Osmanlı Filistin’i Sömürmedi, Modernleştirdi: Prof. Dr. Salim Tamari İstanbul’daki Sergide Konuştu
Prof. Dr. Salim Tamari, İstanbul’daki Kuşbakışı Filistin Sergisi’nde Osmanlı’nın Filistin’de sömürgecilik yapmadığını, aksine bölgeyi modernleştirdiğini vurguladı. Sergi, Osmanlı mirasını yeniden gündeme taşıyor.
Osmanlı Filistin’i Sömürmedi, Modernleştirdi: Prof. Dr. Salim Tamari İstanbul’daki Sergide Konuştu
YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE
İstanbul'da sanatseverlerle buluşan Kuşbakışı Filistin Sergisi, yalnızca görsel bir hafıza sunmuyor; aynı zamanda Filistin’in Osmanlı geçmişiyle ilişkisini yeniden düşünmeye davet ediyor. Serginin küratörlerinden biri olan dünyaca ünlü sosyolog Prof. Dr. Salim Tamari, Osmanlı’nın Filistin topraklarındaki etkisini KARAR gazetesine verdiği özel röportajda değerlendirdi. Tamari’ye göre, Osmanlı İmparatorluğu Filistin’i sömürgeleştirmedi; aksine modernleştirme yönünde ciddi adımlar attı.
Modernleşme Sömürgeleştirme Değil
Prof. Dr. Tamari, Osmanlı'nın Filistin'de elektrik altyapısından demiryolu ağına, eğitim reformlarından şehir planlamalarına kadar geniş bir modernleşme vizyonu taşıdığını vurguladı. “Savaş öncesi Osmanlı dönemi, merkeziyetçi değil; çokdilli, ademi merkezi bir yönetimdi. Yerel diller eğitimde ve adalette kullanılabiliyordu” diyerek, dönemin halkın kültürel dokusuna saygılı bir yönetim anlayışını benimsediğini belirtti. Ancak I. Dünya Savaşı sırasında yaşanan kıtlık ve Cemal Paşa’nın baskıcı yönetimi bu olumlu tabloyu gölgede bıraktı.
Filistin’de Osmanlı’ya Nostalji
Tamari, İngiliz işgalinden sonra Filistin halkı arasında Osmanlı’ya yönelik nostaljik bir eğilim oluştuğunu belirterek, “İngilizlerin Balfour Deklarasyonu ile bölgeye Yahudi yerleşimlerini teşvik etmesi, Osmanlı dönemindeki birliği ve istikrarı özlemle hatırlattı” dedi. Özellikle Atatürk’ün emperyalist güçlere karşı yürüttüğü mücadele, Filistin halkı arasında da destek görmüş.
Sergide Neler Var?
19 Mart’tan itibaren İstanbul’da sanatseverlerle buluşan sergi, Ramallah’taki gösteriminden sonra Türkiye’ye taşındı. Haritalar, hava fotoğrafları, telgraf belgeleri, demiryolu planları ve eğitim sistemine dair belgelerle Osmanlı’nın bölgedeki mirası detaylı şekilde aktarılıyor. Tamari, serginin aynı zamanda sömürgeci denetim sistemlerinin teknik altyapısını da gözler önüne serdiğini belirtiyor: “Telgraf, demiryolu, uçak ve fotoğraf sistemleri, İngiliz ve Fransız sömürgeciliğinin kontrol araçlarına nasıl dönüştüğünü de gösteriyoruz.”
Savaşların Gölgesinde Parçalanan Bir Toplum
Filistin’in sosyal yapısında en büyük kırılmanın 1917’de Osmanlı’nın çekilmesiyle başladığını anlatan Tamari, 1948 ve 1967 savaşlarının bu parçalanmayı derinleştirdiğini ifade etti. “Filistin halkı topraklarından sürüldü, mülteci haline geldi. Ürdün dışında hiçbir Arap devleti onlara vatandaşlık vermedi. Bu da kimliksizleştirme sürecini doğurdu” dedi. 1993 Oslo Anlaşmaları sonrasında ise direnişin sosyalist ve milliyetçi çizgiden İslamcı yapıya evrildiğini, bunun halktaki hayal kırıklığının bir sonucu olduğunu vurguladı.
Filistin’in Geleceğinde Osmanlı Mirası Ne Anlatıyor?
Tamari’ye göre, Osmanlı dönemi sadece tarihi bir hafıza değil; aynı zamanda bugün için bir ilham kaynağı. Ademi merkezi yönetim modeli, çokdilli eğitim anlayışı ve yerel özerklik uygulamaları, günümüz Filistin’ine dair barışçıl bir gelecek kurgusunda da etkili olabilir.













