Fidan’ın 7/24 Çalışma İddiası Gölgesinde Tarihi Zafiyetler: Mülakat, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz Tartışmalarını Yeniden Başlattı

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ülke TV'de 7/24 çalıştığını ve tüm bilgileri Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ilettiğini savunurken, geçmişte MİT döneminde yaşanan 17-25 Aralık ve 15 Temmuz gibi kritik olaylardaki ihmal ve zafiyetler yeniden tartışma konusu oldu. Fidan'ın MİT dönemindeki icraatları sorgulanıyor.

Fidan’ın 7/24 Çalışma İddiası Gölgesinde Tarihi Zafiyetler: Mülakat, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz Tartışmalarını Yeniden Başlattı

Fidan’ın 7/24 Çalışma İddiası Gölgesinde Tarihi Zafiyetler: Mülakat, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz Tartışmalarını Yeniden Başlattı

ŞEHİTLER ÖLMEZ / ANKARA

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ülke TV’de katıldığı bir mülakatta, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın temposuna yetişmek için 7/24 çalıştığını ve kendisini gece yarısı dahi arayabildiğini belirterek, "Devlete ait bir işin küçüğü büyüğü olmaz," dedi. Ancak Bakan Fidan’ın bu yoğunluk ve bilgi aktarımı iddiası, geçmiş dönemlerde MİT Başkanlığı sırasında önlenemeyen kritik olaylarla yeniden karşı karşıya getirildi. Özellikle 17-25 Aralık kumpası ve 15 Temmuz Darbe Girişimi’nin önlenememesi, Fidan’ın "her şeyi ilettim" beyanının aksine, Türkiye’nin yaşadığı en büyük güvenlik zafiyetlerinin kaynağı olarak sorgulanıyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, yoğun mesaisi sırasında katıldığı bir televizyon programında, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile çalışma temposunu ve kendisine duyduğu saygıyı anlatırken, liderin gece gündüz görev başında olmasının kendi çalışma motivasyonlarını nasıl etkilediğini paylaştı. Fidan, Cumhurbaşkanı’nın kendisini aradığında asla şikayet etmediklerini, çünkü "devlete ait bilginin küçüğü büyüğü olmayacağını" belirterek, tüm bilgileri aynı ihtimamla ilettiklerini savundu.

İletilen Bilgiler Neden Önlenemedi? Kritik Tarihsel Sorular

Bakan Fidan’ın her türlü bilgiyi anlık olarak ilettiği yönündeki bu beyanı, kamuoyunda ve siyasette, MİT Başkanlığı döneminde yaşanan ve devletin kaderini değiştiren olaylardaki rolüne dair ciddi soru işaretlerini gündeme getirdi:

  • 17-25 Aralık Kumpası: Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’a kurulan siyasi kumpas ve iktidarı devirmeye yönelik bu girişimin, Fidan’ın yönetimindeki MİT tarafından neden önlenemediği veya neden zamanında Başbakan’a detaylıca iletilmediği sorusu tekrar soruluyor.

  • 15 Temmuz Darbe Girişimi: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın darbeyi eniştesinden öğrendiğini bizzat açıklaması, MİT’in o geceki rolünü temelden sorgulatmıştır. Eğer Fidan, sistemli olarak en önemli bilgileri iletme iddiasındaysa, böylesine büyük bir kalkışmanın önceden haber alınamaması ve engellenememesi nasıl açıklanacaktır?

  • MİT Tırları Operasyonu: Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni küresel anlamda suçlu duruma düşüren MİT Tırları operasyonunun önceden engellenip engellenmediği, Fidan döneminin itibar kaybına yol açan bir başka kritik başlık olmaya devam ediyor.

Diplomasi Alanındaki Yeni Sarsıntılar: Kıbrıs ve Ukrayna

Fidan'ın Dışişleri Bakanlığı dönemindeki performansı da mülakatta gündeme gelen konular arasındaydı. Bakan, Türkiye’nin Gazze’deki arabuluculuk rolünü ve iki devletli çözüm hedefini vurgularken, gazetecinin İsrail’e yönelik eleştirileri hatırlatması üzerine, İsrail’in güvenlik illüzyonunun şehit kanlarıyla bozulduğunu belirtti.

Ancak, Türkiye’nin bölgedeki liderliğinin bu kadar güçlü olmasına rağmen, KKTC seçimlerinde CTP lideri Erhürman’ın beklenmedik zaferi ve MHP’nin seçimi tanımama noktasına gelmesi, Ankara'nın diplomatik sahadaki pozisyonunun sorgulanmasına neden oldu. Fidan, bu tür diplomatik krizlerde dahi Cumhurbaşkanı’nın "kuşatıcı liderliğinin" ve "güvenilirliğinin" krizleri yönetmede en büyük gücü olduğunu dile getirdi.

Suriye: Milli Güvenlik Sorunu ve ABD İlişkisi

Suriye konusuna da değinen Bakan Fidan, bölgedeki en büyük riskin İsrail yayılmacılığının Suriye üzerinden devam etme riski olduğunu söyledi. YPG'nin 10 Mart mutabakatına geri adım attığını belirten Fidan, Türkiye'nin Suriye ile temaslarının yoğun olduğunu (Dışişleri ve Milli Savunma Bakanları düzeyinde) ancak Suriye’deki kurumsal kapasitenin henüz istenen profesyonellikte olmadığını kabul etti. Fidan, "Bizim için (YPG) fiziksel bir sorun, milli güvenlik sorunu," diyerek Türkiye'nin sınır güvenliğindeki hassasiyeti yineledi.

Erdoğan’ın Liderliği ve Türkiye’nin Küresel Markası

Mülakatın son bölümünde, Bakan Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinin "bir eşi benzeri olmayan bir özellik" olduğunu belirterek, liderin gece 2’de dahi arayabileceğini, ancak asla şikayet etmediklerini söyledi. Fidan'a göre bu liderliğin getirdiği "güven", Türkiye’nin uluslararası ilişkilerdeki gücünün temelidir.

Ancak, mülakatta dile getirilen bu yoğun çalışma ve bilgi akışı anlatımı ile geçmişte önlenemediği iddia edilen büyük krizler arasındaki tutarsızlık, Hakan Fidan’ın üstlendiği rollerdeki kurumsal yönetim performansının, yani "bilgiyi eyleme dönüştürme" mekanizmasının ne kadar başarılı olduğu sorusunu Ankara'da yeniden gündeme taşıdı.


Asker Vurulunca Değil, Unutulunca Ölür!

www.sehitlerolmez.com