En Temel Beka Sorunumuz: Yargı
Mümtaz’er Türköne, Türkiye’de art arda patlayan yargı skandallarının bir adalet sorunu olmaktan çıkarak doğrudan devletin bekasını tehdit ettiğini yazdı.
En Temel Beka Sorunumuz: Yargı
İYİ AVUKAT / ANKARA
Adalet krizi derinleşiyor
Türkiye’de peş peşe patlayan yargı skandalları, yalnızca hukuk sistemini değil, doğrudan devletin varlığını tehdit eden bir beka sorunu haline geliyor. The Turkish Post yazarı Mümtaz’er Türköne, son yazısında adalet düzeninin çöküşünü ve bunun doğuracağı sonuçları sert ifadelerle ele aldı.
Türköne’ye göre, mevcut yargı düzeni milletin hiçbir değerini koruyamayacak durumda. Ne bağımsızlık, ne sınır güvenliği ne de toplumsal birlik bu şartlarda sürdürülebilir. “Yargının çürüdüğü yerde devlet de olmaz” diyen Türköne, meseleyi bir hukuk tartışmasının ötesinde doğrudan devletin bekasıyla ilişkilendirdi.
Devletin temeli adalet
Türköne yazısında, Türk devlet geleneğinde adaletin merkezi konumuna dikkat çekti. Kutadgu Bilig’den “Daire-i Adalet” deyişine uzanan kadim anlayışa göre her şey adaletle başlıyor ve yine adaletle bitiyor. Roma’nın 15 asır boyunca hukuk düzeniyle ayakta kaldığını hatırlatan Türköne, “İyi yasalar yetmez, onları tarafsız uygulayacak yargıçlara da ihtiyaç vardır” dedi.
Ona göre, devletin tek meşru varlık sebebi tarafsız ve adil yargılama gücüdür. Bu vasfı kaybeden bir devlet, vatandaşına güven veremez ve eninde sonunda bir suç örgütüne dönüşür.
Yargı bağımsızlığı yok oluyor
Türköne, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın belediye soruşturmaları hakkında yaptığı açıklamaları yargı bağımsızlığı açısından kritik bir eşik olarak değerlendirdi. Erdoğan’ın sürmekte olan davalar hakkında hüküm cümleleri kurmasının, Anayasa’nın 138. maddesini fiilen hükümsüz kıldığını belirten Türköne, “Bu şartlarda kim soruşturmaların tarafsız ve bağımsız yargı marifetiyle yürütüldüğüne inanır?” diye sordu.
Yargının siyasi rekabeti belirleyen bir iktidar sopasına dönüştüğünü vurgulayan Türköne, bu durumun doğrudan devasa bir beka sorununa işaret ettiğini ifade etti.
Skandalların gölgesinde çürüme
HSK’ya verilen suç duyurularından Burhan Kuzu dosyalarına, FETÖ borsası iddialarından “İBB borsası” tartışmalarına kadar uzanan bir yolsuzluk zincirine dikkat çeken Türköne, yargının sistematik olarak töhmet altında bulunduğunu söyledi.
Fatih Altaylı davası gibi kanunda tanımı olmayan suçlamalarla açılan dosyaları örnek gösteren yazar, savcıların sevk maddelerini “toplama-çıkarma hesabıyla” belirlediğini iddia etti. Ona göre, kararların rüşvetle alındığı, masumların değil suçluların çıkarlarının gözetildiği bir düzen, devleti ayakta tutamaz.
Devlet sorunu kapıda
Türköne, büyüyen adalet krizinin bir yargı sorununu aştığını, doğrudan devletin bekasını tehdit eden boyuta ulaştığını belirtti. Yazısını şu uyarıyla tamamladı:
“Artık devletin bekasını ve milletin çıkarlarını, yargıyı yasalara uygun şekilde hizaya sokmadan koruyamayacağımız derin bir uçurumun kenarlarında dolaşıyoruz.”
Etiketler:
#Türköne #Yargı #Adalet #Skandal #Erdoğan #İBBborsası #FETÖborsası #TürkiyeSiyaseti













