Eşi Sanık, Kendisi Mağdur: İzmir'deki Büyük Kooperatif Davasında Çelişkili İfadeler
İzmir Büyükşehir Belediyesi kooperatif davasında, sanık İZBETON Yönetim Kurulu Üyesi Çağlar Kalkan’ın eşi Merve Kalkan "mağdur" olarak ifade verdi. Kalkan, şikayetçi olmadığını belirterek kooperatifin kârlı olduğunu ve asıl mağduriyetin tutuklu sanıkların ailelerinde yaşandığını öne sürdü.
Eşi Sanık, Kendisi Mağdur: İzmir'deki Büyük Kooperatif Davasında Çelişkili İfadeler
YEREL GÜNDEM / İZMİR, TÜRKİYE
Soyer ve Aslanoğlu’nun da Yargılandığı Dava Gündemde
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne (İzBB) yönelik olarak başlatılan ve eski İzBB Başkanı Tunç Soyer ile CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu gibi kilit siyasi figürlerin de aralarında bulunduğu önemli isimlerin yargılandığı kooperatif soruşturması, duruşmalarla devam ediyor. Kamuoyunda geniş yankı uyandıran ve “nitelikli dolandırıcılık” iddialarını merkeze alan bu dava, İzmir siyaseti ve inşaat sektöründeki ilişkileri mercek altına alıyor. Duruşmalar, hem sanık sandalyesinde oturan isimlerin hem de kooperatif üyelerinin ifadeleriyle yargı sürecinin karmaşık yapısını ortaya koyuyor.
Son duruşmada, sanıklar arasında bulunan İZBETON Yönetim Kurulu Üyesi Çağlar Kalkan’ın eşi Merve Kalkan’ın "mağdur" sıfatıyla verdiği ifade, davanın en dikkat çekici anlarından biri oldu. Kalkan’ın, hem kooperatif üyesi hem de sanık eşi olarak mahkemeye sunduğu perspektif, hukuki süreçteki çelişkili rolleri ve duygusal boyutu gözler önüne serdi.
Mağdur Kalkan'dan Şikayet Yerine Sanıklara Destek
SS İş Dünyası Kordelion Kooperatifi üyesi olan Merve Kalkan, mahkemede "mağdur" olarak yer almasına rağmen, kooperatiften ve eşinden şikayetçi olmadığını net bir şekilde ifade etti. Kalkan, kooperatifin mali durumu hakkındaki iyimser görüşünü vurgulayarak, "Tüm mağdurlar 'hayır' diyor [Kooperatiften çıkmak istemiyorlar]. Çünkü yeni protokolle bile herkes biliyor ki, bu kooperatif karlı," dedi. Bu ifade, davanın temelini oluşturan mağduriyet iddialarıyla çelişen bir tablo çiziyor.
Kalkan, ifadesini daha da ileri taşıyarak, davaya konu olan bazı üyelerin motivasyonunu sorguladı: "Burada gelip şikayetçiyim mağdurum diyen üyelerin çoğu, yeni yönetime aday olup, huzur hakkı beklentisi olanlar." Bu söylem, davanın sadece hukuki değil, aynı zamanda kooperatif içi yönetim mücadelelerinden kaynaklanan siyasi bir boyutunun da olabileceği iddialarını güçlendiriyor.
"Asıl Mağduriyet Tutuklu Sanıkların Ailelerinde Yaşanıyor"
Merve Kalkan’ın ifadesindeki en çarpıcı kısım, eşi ve diğer sanıkların yargılandığı "nitelikli dolandırıcılık" suçlamalarına dair oldu. Kalkan, hem kooperatiften zarar ettiğini belirten müteahhitlerin olduğunu hatırlattı hem de şikayetçi olmamasının nedenini açıkladı. İnşaatların belediye kararları nedeniyle durmasından kaynaklanan maddi mağduriyetin farkında olduğunu belirten Kalkan, asıl mağduriyetin kişisel ve ailevi boyutta yaşandığını iddia etti.
Kalkan, "Eşim ve çokça kişi burada nitelikli dolandırıcılıktan yargılanıyorlar... Kim nerede nitelikli dolandırıcılıktan menfaat sağlamış anlamak mümkün değil," diyerek, mahkemeye hitaben şunu yüksek sesle dile getirdi: "Şikayetçi değilim... Bir çok insan maddi mağduriyet yaşadı. Ancak tutuklu-tutuksuz yargılanan insanlar ve aileleri daha büyük mağdur oldu. Bunu yüksek sesle söylemek istiyorum." Kalkan'ın, hukuki süreçte mağdur sıfatı taşıyan bir birey olmasına rağmen, odağı sanıkların ve ailelerinin yaşadığı insani drama çevirmesi, davanın duygusal ve etik boyutunu derinleştirdi.
Dava Sürecinin Geçmişi ve Tartışmalı İlerleyiş
Merve Kalkan, kooperatifin 2024 Mayıs ayında genel kurulunu yaptığını ve ibraların gerçekleştirildiğini belirterek, gözaltılar başlayana kadar hiçbir dava sürecinin olmadığını söyledi. Bazı yöneticilerin huzur hakkı aldığını, ancak yargılanan yöneticilerin huzur hakkı almayanlardan oluştuğunu vurguladı.
Bu dava, kooperatiflerin kentsel dönüşüm ve konut üretimindeki rolünü, yerel yönetimlerle olan finansal ilişkilerini ve siyasi etik sınırlarını sorgulayan kritik bir örnek teşkil ediyor. Eşi sanık, kendisi mağdur rolündeki bir kişinin, kooperatifin kârlı olduğunu ve asıl mağduriyetin tutuklu ailelerde yaşandığını beyan etmesi, yargılamanın ilerleyen aşamalarında hukuki ve siyasi çevrelerde büyük bir tartışma yaratmaya aday görünüyor. Mahkemenin, Kalkan'ın bu ifadeleri karşısında nasıl bir değerlendirmede bulunacağı merakla bekleniyor.













