Şirketler Yapay Zekâyı Nasıl Kullanıyor? Başarılar ve Sınırlar
ABD’de şirketler yapay zekâyı iş süreçlerinde test ediyor. Verimlilik artışı sağlasa da, güvenilirlik sorunları ve iş gücü kaygıları tartışma konusu.
Şirketler Yapay Zekâyı Nasıl Kullanıyor? Başarılar ve Sınırlar
YUSUF İNAN / ACİLHOST.NET
Kurumlarda AI Denemeleri
ABD’deki birçok şirket, üretken yapay zekâyı (Generative AI) verimliliği artırmak amacıyla farklı iş süreçlerine dahil etmeye başladı. Yönetici düzeyinde “ya kullan ya da geride kal” baskısı giderek artarken, uygulamanın asıl yükü çalışanların omuzlarına biniyor. Bu durum, yapay zekânın günlük iş yaşamında hem umut hem de belirsizlik yarattığını gösteriyor.
Zaman Tasarrufu Sağlıyor
Yapay zekânın en çok öne çıkan avantajı, zaman alan görevleri hızla yerine getirebilmesi oldu. ATPCO adlı havayolu perakendecilik şirketinde içerik üretiminden sorumlu Jason Rabinowitz, daha önce günler süren pazarlama çevirilerinin yapay zekâ sayesinde yalnızca “iki saat içinde” tamamlandığını açıkladı. Rabinowitz ayrıca, AI ile yapılan çevirilerin kör testlerde insan çevirilerinden “daha okunabilir ve daha doğru” bulunduğunu belirtti.
Gerçeklik Kontrolü: Halüsinasyonlar
Bununla birlikte, yapay zekânın güvenilirliği tartışmalı. “Halüsinasyon” adı verilen, gerçeğe dayanmayan içerikler üretme sorunu, özellikle hassas görevlerde riski artırıyor. Çalışanlar çoğu zaman AI’nın ürettiği sonuçları doğrulamak zorunda kalıyor. Bu doğrulama süreci, bazen işi baştan yapmak kadar zaman alabiliyor.
İş Gücü Üzerindeki Etkiler
Pew Research Center’ın yakın tarihli araştırmasına göre, ABD’de her altı çalışandan biri işinin bir kısmında AI kullanıyor. Katılımcıların yüzde 52’si yapay zekânın işlerini olumsuz etkileyebileceğinden endişe ederken, yüzde 36’sı teknolojinin sunduğu fırsatlar konusunda iyimser. Ancak yüzde 32’lik bir kesim, yapay zekânın iş fırsatlarını azaltacağını düşünüyor. Bu tablo, iş dünyasında teknolojiye karşı hem umutlu hem kaygılı bir atmosferin hâkim olduğunu gösteriyor.
İki Farklı Yaklaşım
Microsoft Araştırma Direktörü Alexia Cambon, yapay zekâ kullanımında iki farklı yaklaşım olduğunu belirtiyor: Komut-temelli kullanım ve sohbet-temelli kullanım. İlki, AI’nın sadece verilen basit komutları yerine getirmesini beklerken, ikincisi yapay zekâyı “bir düşünce ortağı” olarak konumlandırıyor. Cambon’a göre, beyin fırtınası ve yaratıcılık gerektiren işlerde sohbet-temelli yaklaşım çok daha verimli sonuçlar doğurabiliyor.
Eleştiriler ve Şüpheler
PR ajansı EZPR’nin CEO’su Ed Zitron, yapay zekâya yönelik bu kurumsal heyecanın gerçeği yansıtmadığını savunuyor. Zitron’a göre, birçok üst düzey yönetici işin günlük pratiklerinden kopuk olduğu için AI’yı anlamadan dayatıyor. Bu da “kurumsal tarihin en büyük maskesinin düşmesi” anlamına geliyor.
Sonuç: Fırsatlar ve Sınırlar
Yapay zekânın iş dünyasındaki geleceği hâlâ belirsiz. Bir yandan hız ve verimlilik sağlarken, diğer yandan güvenilirlik sorunları ve iş gücü kaygıları devam ediyor. Uzmanlara göre, AI’nın gerçek değeri, nasıl ve hangi alanlarda kullanıldığına bağlı olacak. Özellikle e-posta, içerik üretimi ve veri analizine dayalı işlerde AI denemeleri kaçınılmaz görünüyor. Ancak, teknolojinin getirdiği riskler göz ardı edilirse iş yerinde güven kaybı ve verimlilik düşüşü de kaçınılmaz olabilir.













