DEÜ Hemşirelik’te tıp kökenli dekan krizi: 35 dernekten kararı geri alın çağrısı

DEÜ Hemşirelik Fakültesi’ne tıp kökenli bir akademisyenin vekâleten dekan atanması, 35 hemşirelik derneğinin “bilimsel özerkliğe müdahale” tepkisine yol açtı. Üniversite yönetiminin gerekçeli açıklaması beklenirken, süreçte YÖK ve meslek örgütleri mercek altında.

DEÜ Hemşirelik’te tıp kökenli dekan krizi: 35 dernekten  kararı geri alın çağrısı

DEÜ Hemşirelik’te tıp kökenli dekan krizi: 35 dernekten “kararı geri alın” çağrısı

YEREL GÜNDEM / İZMİR, TÜRKİYE

Atama töreni sonrası tansiyon yükseldi

Dokuz Eylül Üniversitesi’nde (DEÜ) Hemşirelik Fakültesi Dekanlığı’na tıp kökenli bir akademisyenin vekâleten atanması, hemşirelik camiasında geniş yankı uyandırdı. Rektör Prof. Dr. Bayram Yılmaz’ın katıldığı devir teslim töreninde, hemşirelik alanından gelen Dekan Vekili Prof. Dr. Şeyda Seren İntepeler görevini, Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanı Prof. Dr. Sefa Kurt’a devretti. Üniversite yönetimi, atamaya ilişkin gerekçeli bir açıklama paylaşmazken, gelişme fakülte içinde ve meslek örgütlerinde “özerklik” tartışmasını alevlendirdi.

“Bilimsel özerkliğe müdahale” tepkisi

Hemşirelik alanında faaliyet gösteren 35 dernek, ortak bir bildiride kararı “mesleğin bilimselliğine ve akademik saygınlığına müdahale” olarak nitelendirdi. Bildiride, “Köklü bir kurum olan DEÜ Hemşirelik Fakültesi’nin hemşirelik dışından bir profesör tarafından yönetilmesi, öğrencilerin özgün meslek eğitimi alma hakkını ve akademik birikimi zedeliyor” vurgusu yapıldı. Türk Hemşireler Derneği (THD) Genel Başkanı Azize Atlı Özbaş da kararı “skandal bir atama” sözleriyle eleştirerek, hemşirelik mesleğinin bilimsel kimliğinin göz ardı edildiğini savundu.

Meslekten yönetişim çağrısı

Meslek örgütlerinin ana itirazı, hemşirelik eğitiminin disiplinler arası niteliğine rağmen fakülte yönetiminin “meslekten” gelmesi gerektiği yönünde. Dernekler, hemşirelik fakültelerinin; müfredat tasarımı, klinik uygulamalar, etik ilkeler ve saha iş birlikleri gibi alanlarda hemşire akademisyenlerin birikimine dayanan karar süreçlerine ihtiyaç duyduğunu belirtiyor. Aynı bildiride, “Atama geri alınana ve hemşire bir profesör dekan olarak görevlendirilene dek demokratik ve hukuki yollardan mücadele sürecek” ifadesi yer aldı.

Üniversite cephesinde sessizlik, YÖK süreci tartışması

Rektörlük nezdinden atamaya ilişkin kapsamlı bir bilgilendirme yapılmaması, tartışmayı büyüten unsurlardan biri oldu. Üniversite çevreleri, rektörlerin fakültelere vekâlet ataması yapabildiğini, ancak uzmanlık alanı ile fakülte misyonunun örtüşmesinin akademik işleyiş açısından önemli olduğunu hatırlatıyor. YÖK mevzuatının öngördüğü usuller ve teamüller bağlamında, hemşirelik fakültelerinin hemşire kökenli isimler tarafından yönetilmesinin “kurumsal süreklilik” açısından daha uygun olduğu değerlendirmeleri öne çıkıyor.

Öğrenci ve akademi gündeminde belirsizlik başlıkları

Fakültede öğrenciler ve öğretim üyeleri, kararın eğitim planlamasına, klinik uygulama iş birliklerine ve akreditasyon süreçlerine olası etkilerini tartışıyor. Program çıktıları, ders kurulları, staj koordinasyonu ve saha eğitimi protokollerinde hemşirelik özelinde karar almanın önemine işaret eden akademisyenler, yönetimle iletişim kanallarının şeffaf işletilmesini talep ediyor. Fakülte ölçeğinde kurul ve komisyonların işleyişinde bir aksama yaşanmaması için “kurumsal hafızanın” korunması isteniyor.

Ne bekleniyor?

Gözler, DEÜ yönetiminin atamanın gerekçesini ve fakültenin orta vadeli planını açıklayıp açıklamayacağına çevrildi. Meslek örgütlerinin çağrıları sonrası üniversite–paydaş diyalogunun kurumsal bir zeminde ilerlemesi, olası bir YÖK değerlendirmesi ile birlikte sürecin netleşmesi bekleniyor. Uzmanlara göre, tartışmanın kalıcı bir krize dönüşmemesi için “katılımcı yönetişim, şeffaf iletişim ve mesleki özerkliğe saygı” ilkelerinin esas alınması, eğitim–hizmet bütünlüğünün korunması açısından kritik önem taşıyor.


www.yerelgundem.com

Kaynak: Erkan Doğan / ErhanGulenc.com