Bayır’dan İzmir çıkışı: Aslanoğlu’nun adaylığına değil, tepeden belirlemeye karşıyım

CHP İzmir’de 17 Ekim il kongresi öncesi, tutuklu İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ile devam kararına Tacettin Bayır “aday değil yöntem” vurgusuyla itiraz etti. Bayır, delegelerin iradesinin yok sayılmaması ve ön seçimin işletilmesi çağrısında bulundu.

Bayır’dan İzmir çıkışı: Aslanoğlu’nun adaylığına değil, tepeden belirlemeye karşıyım

Bayır’dan İzmir çıkışı: “Aslanoğlu’nun adaylığına değil, tepeden belirlemeye karşıyım”

YEREL GÜNDEM / İZMİR, TÜRKİYE

Kongre öncesi “yöntem” tartışması alevlendi

CHP İzmir’de 17 Ekim’de yapılacak il kongresi yaklaşırken, tutuklu bulunan mevcut İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ile “devam” kararına tepki sesleri yükseliyor. CHP İzmir eski Milletvekili Tacettin Bayır, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada tartışmanın özünü “aday” değil “yöntem” başlığına çekti. Bayır, “CHP İzmir İl Başkanımız Şenol Aslanoğlu’nun adaylığına karşı değilim. Ancak CHP gibi köklü ve demokratik bir partide adayların tepeden belirlenmesine, örgütün ve delegelerin yok sayılmasına karşıyım. Yani yöntem’e karşıyım” ifadesini kullandı.

“Delegelerin iradesi yok sayılıyor” vurgusu

Bayır, açıklamasında kongre sürecinde örgüt iradesinin işletilmesi gerektiğinin altını çizdi. İzmir ilçe kongrelerinin tamamlanıp delegelerin seçildiğini hatırlatan Bayır, “Eğer bu delegeler, seçilmiş il başkanına sahip çıkamayacaksa ve ‘biz bunu talimatla yerine getiririz’ anlayışı hâkim olacaksa, bu durum İzmir örgütünü küçümsemek, yok saymak anlamına gelir” değerlendirmesinde bulundu. Bayır’a göre, “milletvekili atama, belediye başkanı atama, il başkanı atama” pratiği siyasetin merkezileşmesine yol açıyor; bu nedenle “ön seçim” ilkesinin yeniden işler hâle getirilmesi gerekiyor.

“Sahip çıkmak kıymetli; ama yarışın önü kapanmamalı”

Eski milletvekili, Genel Merkez’in tutuklu bulunan Aslanoğlu’na sahip çıkma gerekçesini anladığını belirterek, “Herkesin kendi arkadaşına, yol arkadaşına sahip çıkması değerlidir. Tıpkı il başkanlığım döneminde Mustafa Balbay’a sahip çıktığımız gibi…” dedi. Ancak Bayır, bu yaklaşımın “aday olmak isteyen yoldaşların önünü kapatabileceğini” savundu: “Bu açıklama CHP için çalışmak isteyen, aday olmak isteyen yoldaşlarımızın önünü kapatmaktır.”

“Parti içi demokrasi askıya alınırsa topluma umut verilemez”

Bayır, mesajında parti içi demokrasiye ilişkin daha geniş bir çerçeve de çizdi: “Geçmişte ‘küçük olsun, benim olsun’ anlayışıyla hareket edenler bu partiyi iktidara taşıyamadı. Bugün de parti içi demokrasiyi askıya alan anlayışlar, yarın topluma umut veremez.” CHP’nin kurumsal geleneğinin örgüt ve üye iradesiyle güçleneceğini belirten Bayır, “Genel merkezin seçilmiş il delegelerine adeta talimat verir gibi bu davranış sağ partilerde olabilir, ancak sosyal demokrat bir partiye bu tavır yakışmaz” sözleriyle eleştirisini sürdürdü.

Ön seçim çağrısı: “En doğru yol üyeye sormaktır”

Bayır, tartışmanın çözümü için somut adresin “ön seçim” olduğunu bir kez daha vurguladı: “Milletvekili, belediye başkanı, il başkanı belirlemenin en doğru yolu ön seçimdir. CHP’yi iktidara taşıyacak olan, yalnızca üyelerimizin iradesine güvenmektir.” CHP örgütlerinde seçim süreçlerinin şeffaf ve katılımcı işletilmesi gerektiğini ifade eden Bayır, “Niçin delege seçimleri yapıldı, niçin ilçe kongreleri gerçekleştirildi?” sorusunu yinelerken, kongrenin “yarışa ve söz hakkına açık” biçimde yürütülmesi çağrısı yaptı.

İzmir’de kritik hafta: Gözler kongre salonunda

CHP İzmir’de gözler, 17 Ekim’de toplanacak il kongresine çevrilmiş durumda. Parti kulislerinde bir yanda “süreklilik” ve “dayanışma” vurgusu yapılırken, diğer yanda “üyeye, teşkilata, delegeye söz” talebi yükseliyor. Tartışmanın, kongre salonunda “program–tüzük–yöntem” başlıklarıyla daha somut önerilere dönüşmesi bekleniyor. İzmir örgütü açısından sonuç yalnızca bir isimden ibaret olmayacak; sandığa giden yolun hangi kurallarla döşendiği de bundan sonraki yerel ve genel seçim stratejileri açısından belirleyici olacak.


www.yerelgundem.com