Trump–Erdoğan görüşmesinin perde arkası: Londra hattı, nükleer sürpriz ve diplomasi dilinin sınavı

Trump–Erdoğan görüşmesi, nükleer enerji sürprizi ve Londra hattındaki kulislerle gündemde. Enerji, yaptırımlar ve Heybeliada başlıkları, somut çıktı beklentisini artırıyor.

Trump–Erdoğan görüşmesinin perde arkası: Londra hattı, nükleer sürpriz ve diplomasi dilinin sınavı

Trump–Erdoğan görüşmesinin perde arkası: Londra hattı, nükleer sürpriz ve diplomasi dilinin sınavı

YEREL GÜNDEM / ANKARA–LONDRA–WASHINGTON

Londra temasları ve “21 maddelik plan” iddiası

ABD Başkanı Donald Trump’ın 6–18 Eylül 2025’te Birleşik Krallık’a yaptığı resmi ziyaretin kulis yansımaları, Washington’daki Trump–Erdoğan buluşmasının arka planını da şekillendirdi. İddialara göre, Londra temasları sırasında Arap Zirvesi için 21 maddelik bir “çözüm iskeleti” dolaşıma girdi. Bu değerlendirme, MI6 Başkanı ve Birleşik Krallık’ın eski Ankara Büyükelçisi Richard Moore’un geçtiğimiz hafta İstanbul Tepebaşı’ndaki İngiliz Başkonsolosluğu’nda yaptığı ve Suriye’de Esad sonrası süreçte Ahmet el Şara ile ilk teması doğruladığı açıklamalarla ilişkilendirildi. Kulislerde, İngiliz dış politikasının bölgesel dosyalarda “operasyonel ağırlık” kazandığı, Trump’ın da ticaret öncelikli yaklaşımını Londra üzerinden somutlaştırdığı yorumları yapılıyor.

Protokol jestleri ve “dil” sorunu: Siyasetin üslubu tartışılıyor

Trump’ın Beyaz Saray’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı karşılarken sergilediği yakın protokol jestleri—sandalye çekme anı dahil—Ankara’da “pozitif atmosfer” göstergesi olarak okundu. Ancak Washington’daki açık oturumda Trump’ın “hileli seçimleri en iyi o bilir” benzeri ifadeleri ile Rahip Brunson krizine dönük hatırlatmaları, diplomasi dilinin sınırlarını zorladı. Öte yandan ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun “liderlerin sorunların çözümü için yalvardığı” minvalindeki sözleri, Erdoğan’ın Fox News’teki “Ukrayna ve Gazze’yi bitiremedi” eleştirisine dolaylı yanıt olarak yorumlandı ve üslup gerilimini tırmandırdı.

Masadaki ağır dosyalar: Enerji, nükleer, ticaret ve yaptırımlar

İkili görüşmelerin ardından ortaya çıkan en dikkat çekici başlık, tarafların “nükleer enerji” alanında bir mutabakata vardıklarının gündeme gelmesiydi. Enerji denkleminde ise Trump’ın Türkiye’den Rusya doğalgazını azaltma talebi, “kış tedariki” ve mevcut borçların idaresi gibi pratik soru işaretlerini öne çıkardı. Bu noktada, CAATSA yaptırımlarına dair perspektifin belirsizliği ve Halkbank davasının zamanlaması, ekonomik–finansal risk başlıkları olarak not edildi. Ankara, enerji arz güvenliğini gözetirken, yaptırım rejimi ve tedarik çeşitliliğini eş zamanlı yönetmek zorunda.

Heybeliada Ruhban Okulu ve “ekümenik” tartışması

ABD tarafının gündeme getirdiği dosyalardan biri de Heybeliada Ruhban Okulu oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “açılabilir” yönündeki yaklaşımı, yurt içinde bilindik tartışmaları yeniden alevlendirdi. Hatırlatmak gerekirse “ekümenik” unvanı, M.S. 451 Kadıköy Konsili’nden bu yana kilise içi bir statü; Türkiye Cumhuriyeti’nin idari hiyerarşisine dair bir hüküm doğurmuyor. Okulun açılması, İstanbul’un küresel dinsel–kültürel aidiyetlerindeki rolünü güçlendirebilir; aynı zamanda Türkiye’nin “inanç özgürlükleri” vitrini için yumuşak güç etkisi yaratabilir.

“Checks and balances” gölgesinde: Diplomasi ile iç siyaset arasındaki çizgi

Siyasal Bilgiler literatürünün temel kavramı “checks and balances” (denetim ve denge), ABD’nin kurumsal işleyişinin sacayaklarından. Ancak son yıllarda yürütmenin ağırlığı, kongre ve yargı ile ilişkiler bağlamında tartışılıyor. Ankara cephesinde ise ziyaret sonrası satıh mesajlarından çok, kurumsal hatlarda ilerleyecek somut takvim ve ölçülebilir çıktı beklentisi bulunuyor. Öte yandan ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barack’a atfedilen “meşruiyet” ve “otoriter demokrasi” değerlendirmeleri, iç kamuoyunda güçlü reaksiyon doğurdu; “meşruiyetin sandıkla tesis edildiği” vurgusu yinelendi.

MI6’ın İstanbul buluşması: Sembol ve kapasite mesajı

Richard Moore’un İstanbul’daki veda toplantısı, hem simgesel hem operasyonel okumalara açık. Toplantının Türkiye’de yapılması, Londra’nın bölgesel dosyalarda sahaya yakın durma iradesi olarak yorumlandı. Moore’un olası halefinin de katıldığı belirtilen buluşma, Ankara–Londra–Washington üçgenindeki istihbarat diplomasisinin görünmez ama etkili katmanlarına işaret ediyor.

Toplumun gerçek gündemi: Geçim derdi ve yerel dosyalar

Trump–Erdoğan görüşmesine dair başlıklar diplomasi kulislerinde geniş yer bulsa da sokaktaki gündemde “hangi markette indirim var” sorusu, enerji faturaları ve yerel yönetimlere açılan davalar belirleyici. Dış politika, son dönemde iç siyasetin oy davranışını eski gücüyle yönlendiremiyor. Dışişleri teşkilatının kurumsal kapasitesine dair tartışmalar ise “çok başlılık” iddiasını gündemde tutuyor.

Sonuç: Jestler, gerilimler ve “değişmeyen” enerji denklemi

Washington sahnesinde kayda geçen sıcak protokol anları ve keskin söz düelloları, bir yandan iş birliği alanlarını, diğer yandan kırılgan başlıkları görünür kıldı. Enerji arzı ve fiyat istikrarı, yaptırımlar–finans hattı, inanç özgürlükleri vitrini ve yargı süreçleri, önümüzdeki ayların test konuları olacak. Kısa vadede, Türkiye’nin Rusya’dan enerji tedarikini bir anda kesmesi beklenmiyor; nükleer mutabakatın içeriği ve takvimi ise izlenmesi gereken “somut çıktı” hanesinin ilk sıralarında duruyor. Büyük resimde, Londra’nın devrede olduğu çok katmanlı diplomasi sahnesinde Ankara, esnek ve çok yönlü bir çizgiyi korumaya çalışıyor.


www.yerelgundem.com

Kaynak: Deniz Kılıçer / Gözlem