Görüntüler, yalnızca bir şov değil: Sosyologlar kültürel yozlaşmaya dikkat çekiyor
Marmaris’teki barlardan yayılan eğlence görüntüleri, Türkiye’nin turizm vizyonuna ve kültürel kimliğine zarar mı veriyor? Sosyologlar ve turizmciler bu çöküşü analiz etti.
Marmaris’teki gece görüntüleri kültürel çöküşün habercisi mi?
İYİ PSİKOLOG / TÜRKİYE
Eğlence anlayışı mı değişti, toplumsal yapı mı çözülüyor?
Son günlerde sosyal medyada sıkça paylaşılan Marmaris’teki barlar ve eğlence mekânlarına ait görüntüler, yalnızca turizm sektörünü değil, sosyolojik ve psikolojik açıdan da geniş bir tartışma başlattı. Sahneye çıkan “Tipsy Boyz” adlı erkek dansçıların sergilediği gösteriler, kültürel değerlerin ve toplumsal normların sorgulanmasına yol açtı.
Görüntüler, yalnızca bir şov değil: Sosyologlar kültürel yozlaşmaya dikkat çekiyor
Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nilüfer Narlı, bu tarz görüntüleri üç başlık altında analiz ediyor: Kültürel ticarileşme, kamusal ahlakta esneme ve yerel halkın marjinalleşmesi. Narlı’ya göre bu durum, yalnızca arz-talep dengesiyle açıklanamaz. Bu, yerleşik toplumsal normların ve kimliğin kitle turizmi karşısında erozyona uğraması anlamına geliyor.
Gösterişli eğlencenin gölgesinde kaybolan turizm kalitesi
Turizm uzmanı Cem Kınay ise görüntülerin Türk turizminin marka değerine büyük zarar verdiğini belirtiyor. “Türkiye’nin tarihi, doğası ve kültürel mirasıyla inşa ettiği turizm algısı, birkaç video yüzünden zedelenemez. Ama zedeleniyor” diyen Kınay, turizmde ‘ucuz eğlence’ anlayışının hem içeriği sığlaştırdığını hem de kitleleri niteliksiz tüketime ittiğini savunuyor.
Bedenin metalaşması: Sadece kadınlar değil, artık erkekler de nesneleşiyor
Görüntülerde dikkat çeken bir diğer unsur ise “Tipsy Boyz” adlı dansçıların beden dili ve hareketleriyle yarattığı görsel etki. Prof. Narlı bu konuda önemli bir tespit yapıyor: “Bu artık yalnızca kadın bedeninin değil, erkek bedeninin de ticarileştirilmesi ve teşhirci eğlencenin aracı haline gelmesidir. Bu, hem cinsiyet rolleri hem de kamusal alanın anlamı açısından çarpıcı bir dönüşüme işaret ediyor.”
“Turizmi birlikte yönetelim” yaklaşımı neden gerekli?
Prof. Narlı’ya göre, çözüm yalnızca denetimle değil, yerel halkın turizm planlamasında söz sahibi olmasıyla mümkün. Belediyeler, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ve kültür-sanat çevreleri bir araya gelerek toplumsal farkındalık kampanyaları yürütmeli. Böylece turizm, sadece para getiren değil, kültür taşıyan bir alana dönüşebilir.
Eğitim, kalite ve katılım: Çözümün üç ayağı
Görüntülerle gündeme gelen bu tartışmanın çözümü için öneriler net:
-
Kaliteli ve yerel kültürü yansıtan gösterilere destek verilmeli.
-
Turizm eğlencesi konusunda çalışan personelin eğitim düzeyi artırılmalı.
-
Etik dışı işletmelere caydırıcı yaptırımlar uygulanmalı.
-
Halkın katılımını artıran “birlikte yönetim” modeli uygulanmalı.
Türkiye Tayland olmasın: Kimliksiz eğlenceye karşı bir duruş
Turizmciler, Türkiye’nin Tayland gibi cinsellik merkezli turizm destinasyonlarıyla karşılaştırılmasına sert tepki gösteriyor. “Bu yalnızca ahlaki değil, ekonomik bir sorundur” diyen uzmanlar, Türkiye’nin vizyonunun ‘ucuz tatil’ olmaktan çıkarılıp ‘nitelikli deneyim’ anlayışına dönüştürülmesini savunuyor.
Sosyal medya tepkisi ne söylüyor?
Kamuoyunun sosyal medyadaki tepkileri de oldukça sert. “Ülkenin kültürel itibarı zedeleniyor”, “Utanç verici videolarla dünya gündemine gelmek istemiyoruz” gibi yorumlar, yalnızca eğlence sektörünü değil, kamu kurumlarını da harekete geçirmiş durumda. Denetimlerin sıkılaştırılması ve işletmelere yönelik cezai yaptırımların artacağı belirtiliyor.













