BfV’nin yeni başkanı Sinan Selen: Almanya’nın güvenlik mimarisinde göçmen kökenli ilk isim
BfV’nin yeni başkanı Sinan Selen, terör, casusluk ve hibrit tehditler arasında Almanya’nın iç istihbaratını yeniden konumlandırıyor; öncelik teknoloji, iş birliği, şeffaflık.
BfV’nin yeni başkanı Sinan Selen: Almanya’nın güvenlik mimarisinde göçmen kökenli ilk isim
YEREL GÜNDEM / BERLİN, ALMANYA
Göçmen kökenli bir güvenlik profesyonelinin yükselişi
1972 İstanbul doğumlu Sinan Selen, Alman Anayasayı Koruma Federal Ofisi’nin (BfV) başkanlığına gelerek Almanya’da istihbaratın en üst kademesine yükselen göçmen kökenli ilk isim oldu. Köln’de büyüyen, Avrupa hukuku eğitimi alan ve kariyerine 2000’de Federal Kriminal Polis Ofisi’nde başlayan Selen; 11 Eylül sonrası soruşturmalar, 2006 Köln tren istasyonu bombalama girişimine ilişkin av operasyonu ve iç güvenlik dosyalarıyla adını duyurdu. Kamu güvenliği, terörle mücadele ve kurumlar arası koordinasyonda edindiği deneyim, onu Almanya’nın iç istihbaratının tepe koltuğuna taşıdı.
BfV’ye giden yol: Polis, bakanlık, özel sektör, yeniden devlet
Selen, BKA’daki görevleri sırasında dönemin Şansölyesi ve İçişleri Bakanı’nın güvenlik ekiplerinde yer aldı; 11 Eylül bağlantılı iz sürme çalışmaları ve 2006’daki başarısız bombalı saldırı girişiminin faillerinin yakalanmasına yönelik süreçte kritik rol oynadı. 2006’dan itibaren İçişleri Bakanlığı’na geçen Selen, Selefi örgütlerin yasaklanması ve uluslararası terörle mücadele birimlerinde çalıştı; 2016’da Türkiye–Almanya hattındaki terör dosyalarının koordinasyonunda etkin oldu. Ardından özel sektörde bir dönemin ardından 2019’da BfV başkan yardımcılığına atandı; 2025’te kurumun başkanlığına gelerek sürekliliği yeni önceliklerle birleştiren bir yönetim anlayışını üstlendi.
Öncelikler: Casusluk, sabotaj ve sistemik tehditler
Selen’in güvenlik yaklaşımı, klasik terör tehditlerinin yanı sıra devlet destekli casusluk, kritik altyapılara yönelik sabotaj ve hibrit saldırılara odaklanıyor. Almanya’nın siyasi ve ekonomik ekosistemini hedef alan siber operasyonlar, diaspora topluluklarını istismar eden etki kampanyaları ve seçim güvenliği gündemi, BfV’nin önümüzdeki dönemdeki temel çalışma başlıkları arasında. Selen’in geçmişteki saha deneyimi ve bakanlık koordinasyonu, federal ve eyalet birimleriyle NATO/AB ortakları arasında daha rafine bir bilgi paylaşımı ve hızlı tepki kapasitesi kurulmasına zemin hazırlıyor.
Siyasetin baskısı, kurumun tarafsızlığı
Selen’in 2019’daki başkan yardımcılığı döneminden bu yana, BfV’nin siyasi yelpazenin farklı uçlarından gelen eleştiri ve beklentileri dengeleme zorunluluğu arttı. Bir yandan aşırı sağ ve aşırı sol kaynaklı tehditlerin sınıflandırılmasına dair tartışmalar, diğer yandan göç ve entegrasyon gündeminin güvenlik dosyalarıyla kesiştiği alanlar, kurumun tarafsız ve kanıta dayalı karar süreçlerinin önemini büyütüyor. Selen yönetimindeki BfV’nin, raporlamada metodolojik şeffaflığı artırması, yargı süreçleriyle uyumu güçlendirmesi ve kamuoyuyla iletişimde ölçülü ama bilgilendirici bir dil kurması bekleniyor.
Toplumsal temsiliyet ve kurum kültürü
Selen’in tepe yönetime gelişi, yalnızca bir kariyer başarısı değil; aynı zamanda Almanya’nın güvenlik kurumlarında çeşitlilik ve liyakat temelli yükselişin görünür bir sembolü. Göçmen kökenli bir yöneticinin BfV’yi yönetmesi, kurum içi insan kaynakları politikalarında yetenek yönetimi, kapsayıcılık ve çok dilli/çok kültürlü yetkinliklerin stratejik olarak değerlendirilmesine alan açıyor. Bu çerçevede Selen’in, personel eğitimleri, etik standartlar ve teknoloji yatırımlarını bir bütün olarak ele alan “kurumsal dayanıklılık” ajandasını öne çıkarması muhtemel.
Önümüzdeki dönem: Teknoloji, iş birliği ve ölçülü şeffaflık
BfV’nin yeni döneminde; siber savunma kabiliyetlerinin derinleştirilmesi, yapay zekâ destekli tehdit analizleri, kritik sektörlerle (enerji, finans, telekom) sürekli risk değerlendirmesi ve AB-NATO kanallarında gerçek zamanlı bilgi akışı öne çıkacak. Kamuoyuna dönük ölçülü şeffaflık—soruşturma sırlarını riske atmadan güven inşa eden bir iletişim tarzı—kurumun itibar yönetiminin temel ayağı olacak. Selen’in teknik dosyalara hâkimiyeti ve kriz dönemlerinde operasyonel koordinasyon tecrübesi, bu dönüşümü hızlandırabilecek en güçlü dayanaklar olarak görülüyor.













