Ankara’da tehlikeli senaryolar: Mahkeme 15 Eylül’ü beklemeyebilir
Ankara’da CHP kurultay davasına bakan mahkemenin 15 Eylül duruşmasını beklemeden “tedbir” kararı verebileceği iddiası, İstanbul il yönetimine yönelik tedbir kararının yarattığı etkiyle büyüyor; eşzamanlı Erdoğan–Bahçeli görüşmesi ve güvenlik gündemi tartışmayı derinleştiriyor.
Ankara’da tehlikeli senaryolar: “Mahkeme 15 Eylül’ü beklemeyebilir”
YEREL GÜNDEM / ANKARA
Gazeteci-yazar Murat Yetkin, 5 Eylül 2025 tarihli yazısında Ankara kulislerinde konuşulan en riskli ihtimalin, CHP’nin 2023 kurultayına ilişkin davada mahkemenin 15 Eylül duruşmasını beklemeden yönetimi “tedbiren” görevden uzaklaştırması olduğunu aktardı. Yetkin’e göre böyle bir adım, İstanbul İl Başkanlığı dosyasındaki gelişmelerin “yeterli kanıt” sayılması hâlinde mümkün olabilir ve parti yönetimine yönelik geçici bir atama tartışmasını da tetikleyebilir.
CHP davasında kritik takvim ve ‘tedbir’ tartışması
CHP’nin 38. Olağan (4–5 Kasım 2023) ve 21. Olağanüstü kurultaylarına ilişkin iptal davasında bir sonraki duruşma 15 Eylül’de Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yapılacak. Mahkemenin, İstanbul’daki hukuk ve ceza dosyalarının gönderilmesini talep etmesi dosyayı genişletti. Bu adım, 15 Eylül öncesi verilebilecek olası bir “ara karar” ihtimalini gündeme taşıdı. Söz konusu olasılık, davanın seyri kadar parti içi dengeler açısından da belirleyici görülüyor.
İstanbul kararının yankısı: ‘Tedbiren’ uzaklaştırma ve dosyaların taşınması
İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin, 38. İstanbul İl Kongresi’ne ilişkin davada il başkanı ve yönetimi hakkında verdiği “tedbiren” görevden uzaklaştırma kararı siyasette geniş etki yarattı. Dosyaların Ankara’daki kurultay davasıyla bağlantılandırılması ve geçici yönetim ataması tartışmaları, “emsal/kanıt” başlıklarının öne çıkmasına yol açtı. Bu durum, başkentteki dosyada “tedbir” eşiği ve gerekçeleri konusundaki beklentileri artırdı.
Daha önce reddedilen ‘tedbir’ talepleri
Aynı dava çevresinde daha önce gündeme gelen bazı “ihtiyati tedbir” taleplerinin somut dayanak yetersizliği gerekçesiyle reddedildiği biliniyor. Bu arka plan, yeni bir ‘tedbir’ kararının hangi delillerle temellendirileceği sorusunu daha kritik hale getiriyor. Kuliste, özellikle İstanbul’daki kararın ve ek dosyaların Ankara’daki yargılamaya etkisinin sınırları tartışılıyor.
Siyaset trafiği: Erdoğan–Bahçeli görüşmesi ve Suriye/SDG başlığı
Ankara’daki senaryolar, 4 Eylül’de gerçekleşen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan–MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli görüşmesinin perde arkasındaki Suriye/SDG başlığıyla birlikte okunuyor. Güvenlik dosyasında olası gelişmelerin iç politikaya yansımaları, muhalefet cephesindeki olası yargı kaynaklı değişimlerle beraber değerlendiriliyor. Güvenlik gündeminin ısındığına dair işaretler, ekonomi ve siyaset dengeleri üzerinde ekstra baskı yaratabileceği yorumlarını güçlendiriyor.
‘Kayyım’ iddialarına açık ret
Gündemdeki bir diğer başlık, “kayyım” tartışmaları. Eski CHP Genel Başkanı Hikmet Çetin’in, MHP liderine yaptığı nezaket ziyareti sonrasında dillenen bu senaryolara kesin dille karşı çıktığı ve “kayyımı partiye sokmamak için kapıda nöbet tutacağını” söylediği aktarılıyor. Bu açıklama, parti içi meşruiyet ve siyasal zeminin korunması tartışmalarında önemli bir referans olarak öne çıkıyor.
Olası siyasi sonuçlar ve riskler
Yetkin’in analizine göre; Ankara mahkemesinden 15 Eylül öncesi bir ‘tedbir’ kararı çıkması, CHP yönetiminde geçici değişiklik ihtimalini artırırken, parti içi gerilimi de tetikleyebilir. Böyle bir tablo, muhalefetin parçalanması ve ekonomik kırılganlık beklentileriyle birleştiğinde politik ve finansal piyasalar üzerinde dalgalanma riski doğurabilir. İstanbul il dosyası ile kurultay davasının birbirini etkileme potansiyeli önümüzdeki haftanın siyasi gündemini belirleyecek ana başlıklardan biri olarak görülüyor. Siyasetin yargı kararları üzerinden dizayn edilmesine dair kaygılar artarken, serbest ve adil seçim ilkesinin korunması yönündeki çağrılar da daha yüksek sesle dile getiriliyor.
Kaynak: Murat Yetkin













