Almanya'da konut piyasasında isim engeli: Göçmenler sistematik ayrımcılığa uğruyor
Almanya'da yapılan kapsamlı bir araştırma, göçmen kökenlilerin konut ararken ırkçılığa maruz kaldığını, aynı gelir düzeyine rağmen daha küçük ve kötü koşullardaki evlerde yaşamak zorunda bırakıldığını ortaya koydu.
YEREL GÜNDEM / BERLİN, ALMANYA — 09 ARALIK 2025
Almanya Uyum ve Göç Araştırmaları Merkezi (DeZIM) tarafından yapılan "Alışılmış Eşitsizlik: Irkçılık ve Yaşam Koşulları" başlıklı araştırma, ülkede göçmen kökenlilerin konut piyasasında ciddi bir ayrımcılıkla karşı karşıya kaldığını belgeledi.
Ağustos 2024 ile Ocak 2025 tarihleri arasında yaklaşık 9 bin kişiyle görüşülerek ve resmi veriler analiz edilerek hazırlanan rapor, ırkçılığa maruz kalan kişilerin ev bulma şansının düştüğünü ve güvencesiz barınma koşullarına mahkum edildiğini ortaya koydu.
İsim Deneyi: Gelir Aynı, Muamele Farklı
Araştırma kapsamında yapılan bir deneyde, gerçek konut ilanlarına gelir gibi faktörler sabit tutularak farklı isimlerle başvurular yapıldı. Araştırmayı yürüten Tae Jun Kim, benzer ekonomik koşullara sahip insanların sadece isimleri nedeniyle farklı muamele gördüğünü belirtti. Özellikle Ortadoğu veya Afrika kökenli isimlere sahip olanların başvurularına, "Alman" isimli başvurulara kıyasla çok daha seyrek yanıt verildiği tespit edildi.
Daha Küçük Evler, Daha Az Yeşil Alan
Raporun en çarpıcı sonuçlarından biri de yaşam alanı istatistiklerinde görüldü. Ayrımcılığa uğramayan kişiler kişi başına ortalama 69 metrekare ve 1,9 odalı evlerde yaşarken, ayrımcılık riski altındaki gruplarda bu oran kişi başına 47 metrekare ve 1,3 odaya düşüyor.
Ayrıca ırkçı kategorizasyona maruz kalan kişilerin daha az ev sahibi olduğu, hava kalitesinin kötü ve yeşil alanın az olduğu bölgelerde ikamet etmek zorunda kaldığı belirlendi.
Hukuki Reform Çağrısı
Araştırma ekibi, kira hukukunda daha sıkı düzenlemeler yapılması ve sosyal konutların artırılması gerektiğini vurguladı. Federal Hükümetin Ayrımcılıkla Mücadele Sorumlusu Ferda Ataman da Genel Eşit Muamele Yasası'nda (AGG) reform yapılması talebine destek vererek, ayrımcılık hukukunun "insanlara gerçekten yardım edecek şekilde" değiştirilmesi gerektiğini ifade etti.













