Devri tükenen gazeteciler tartışması büyüyor: Orhan Uğuroğlu’ndan Melik Yiğitel’e 248 kelimelik yanıt
CNN Türk’te başlayan “eski gazeteciler” polemiğinde Melik Yiğitel’in eleştirilerine Orhan Uğuroğlu’ndan 248 kelimelik yanıt: özür, ispat çağrısı ve medya etiği tartışması.
“Devri tükenen gazeteciler” tartışması büyüyor: Orhan Uğuroğlu’ndan Melik Yiğitel’e 248 kelimelik yanıt
YEREL GÜNDEM / ANKARA
Ekrandaki eleştiriler, WhatsApp mesajları ve YouTube kayıtları
TürkMedya Ankara Temsilcisi Melik Yiğitel’in, 16 Ağustos’ta CNN Türk’te dile getirdiği “eski gazeteciler” eleştirisi, usta gazeteci Orhan Uğuroğlu’nun kaleme aldığı sert bir yanıtla gündeme oturdu. Yiğitel’in yayında ve sonrasında WhatsApp üzerinden Uğuroğlu’na ilettiği değerlendirmeler, “devirleri bitti, raf ömürleri sona erdi” ifadesiyle tartışmayı alevlendirirken, Uğuroğlu hem ekrandaki sözleri deşifre etti hem de 248 kelimelik bir metinle karşılık verdi. Polemiğin merkezinde, sosyal medyada paylaşılan “bomba dosya” iddiaları ile medya etiği tartışmaları yer alıyor.
Yiğitel’den “eski gazeteciler” çıkışı: “Devirleri bitti, gidip torun sevsinler”
Melik Yiğitel, CNN Türk’teki programda ve Uğuroğlu’yla yazışmasında; Orhan Uğuroğlu, Can Ataklı, Memduh Bayraktaroğlu, Sabahattin Önkibar gibi isimleri hedef alarak “yeni Türkiye’yi okuyamadıkları” görüşünü dile getirdi. Yiğitel, “sosyal medyada yüksek perdeden, etik dışı beklenti üreten” paylaşımları eleştirdi; kimi iddiaların gerçeğe dönüşmediğini savundu. Uğuroğlu’nun “öyle bomba bir dosya geliyor ki, Erdoğan istifa edecek, erken seçim olacak” şeklindeki paylaşımını örnek gösteren Yiğitel, “10 iddiadan birinin bile tutmadığı” yorumuyla “eski gazeteci” tanımlamasını pekiştirdi.
Uğuroğlu’ndan kronolojik yanıt: “Özgür gazetecilik bitmedi, bitmeyecek”
Orhan Uğuroğlu, yazısında eleştirilere noktasal yanıt verdi. İlk bölümde, yıllar önce aynı kurumlarda yolları kesişen meslektaşlık ilişkisini hatırlattı; ardından da “yandaş medya” ve “özgür gazetecilik” ayrımını vurgulayarak, kendisine yöneltilen “devir bitti” ifadesini reddetti. Uğuroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’yle ilgili iddialar üzerine hazırladığını söylediği “Yalanlar Gerçekler – Ekrem İmamoğlu” kitabını örnek gösterdi; günlük yazılarının yüksek okur ilgisiyle takip edildiğini belirtti. Televizyon yorumlarını “ücretsiz ve özgür” olarak yaptığını ifade eden Uğuroğlu, “raf ömrü” eleştirisine “Özgür gazeteciliğim saldırıya uğradıktan sonra da bitmedi, bitmeyecek” sözleriyle karşılık verdi.
“Bomba dosya” paylaşımı için özür: “Hata yaptım, Rabbim ve okurlarım affetsin”
Uğuroğlu, Yiğitel’in somut örnek olarak gösterdiği kendi sosyal medya mesajı için ise açık bir özeleştiri yaptı. “Erdoğan istifa edecek, erken seçim olacak” cümlesini içeren paylaşımına dair, “Beni eleştirmek için bula bula bu hatamı bulmuşsun. Rabbim ve okurlarım beni affetsin” ifadesini kullanarak, söz konusu paylaşımın isabetsizliğini kabul etti. Buna karşın, “Helga ve sakallı bebek” gibi şehir efsaneleri üzerinden kendisine ve diğer gazetecilere atfedilen haberleri reddetti; Yiğitel’e “İspat et, edemezsen yayında ‘yalan söyledim, iftira attım, özür dilerim’ de” çağrısında bulundu.
Medya etiği ve siyasal iklim: Tartışmanın büyüteci
Tartışmanın merkezinde iki hat bulunuyor: İlki, medyada doğrulama ve beklenti yönetimi; ikincisi, siyasal kutuplaşmanın haber diline etkisi. Yiğitel’in “yüksek tonda iddia–düşük isabet oranı” eleştirisi, sosyal medyada hızla yayılan duyum içerikli paylaşımların sorumluluğunu gündeme taşıdı. Uğuroğlu’nun “özür ve özeleştiri” vurgusu ise, gazetecilikte hatanın kabulü ve telafisinin önemini hatırlattı. Öte yandan, “yandaş–özgür” ayrımı üzerinden kurulan söylem, Türkiye’de medyanın kurumsal bağımsızlık, çoğulculuk ve güven parametreleri etrafında yeniden tartışılmasına yol açıyor.
Sırada ne var?
Taraflar arasındaki polemiğin, ekran ve sosyal medya üzerinden yeni açıklamalarla sürmesi bekleniyor. Uğuroğlu’nun “CNN Türk’te yanıtımı okuyacağına söz verdi” dediği Yiğitel’den gelecek olası yayın yanıtı, tartışmanın seyrini belirleyebilir. Kısa vadede, “kanıt–ispat” çağrıları ve “özür” beklentisi gündemi meşgul ederken; uzun vadede medyada etik standartların güçlendirilmesi, doğrulama mekanizmalarının şeffaflaştırılması ve dilde gerilim yerine bilgi odaklı yaklaşımın öne çıkması, geniş kitlelerce talep ediliyor.













