Taha Akyol: PKK Silah Bıraktı Ama Demokrasi Anlayışını Açıklamalı
Gazeteci-yazar Taha Akyol, PKK’nın fesih kararını değerlendirdiği yazısında, örgütün kullandığı totaliter demokrasi kavramlarına dikkat çekerek Öcalan’ın birey temelli demokrasi anlayışına netlik getirmesi gerektiğini savundu.
Taha Akyol: PKK Silah Bıraktı Ama Demokrasi Anlayışını Açıklamalı
YEREL GÜNDEM / ANKARA
Kürt toplumu değişti, siyaset de dönüşmeli
Gazeteci-yazar Taha Akyol, PKK’nın fesih kararı ve silahlı mücadeleyi bırakması sonrası süreci değerlendirdiği yazısında, Kürt toplumunun sosyolojik dönüşümüne dikkat çekti. Akyol, artık aşiret bağlarıyla değil, bireysel hak ve özgürlükler temelinde düşünen bir Kürt nüfusun varlığını vurgularken, “Kürtler şehirli, eğitimli, tüccar, sanayici, avukat, doktor ve sanatçı kimlikleriyle demokratik temsil istiyor” dedi.
PKK bildirisi: Sosyalizm vurgusu ve totaliter tehlike
PKK'nın fesih açıklamasında sosyalizm kelimesinin beş kez tekrarlandığını hatırlatan Akyol, bildiride geçen “Demokratik Toplum Sosyalizmi” kavramının Batı’daki sosyal demokrat anlayışlarla ilgisi olmadığını belirtti. Bunun yerine, kolektifçi ve bireysel özgürlükleri reddeden komünal bir sistemin öne çıkarıldığını kaydetti. Akyol, bu yaklaşımı, “toplumun iradesi adına bireyi yok sayan, totaliter” bir model olarak tanımladı.
KCK modeli: Özgür birey değil, kolektif bağlılık esas
Akyol yazısında, PKK’nın hâlâ KCK Sözleşmesi’nin kavramlarını kullandığını ve bu sistemin temelinde özgür birey anlayışının bulunmadığını dile getirdi. KCK’nın “Kürdistan Demokratik Toplum Konfederalizmi” adını taşıyan yapılanmasının, Libya lideri Kaddafi’nin cemahiriye sistemine benzediğini ifade etti. Öcalan’ın da daha önce “Benim demokrasi anlayışım birey değil, topluluk demokrasisidir” ifadesiyle liberal demokrasiye mesafesini net şekilde ortaya koyduğunu aktardı.
Akyol: Silah kadar demokrasi anlayışı da netleşmeli
Taha Akyol, silah bırakmanın önemli bir adım olduğunu ancak bunun yeterli olmadığını ifade etti. Asıl önemli sorunun, silahsız dönemde örgüt modelinin ve demokrasi anlayışının ne olacağı olduğunu vurguladı. “Kürt toplumunun şehirli, üretken ve özgürlük talepli bireyleri, bu tarz kolektifçi ve totaliter modellere razı olur mu? Gelişmiş ülkelerdeki gibi bir birey özgürlüğüne dayalı demokrasi mi istiyorlar, yoksa komünal bir hiyerarşi mi?” sorularını gündeme taşıdı.
Öcalan’ın tutumu belirleyici olacak
Akyol’un yazısına göre, bu kritik dönemde asıl belirleyici olan Abdullah Öcalan’ın tutumudur. Son zamanlardaki bazı açıklamalarında Öcalan’ın liberal demokrasiye dair bazı revizyonlar yapıyor gibi göründüğünü aktaran Akyol, ancak bu konuda kapsamlı bir metinle net tavır konulması gerektiğini söyledi. “Demokrasi deyince neyi kastettiklerini açıkça ortaya koymaları şart. Bu, silah bırakmak kadar önemli bir açıklama olur” dedi.
Totaliter mi, demokratik mi? Yol ayrımı belirginleşiyor
Akyol’un yazısı, Türkiye’de Kürt siyasi hareketinin geleceğiyle ilgili ciddi bir kavramsal tartışmayı gündeme taşıyor. Bir yanda birey temelli demokratikleşme talepleri, diğer yanda kolektif kimliğe dayalı örgütlü bir toplum modeli arasında net bir tercihin yapılması gerektiği çağrısı yapıyor. Bu bağlamda, silahların bırakılması kadar siyasi zemindeki zihinsel dönüşümün de izlenmesi gerektiği vurgulanıyor.













