım giderlerinin kısılmasıyla sonuçlanıyor.

Hukuki çerçeve: Denetim, yaptırım ve sorumluluk

Belediyelerin borçlanma işlemleri 5393 sayılı Belediye Kanunu, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi Kanunu ve ilgili ikincil mevzuatla sınırlı. Borç stokunun bütçeyi aşması tek başına otomatik bir ceza doğurmasa da, bu tablo Sayıştay ve İçişleri Bakanlığı denetim süreçlerini tetikleyebiliyor. Yapılan incelemeler sonucunda usulsüz borçlanma, kamu zararı veya ihale–sözleşme ihlalleri tespit edilirse; sorumlular hakkında idari para cezasından görevden uzaklaştırmaya uzanan yaptırımlar gündeme gelebiliyor. Ayrıca, kamu zararının tazmini için dava süreçleri açılabiliyor.

İcra baskısı ve ödeme güçlüğü riski

Belediyelerin vadesi gelen yükümlülüklerini yerine getirememesi hâlinde alacaklılar icra ve haciz yoluna başvurabiliyor. Bu süreç, belediye hesapları ve varlıkları üzerinde bloke, ödeme planlarının zorunlu revizyonu ve yeni yükümlülükler için borçlanma maliyetlerinin artması gibi sonuçlar doğuruyor. Nakit sıkışıklığı arttıkça kısa vadeli finansmana bağımlılık derinleşiyor, faiz yükü büyüyor.

“Kayyum” tartışması: Hangi durumda devreye girebilir?

Mevzuat, yerel hizmetlerin yerine getirilememesi, ciddi idari–mali aksaklıkların süreklilik kazanması ve kamu düzeninin etkilenmesi gibi ağır durumlarda merkezi idarenin denetim ve müdahale araçlarını genişletiyor. İdari soruşturmalar, geçici görevden almalar ve zorunlu yönetim düzenlemeleri bu çerçevede değerlendiriliyor. Uzmanlar, kayyum atamasının “son çare” niteliğinde olduğunu, ancak finansal iflas eşiğinde hizmetlerin durması ve hukuki ihlallerin sabitlenmesi hâlinde gündeme gelebileceğini hatırlatıyor.

Yeni seçilen yönetimlerin ‘borç devralma’ sınavı

Görev değişimlerinde, önceki dönemden devralınan borç stoku kadar yeni borçlanma disiplini de önem taşıyor. Kısa vadede görünür hizmet üretmek için ek borca yüklenmek, nakit akışını daha da bozabiliyor. Kurumsal hafızanın korunması, gerçeğe uygun mali tabloların kamuoyuyla şeffaf paylaşılması ve tasarruf programlarının hızla devreye alınması, geçiş dönemlerinde kritik görülüyor.

Hizmetlerde olası aksaklıklar: Operasyondan yatırıma

Borç yükü büyüyen belediyelerde;

  • Atık toplama ve temizlik hizmetlerinde rotasyon seyrelmesi,

  • Bakım–onarım işlerinin ötelenmesi,

  • Park, sosyal tesis ve kültür etkinliklerinde kısıntı,

  • Sosyal yardım bütçelerinde daralma,

  • Ulaşım ve altyapı yatırımlarında gecikme gibi etkiler gözlenebiliyor.
    Bu tablo, vatandaş memnuniyetini düşürürken, belediyelerin kredi notu ve tedarikçi ilişkilerini de zayıflatıyor.

Çözüm: Mali rehabilitasyon ve şeffaflık paketi

Ekonomistler, borç sarmalından çıkış için çok adımlı bir yol haritası öneriyor:

  • Bağımsız borç envanteri: Tüm yükümlülüklerin vade, faiz ve teminat bazında kamuya açık raporlanması.

  • Nakit akışı disiplini: Öncelikli hizmetler için sıfır tabanlı bütçe yaklaşımı; zorunlu olmayan harcamaların dondurulması.

  • Yapısal tasarruf: Enerji verimliliği, ortak satın alma, filo yönetimi ve dijitalleşmede performans hedefleri.

  • Gelir tarafı güçlendirme: Emlak ve çevre temizlik vergilerinde tahsilatın artırılması, ecrimisil ve kira sözleşmelerinin güncellenmesi, e-belediye uygulamalarıyla kayıt dışının azaltılması.

  • Borç yeniden yapılandırma: Vade uzatma–faiz düşürme görüşmeleri, kısa vadeli pahalı borçların uzun vadeli ve düşük maliyetli enstrümanlara çevrilmesi.

  • Kurumsal yönetişim: İç kontrol–iç denetimin bağımsızlaştırılması; ihalelerde rekabet, eşitlik ve şeffaflık ilkelerinin güçlendirilmesi.

Vatandaşın beklentisi: Hesap verebilir yönetim

Gerek bütçeyi aşan borç stoku, gerekse hizmet performansındaki dalgalanmalar, toplumda hesap verebilirlik talebini artırıyor. Düzenli faaliyet raporları, açık veri portalları ve performans bazlı göstergelerle desteklenen bir mali yönetim modeli, hem güven inşa edecek hem de olası idari müdahale risklerini azaltacaktır.


www.yerelgundem.com

Kaynak: Öncü Şehir