O Fotoğraf, Bir Hesaplaşma ve Fenafillah Makamı

Sırrı Süreyya Önder’in sağlık durumu ciddiyetini korurken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yapılan görüşmenin fotoğrafı üzerinden başlayan siyasi tartışmalar büyüyor. Fenafillah makamı üzerinden simgelenen barışçıl duruşun anlamı yeniden değerlendiriliyor.

O Fotoğraf, Bir Hesaplaşma ve Fenafillah Makamı

O Fotoğraf, Bir Hesaplaşma ve Fenafillah Makamı

YEREL GÜNDEM / ANKARA

Sırrı Süreyya Önder’in sağlık mücadelesi sürerken siyaset o fotoğrafı konuşuyor
Kalbi ağır sınavlar geçirmiş bir siyasetçi olarak Sırrı Süreyya Önder, bugün hayatının en kritik mücadelelerinden birini veriyor. Kalp rahatsızlığı nedeniyle yoğun bakımda yaşam savaşı verirken, kamuoyunda en çok konuşulan şey yine bir fotoğraf: Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yapılan görüşmede Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan’ın verdiği görüntü.

O fotoğrafın temsil ettiği şey: Siyasetin en zorlu makas değişimi
Cumhurbaşkanlığı’nda İmralı sürecinin kıdemli isimlerinin bir araya geldiği o kare, sadece bir buluşmayı değil; aynı zamanda onlarca yıl süren silahlı çatışmanın bitirilmesi için atılan adımlardan birini temsil ediyor. Dramatik olan şu ki; o masada bulunanların hepsi bu süreçte farklı açılardan hedef olmuş, farklı cephelerden yıpratılmış insanlar.

İyileşme çabasıyla suçlanan bir kuşak
Sırrı Süreyya Önder, hayatı boyunca işkenceler, hapishaneler ve dışlanmalarla yoğrulmuş bir politik figür. Onu tanıyanlar için, bu tür süreçlerde yer almasının nedeni kişisel kazanç ya da siyasi manevra değil, gerçek bir çözüm iradesi. Ancak gelinen noktada, silahların susmasını isteyenler “Tayyipçi”, hukuksuzluklara karşı çıkanlar ise “darbeci” yaftasıyla karşı karşıya kalıyor.

Fenafillah makamı ve siyaset: Kendini silmek pahasına barışa inanmak
Tasavvufta kullanılan “Fenafillah” makamı, Allah’ta yok olmak anlamı taşır ama bu yazıda o kavram daha dünyevi bir boyutta ele alınıyor. Kendi siyasi kimliğini geri plana atarak sadece çözüm için orada bulunmayı göze almış bir duruştan söz ediliyor. “Süreci savunmak” gibi görünen bu yaklaşım aslında “eğer barış için gerekiyorsa ben ikinci planda kalmaya razıyım” demektir.

Kavala, Demirtaş ve barış zemini: Neyi görmezden geliyoruz?
Siyasi arenada Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş gibi figürlerin isimlerinin sürece dahil edilmesine burun kıvıranlar, bu isimlerin yalnızca kendi etnik veya ideolojik alanlarıyla değil, demokrasi mücadelesiyle anıldıklarını göz ardı ediyor. Bu kişilerin kamusal alanda adalet ve ifade özgürlüğü taleplerini dillendirmesi, onları bir ortak zemine çekme şansı doğuruyordu.

Toplum kutuplaşmanın pençesinde: Ya hep ya hiç siyasetinin çıkmazı
Bugünün Türkiye’sinde, bir kişi hem PKK’nın silah bırakmasını isteyip hem Ekrem İmamoğlu’na yapılan haksızlıklara karşı çıkıyorsa, bu çoklu perspektif kabul görmüyor. Ya tamamen iktidardan yanasın ya tamamen karşı. Bu derin kutuplaşma, hem siyaseti hem toplumu tüketen bir döngü yaratıyor. Artık sadece doğru fikir değil, onu kimin söylediği daha önemli hale gelmiş durumda.

Bahçeli’nin pozisyonu ve sistemsel tıkanıklık farkı
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin son dönemde attığı adımlar, devletin hem güvenlik politikalarında hem de Kürt siyasetinde yeni bir zemine geçmesi gerektiğini fark ettiğini düşündürüyor. HDP’yi kapattırmak isteyen bir siyasetçinin bugün DEM Parti’yi sürece dahil etmeyi gündeme getirmesi, sistemin artık mevcut haliyle sürdürülemeyeceğini açıkça gösteriyor.

Sokağa çıkanlar ve sessiz bekleyenler: Toplumun iki yarısı
Bir yanda protesto korkusunu yenip haksızlıklara karşı ses çıkaranlar, diğer yanda sessizce bekleyen milyonlar. Gençler, çiftçiler, işçiler… Hepsi geleceği belirsiz bir ülkede sıranın kendilerine gelmesinden korkuyor. Oysa bu sessizlik, çözüm yerine çatışmayı besleyen bir ortam yaratıyor.

O fotoğraf bir duruşun ifadesidir: Katılın ya da katılmayın
Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder’in o fotoğraftaki varlığı, bir siyasi pazarlığın değil, bir irade beyanının görüntüsüdür. “Eğer bu uğurda hedef gösterileceksek, gösterilelim. Yeter ki silahlar sussun” diyen bir kuşağın teslimiyetini değil, cesaretini gösteriyor. İşte bu nedenle o fotoğraf sadece bir siyasi an değil, aynı zamanda bir fenafillah makamıdır.

www.yerelgundem.com