Ruşen Çakır: Devlet sıradan Fethullahçılara fatura kesmekten ne zaman vazgeçecek?

Gazeteci Ruşen Çakır, Fethullahçılarla mücadelede devletin hatalı stratejilerini eleştirdi. Asıl karar alıcılar yerine sıradan kişilere fatura kesildiğini vurgulayan Çakır, çözümün mağduriyetleri sonlandırmaktan geçtiğini belirtti.

Ruşen Çakır: Devlet sıradan Fethullahçılara fatura kesmekten ne zaman vazgeçecek?

Ruşen Çakır: Devlet sıradan Fethullahçılara fatura kesmekten ne zaman vazgeçecek?

YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE

“Bu dava artık yalnızca onların değil, tüm Türkiye’nin meselesi haline geldi”

Gazeteci Ruşen Çakır, Medyascope’ta yayınladığı son videoda, devletin Fethullahçı yapıyla mücadelesinde yıllardır devam eden “genelleştirme” stratejisini sert şekilde eleştirdi. Çakır, hareketin yöneticileriyle hareketin tabanında yer almış, yalnızca dini veya sosyal nedenlerle cemaate yakınlık duymuş bireyler arasında ayrım yapılmamasının hem adalet duygusunu zedelediğini hem de hareketin yurt dışındaki lider kadrosunun işine yaradığını savundu.

Devletin, mağduriyet yaratarak tabanı kendisine bağımlı kılmak isteyen Fethullahçı yapıya istemeden destek verdiğini vurgulayan Çakır, “Bu mağduriyet sürdükçe o yapı kendini diri tutmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.

“Kritik isimler kaçtı, sıradanlar cezalandırıldı”

Çakır’ın altını çizdiği en dikkat çekici noktalardan biri, hareketin asıl karar verici kadrolarının büyük bölümünün 15 Temmuz darbe girişimi öncesi ya da hemen sonrasında yurt dışına çıkmayı başarmış olması. Türkiye’de kalanların çoğunluğunun ise harekete dolaylı biçimde temas etmiş, çocuklarını okullarına göndermiş ya da Bank Asya’ya hesap açmış insanlar olduğunu vurgulayan Çakır, bu gruba yönelik uygulamaların “intikam politikası” izlenimi verdiğini belirtti.

Cezaevlerinde yaşanan mağduriyetlere de dikkat çeken Çakır, “KYK’lılar dışarıda iş bulamıyor, anneler çocuklarıyla cezaevinde. Bir de denizde boğularak hayatını kaybedenler var. Bu insanlar örgütün karanlık çekirdeği değil, etkilenmiş, inandırılmış insanlar” dedi.

“Devlet bu dili ve politikayı değiştirmezse sorun büyür”

Son infaz yasasıyla terör suçlarından yargılananlara af kapısının kapatıldığını belirten Çakır, PKK ile yürütülen çözüm süreci benzeri bir inisiyatifin, Fethullahçı yapı için düşünülmediğini ancak böyle bir adımın, en azından taban düzeyinde büyük bir dönüşümün kapısını aralayabileceğini savundu.

Çakır'a göre, Fethullah Gülen’in ölümünün ardından liderlik krizi yaşayan yapı, yurt dışındaki mağduriyet hikâyeleri üzerinden kendini yeniden inşa etmeye çalışıyor. Devletin bu zemini ortadan kaldırması gerektiğini belirten Çakır, “Bu hareketin dışarıdaki kalan lider kadrosunu bitirmenin yolu, içerideki masumları cezalandırmak değil, onları özgürleştirmektir” dedi.

“Bu defter artık kapanmalı”

Ruşen Çakır, Türkiye’nin bu defteri artık kapatması gerektiğini vurgularken, çözüm için iki ayaklı bir öneri sundu. İlk olarak, devletin söylemini ve tutumunu yumuşatması gerektiğini, ikincisi ise yurt dışındaki yönetici kadronun “fesh” kararına zorlanması gerektiğini söyledi.

Çakır’ın dikkat çektiği gibi, yıllar önce cemaatin sivil yüzünü topluma sevimli göstermekle görevli kişilerin önemli kısmı yurt dışına çıkmayı başarırken, içerde kalan sıradan katılımcılar ağır bir bedel ödedi. Bu dengesizlik, sadece bireysel dramlar değil, aynı zamanda toplumun hukuk devleti algısını da sarsan yapısal bir sorun haline geldi.

“Rüyalarla umut satanlara inanmaktan vazgeçilmeli”

Fethullah Gülen’in ölümünün ardından hareketteki motivasyon kaybına da değinen Çakır, yönetici kadronun “rüyalarla, işaretlerle” tabanı motive etmeye çalıştığını ve bu yöntemin artık gerçeklikten tamamen koptuğunu ifade etti. Yurt dışında yaşayan bazı isimlerin hâlâ yapıyı canlı tutmak için uğraştığını belirten Çakır, devletin alacağı doğru bir kararla bu çabaların etkisiz hale getirilebileceğini vurguladı.

www.yerelgundem.com