Bir Mahallenin Hatırası: Geçmişin Sıcaklığını Bugüne Taşıyabilir miyiz?

Eskinin mahalle kültürü, sıcak komşuluk ilişkileri ve paylaşım ruhu nasıl kayboldu? Bu dönüşümün nedenleri ve yeniden başlatılması için umut veren öneriler bu haberde.

Bir Mahallenin Hatırası: Geçmişin Sıcaklığını Bugüne Taşıyabilir miyiz?

Bir Mahallenin Hatırası: Geçmişin Sıcaklığını Bugüne Taşıyabilir miyiz?

YEREL GÜNDEM / ANKARA

Eskinin mahalleleri, bugünün siteleriyle değişti

Bir zamanlar parke taşlarının döşeli olduğu dar sokaklarda büyüyen çocuklar, günümüzde beton kulelerin gölgesinde dijital dünyayla büyüyor. Mahalle bakkalından veresiye alınan ekmekler yerini barkodla okutulan market alışverişlerine, komşu sofralarında yapılan imece yemekleri ise restoran zincirlerine bıraktı. Artık mahallelerde tanıdık simalar yerine, aynı apartmanda yaşayan yabancılar var.

Komşuluk mu, yoksa sadece yan yana yaşamak mı?

Bir zamanlar anneler, fasulye ayıklarken kurulan geniş bezlerin etrafında oturur, sohbet ederken kışlık hazırlıklarını tamamlarlardı. Çocuklar akşam ezanına kadar toprakta oyun oynar, sonra komşusunun çocuğundan aldığı ödevle evine dönerdi. Şimdi ise anneler çocuklarının ekran başında geçirdiği zamanı yönetmeye çalışıyor, mahalle arkadaşlığı kavramı yerini dijital arkadaşlıklara bırakıyor.

Mahalle kültürü neden soldu?

Geçmişte zenginle fakirin aynı sokakta yaşadığı bir düzen vardı. Tütmeyen bacalar bir işaretti; o evde yemek pişmediği anlaşılır, komşular hemen harekete geçerdi. Şimdilerde ise aynı ekonomik seviyedeki insanlar aynı sitelerde yaşıyor, diğerlerinin durumu sadece ekranlarda görülüyor. Hal böyleyken, gerçek empati uzak bir kavrama dönüşüyor.

Veresiye defterlerinin yerini banka kartları aldı

Bir zamanlar "yarın öderim" diyerek alışveriş yapılan bakkal amcalar vardı. Şimdi ise marketlerin kasalarında insan ilişkilerinden çok dijital işlemler konuşuluyor. Oysa veresiye defteri, sadece maddi kolaylık değil, toplumsal güvenin ve samimiyetin de sembolüydü. Günümüzde bu bağlar, sadece nostaljik birer hatıraya dönüştü.

Yeni bir başlangıç mümkün mü?

Geçmişin bu sıcak hikâyeleri yalnızca birer anı olarak kalmak zorunda değil. İnsanlar yeniden kapılarını birbirine açabilir, küçük mahalle dayanışmalarını büyük şehir yaşamına entegre edebilir. Bu değişim, empati kelimesini sözlüklerden çıkarıp hayatın merkezine taşımakla başlayabilir.

Şimdi üzerimize düşen, özlediğimiz mahalle hayatını sadece hatırlamak değil, onu bugünün koşullarına uygun şekilde yeniden inşa etmektir. Komşuluğun, paylaşmanın ve güvenin hüküm sürdüğü bir dünya hâlâ mümkün. Soru şu: Bu masalsı dünyayı yeniden kurmak için neyi bekliyoruz?

www.yerelgundem.com