Eminağaoğlu’ndan 21 Eylül çıkışı: Kurultay yapılırsa davanın hukuki sonucu kalmaz
YARSAV eski Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, CHP davasında 21 Eylül’de yapılacak olağanüstü kurultayın duruşmadan önce gerçekleşmesi hâlinde davanın konusuz kalacağını söyledi. Dosya, 24 Ekim 2025’e “tedbirsiz” ertelenirken mahkeme CHP’den kapsamlı delege listeleri talep etti.
Editor1
Eminağaoğlu’ndan 21 Eylül çıkışı: “Kurultay yapılırsa davanın hukuki sonucu kalmaz”
YEREL GÜNDEM / ANKARA, TÜRKİYE
YARSAV eski Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, CHP’nin 4–5 Kasım 2023’te yapılan ve Özgür Özel’in genel başkan seçildiği 38. Olağan Kurultayının iptali istemiyle açılan davaya ilişkin dikkat çeken bir değerlendirme yaptı. Eminağaoğlu, 21 Eylül’de yapılacağı duyurulan olağanüstü kurultayın duruşma tarihinden önce gerçekleşmesi halinde, “Davanın hukuki bir sonucu kalmayacağını, konusuz kalacağı için reddedilmesi gerekeceğini” söyledi. Dava, mahkemece 24 Ekim 2025’e ‘tedbirsiz’ ertelenmiş durumda.
Ne oldu? Dava takviminde son durum
İstanbul Asliye Mahkemesi; daha önce İstanbul İl Kongresine ilişkin tedbir kararı vermiş, sürece kayyum ataması tartışmaları da eşlik etmişti. Gündemdeki dosyada ise 38. Olağan Kurultay’ın iptali talep edildi. Son celsede mahkeme, CHP’den 21 Eylül olağanüstü kurultayının delege listesi birleştirme tutanaklarını, ayrıca İstanbul il kongresine katılan/katılmayan ve oy kullanan/kullanmayan delegelerin isim listelerini talep etti. Esas dosya, 24 Ekim 2025 tarihli duruşmada ele alınacak.
21 Eylül etkisi: “Mahkeme yenilemeyecekti, delegeler yenileyecek”
Eminağaoğlu, Yeniçağ’a yaptığı açıklamada, “Duruşma tarihinden önce yapılacak kurultay, tartışmaları dışarıda tutarak seçimi yenileyecek; böylece davanın konusu düşecek” dedi. Ona göre, “Mahkeme yenileyecekti, artık delegeler yenileyecek.” Böyle bir senaryoda, iptal davasının konusuz kalması nedeniyle mahkemenin “karar verilmesine yer olmadığı” ya da “davanın reddi” yönünde hüküm kurması beklenebilir. Eminağaoğlu, “Mutlak butlan” yönünde bugün dahi bir karar çıksa bile bu hükmün yalnızca 6 gün fiilen etkili olabileceğini, çünkü 21 Eylül’de süreç zaten siyasi organ eliyle yenileneceğini savundu.
Hukuki çerçeve: Konusuz kalan davalarda yol haritası
İdari ve özel hukuk uygulamalarında, davanın temel konusu dava sürecinde ortadan kalkarsa mahkemeler sıklıkla konusuz kalma gerekçesiyle karar verir. Parti içi uyuşmazlıklarda da, tartışmalı seçimin daha erken bir tarihte siyasal organlarca yenilenmesi hâlinde, “iptal” talebinin korumayı amaçladığı hukuki yarar zayıflayabilir. Bu durumda mahkemenin ölçüsü; yargısal denetimin gerekliliği ile yenilenmiş işlemin sağladığı meşruiyet arasındaki denge olacaktır. Eminağaoğlu’nun işaret ettiği gibi, yenileme gerçekleşirse, yargı kararı teknik hâle gelebilir.
Siyasi sonuçlar: Meşruiyet, birlik ve iç rekabet
21 Eylül’de olağanüstü kurultayın gerçekleşmesi, parti içinde meşruiyet tartışmalarını kısa vadede yatıştırabilir. Delegelerin iradesiyle yenilenecek bir oylama, “şaibe” iddialarının siyaset zemininde cevap bulmasını sağlar. Öte yandan, delege tasnifi, liste itirazları ve seçim usulü konularında yeni itirazlar gündeme gelebilir. Bu nedenle, kurultayın şeffaflık, erişilebilirlik ve denetlenebilirlik ilkeleriyle yürütülmesi, hem yargı yükünü azaltır hem de parti tabanında birlik algısını güçlendirir.
Mahkemenin istediği listeler neden önemli?
Mahkemenin talep ettiği birleştirme tutanakları ile delege listeleri, kurultay ve il kongresine ilişkin usul–esas denetiminin bel kemiğini oluşturuyor. Bu belgeler, oy kullanan/kullanmayan ayrımları ve katılım–temsil düzeyini açığa çıkararak, seçim güvenliği iddialarına ışık tutacak. Yine de 21 Eylül’de kurultay yenilenirse, bu tespitler daha çok tarihsel kayıt ve uygulama standardı değeri taşıyabilir.
24 Ekim sonrası: İki olası güzergâh
-
Kurultay yapıldıysa: Dava konusuz kaldığı gerekçesiyle reddedilebilir ya da karar verilmesine yer olmadığına hükmedilebilir. Siyasi ağırlık, yeni seçimin meşruiyetine kayar.
-
Kurultay yapılmadıysa/ertelendiyse: Mahkeme, talep ettiği listeler ve deliller üzerinden usul/esas denetimini sürdürür; “mutlak butlan” dâhil, daha sert sonuçları tartışmaya açabilir.
Kaynak: Süleyman Çay / Yeniçağ
