DEM’in İmralı iddiasına CHP’den net yalanlama
DEM Partili Pervin Buldan’ın “komisyondan beş kişilik heyetin İmralı’ya gideceği” iddiasına CHP’li Murat Emir’den yanıt geldi: “Komisyonun gündeminde İmralı’ya gitmek yok, böyle bir tartışma ve anlaşma olmadı.”
DEM’in İmralı iddiasına CHP’den net yalanlama
YEREL GÜNDEM / ANKARA, TÜRKİYE
İddianın çıkışı: “Beş kişilik heyet İmralı’ya gidecek”
DEM Parti İmralı Heyeti üyesi Pervin Buldan, katıldığı bir televizyon programında, TBMM’de çalışmalarını sürdüren Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyelerinden oluşacak beş kişilik bir heyetin İmralı’yı ziyaret etmesinin planlandığını ileri sürdü. Buldan, “Grubu bulunan siyasi partilerin temsilcilerinden oluşacak beş kişilik bir heyetin ziyareti öngörülüyor. Bize aktarılan bilgi bu yönde” sözleriyle “komisyon kaynaklı bir bilgilendirme” yapıldığını belirtti. Bu açıklama, komisyonun görev ve çalışma usullerine ilişkin yeni bir tartışmayı başlatırken, siyasi kulislerde “ziyaret yetkisi, kapsamı ve zamanlaması” soruları gündeme taşındı.
CHP’den anında yanıt: “Gündemimizde yok, tartışılmadı”
Açıklamadan kısa süre sonra kameraların karşısına geçen CHP Grup Başkanvekili ve Komisyon üyesi Murat Emir, iddiayı açık ifadelerle yalanladı:
“Komisyonun gündeminde İmralı’ya gitmek yoktur ve böyle bir tartışma olmamıştır. Böyle bir anlaşma hiçbir şekilde söz konusu değildir.”
Emir, yalnızca komisyon toplantılarında değil, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında yapılan ve Grup Başkanvekillerinin katıldığı hazırlık toplantılarında da İmralı ziyaretinin hiç gündeme gelmediğini vurguladı. “Herhangi bir görüş alma ihtiyacı da doğmadı” diyen Emir’in açıklaması, komisyonun kurumsal çerçevesi ve yetki sınırlarına dair net bir ret olarak yorumlandı.
Komisyonun yetkisi ve tartışmanın arka planı
TBMM çatısı altında faaliyet gösteren Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, toplumsal barış, demokratik standartlar ve hukuki düzenlemelerin iyileştirilmesine dönük öneriler geliştirmeyi hedefliyor. Ancak komisyonun ziyaret, görüşme ve temas başlıklarında atacağı olası adımların, hem meşru yetki çerçevesi hem de teamüller açısından netlik kazanması gerekiyor. Bu nedenle İmralı’ya yönelik bir temas iddiası, parlamenter çalışma usulü ve yürütme-yasama dengesi bağlamında hassas bir başlık olarak öne çıkıyor.
Buldan’ın sözleri, komisyonun partiler arası temsili ve karar alma süreçlerine ilişkin beklenti ile gerçek durum arasındaki farklılığı da görünür kıldı. CHP kanadı “gündemimizde yok” diyerek kulislere yansıyan söylentileri boşa düşürürken, siyasi aktörler arasında iletişimde açıklık ve usule bağlılık çağrıları güçlendi.
Siyasette yankı: Dil, yöntem ve şeffaflık ihtiyacı
İddia ve yalanlamanın yarattığı dalga, son dönemde “yeni süreç” başlığıyla süren tartışmaların dil ve yöntem boyutuna da ışık tuttu. Bir yanda müzakere ve normalleşme başlıkları konuşulurken, diğer yanda kurumsal mekanizmaların şeffaf işletilmesi ve yetki sınırlarının korunması talebi öne çıkıyor. Uzmanlara göre, bu tür kritik dosyalarda kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi, komisyonların çalışma planlarının net paylaşılması ve siyasi aktörler arasında eşgüdümlü iletişim tesis edilmesi, gerilimi azaltan temel unsurlar olacak.
Süreç, komisyon gündeminin resmî duyurularla açıklığa kavuşturulması, olası ziyaret ve temas başlıklarının usulüne uygun kararlarla yürütülmesi halinde netlik kazanacak. Şimdilik CHP’nin sert tonu, İmralı iddiasına kapıyı kapatan bir duruşu işaret ederken; DEM Parti cephesinin “iletilen bilgi” vurgusu, beklenti yönetimi ve kurumsal teyit ihtiyacını yeniden gündeme taşıdı.
Sonraki adımlar ne olacak?
Kısa vadede gözler, komisyonun resmî çalışma takvimi ve yeni duyurularında olacak. TBMM’deki partiler, kurumsal açıklamalarla tartışmanın önünü almaya çalışırken; siyasi iklimde dil, yöntem ve şeffaflık ekseninde yeni bir denge arayışı belirginleşiyor. İmralı iddiası üzerinden şekillenen bu başlık, komisyonun gerçek görev alanı ve meşru yetkisi tartışmasını da beraberinde taşıyor.













