Erdoğan 'CHP ile savaş, PKK ile barış' çizgisini sürdürebilir mi?
Erdoğan’ın bir yandan CHP’ye yönelik baskıyı artırırken diğer yandan PKK ile barış süreci başlatma çabası Türkiye’de siyasi bir çelişki olarak tartışılıyor.
Erdoğan 'CHP ile savaş, PKK ile barış' çizgisini sürdürebilir mi?
YEREL GÜNDEM / İSTANBUL
Siyasette Derin Çelişki: Barış Girişimleri ile Muhalefet Baskısı Yan Yana Gidebilir mi?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, bir yandan ana muhalefet partisi CHP’ye karşı sert bir tutum sergileyip diğer yandan Kürt meselesinde yeni bir çözüm süreci başlatmaya çalışması Türkiye siyasetinde tartışma yaratıyor. Gazeteci Ruşen Çakır ile akademisyen Mümtaz’er Türköne, bu çelişkili süreci masaya yatırarak Erdoğan’ın bu stratejiyi sürdürebilir olup olmadığını değerlendiriyor.
Çözüm Süreci Gölgesinde Muhalefete Operasyon
Erdoğan son grup konuşmasında, terörsüz bir Türkiye hedefinden söz ederken, CHP’ye karşı sert ifadeler kullandı. HDP’li siyasetçiler hakkında ise daha yumuşak bir dil benimsemesi, “CHP ile savaş, PKK ile barış” çizgisi eleştirilerini beraberinde getirdi. Uzmanlar, muhalefeti baskı altında tutarken Kürt sorununda samimi bir çözümün mümkün olamayacağını savunuyor.
Bahçeli’nin Mesajı: Devlet Politikası ve Zamanlama Uyarısı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında “Terörsüz Türkiye artık devlet politikasıdır” diyerek iktidara sorumluluk hatırlatması yaptı. Türköne’ye göre Bahçeli, zaman vurgusu ve felsefi göndermelerle Erdoğan’a doğrudan bir baskı uyguluyor. Bahçeli'nin açıklamaları, çözüm sürecine hız verilmesi yönünde bir çağrı olarak değerlendiriliyor.
CHP’siz Bir Süreç Mümkün mü?
CHP lideri Özgür Özel ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, çözüm sürecine açık olduklarını ifade etseler de, partiye yönelik yargı operasyonları bu katılımı zora sokuyor. Adana Belediye Başkanı Zeydan Karalar gibi isimlerin tutuklanması, sürecin demokratik meşruiyetini sorgulatıyor. Uzmanlar, CHP dışlanarak yürütülecek bir çözüm sürecinin toplumda karşılık bulmayacağını belirtiyor.
Yargı Bağımsızlığı ve Toplumda Güven Sorunu
Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına rağmen devam ederken, CHP’li belediyelere yönelik geniş kapsamlı soruşturmalar hukuk devleti ilkesiyle çelişiyor. Yargının siyasallaşması algısı, çözüm sürecine gölge düşürüyor. Toplumun büyük bölümü, bu operasyonların muhalefeti zayıflatma amacı taşıdığına inanıyor.
Halk Desteği ve Sivil Tepkinin Yükselişi
CHP'nin başlattığı mitingler ve sokağa yansıtılan halk desteği, muhalefetin giderek güçlendiğini gösteriyor. Özel’in şiddet içermeyen, sivil itaatsizlik temelli stratejileri tercih etmesi, toplumsal muhalefetin yaygınlaşmasını sağlıyor. Erdoğan’ın bu tablo karşısında nasıl bir yol izleyeceği merak konusu.
Sonuç: İki Süreç Aynı Anda Yürütülebilir mi?
Analistler, Erdoğan’ın hem CHP’ye karşı baskı uygulayıp hem de Kürtlerle barış arayışına girmesini “kabak gibi ortada olan” bir çelişki olarak değerlendiriyor. Çözüm sürecinin başarıya ulaşması için hukuk devleti, demokratik meşruiyet ve geniş toplumsal mutabakat gerektiği vurgulanıyor. Bu koşullar yerine getirilmeden sürecin ilerlemesi mümkün görünmüyor.
Etiketler: #Erdoğan #CHP #PKK #barışsüreci #muhalefet #Bahçeli #Demirtaş #Türkiye













