Sihir Gerçek mi? İslam'da Sihre Dair Hadis ve Ayetlerle Derinlemesine Bir Bakış

Sihir İslam inancında gerçek ve etkili bir olgu olarak kabul edilir. Kur’an ve sahih hadislerle sabit olan sihrin varlığına ve zararlarına karşı nasıl korunmak gerektiği bu haberde ele alınıyor.

Sihir Gerçek mi? İslam'da Sihre Dair Hadis ve Ayetlerle Derinlemesine Bir Bakış

Sihir Gerçek mi? İslam'da Sihre Dair Hadis ve Ayetlerle Derinlemesine Bir Bakış

BİLGE TABİRCİ / BİLGETABİRCİ.COM


Sihir Kur’an ve Hadislerde Açıkça Vardır

Kur’an-ı Kerim ve sahih hadisler ışığında değerlendirildiğinde, İslam inancında sihrin hem hakikati hem de etkisi kabul görmektedir. Felâk Suresi’nin 4. ayetinde geçen “düğümlere üfleyen büyücüler” ifadesi, sihrin hem varlığına hem de zarar verici boyutuna işaret eder. Aynı şekilde, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in “Bir düğüme üfleyen sihir yapmış olur, sihir yapan da şirke girer” (Nesâi, Tahrimüd-Dem, 19) buyruğu da, bu fiilin ne kadar tehlikeli ve büyük bir günah olduğunu ortaya koyar.


“Sihir yapan şirke düşer” Hadisi Ne Anlatıyor?

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), bir düğüme üfleyerek sihir yapan kişinin şirke girdiğini ifade ederken, burada yalnızca eylemin günahlılığını değil, inançla olan doğrudan çelişkisini de vurgulamaktadır. Çünkü sihir, Allah’ın kudretine rağmen gaybı kontrol etme veya başkasına doğrudan etki etme gibi bir niyet içerdiği için, itikadi bir sapma olarak kabul edilmektedir.


Felâk Suresi’ndeki Açık Uyarı

Kur’an’da geçen “düğümlere üfleyenlerin şerrinden” Allah’a sığınmak gerektiğini bildiren Felâk Suresi (113/4), Müslümanlara sihirbazların etkilerinden korunmak için manevi bir sığınak sunar. Bu ayet, sadece sihrin varlığını değil, müminlerin ondan korunma sorumluluğunu da dile getirir.


İslam Âlimlerinin Sihir Üzerine İttifakı

Ehl-i Sünnet ulemasının büyük çoğunluğu, sihrin gerçekten var olduğu ve etkili olabileceği görüşünü savunmuştur. Fahreddin er-Râzî, Âlûsî gibi önemli müfessirler; sihir öğrenmenin ve öğretmenin haram olduğu konusunda genel görüşe katılmakla birlikte, istisnai olarak sihri tanımanın bazı durumlarda zararı önlemeye yarayabileceğini de belirtmişlerdir. Bu, sihirli eylemler ile mucize veya göz yanılsaması arasındaki farkın ayırt edilebilmesi için gerekli bir bilgi olarak değerlendirilmiştir.


Peygamberimize Yapılan Sihir: Sahih Kaynaklarla Sabit

Buhârî, Müslim ve diğer muteber hadis kaynaklarında geçen bir rivayete göre, Yahudi asıllı sihirbaz Lebid bin A’sam, Peygamberimize (s.a.v.) sihir yapmış ve onun saç tellerini bir tarağa sararak kuyuya atmıştır. Hazreti Ali ve bazı sahabeler bu sihir malzemesini bulup çıkardıklarında, Efendimizin (s.a.v.) rahatsızlığı da hafiflemiştir. Bu olay, hem sihrin varlığını hem de fiziksel etkisini delillendiren çarpıcı bir örnektir.


Sihre Karşı Korunma: Dua, İstiâze ve Maneviyat

Sihir karşısında inananların yapması gereken en temel şey, Kur’an’a sarılmak ve özellikle Felâk ve Nâs surelerini okuyarak Allah’a sığınmaktır. Kur’an’ın öğrettiği istiâze (Allah’a sığınma) yöntemi, manevi zırh işlevi görür. Ayrıca, sabah-akşam yapılan tesbihatlar ve Peygamberimizin tavsiye ettiği dualar, sihrin etkilerinden korunmada önemli bir rol oynar.


Sihre Yönelmek Büyük Günah ve Tehlikeli Bir Yol

Sonuç olarak sihir, İslam’da hem inanç hem de amel açısından tehlikeli bir sapmadır. Kur’an’ı ve Peygamberin sünnetini terk ederek sihre yönelenler, Allah’ın rahmetinden uzaklaşır ve büyük günahlardan birini işlemiş olurlar. Her ne amaçla olursa olsun, sihirle uğraşmak müminin yoluna aykırıdır.


www.bilgetabirci.com


Etiketler:
#sihir #büyü #Felaksuresi #İslamdaSihir #KurandaSihir #hadis #günah #ulema