1999’dan bu yana Gazze’de saf tutan son Türk lider: Demirel’in mirası yeniden gündemde

1999’da Süleyman Demirel’in Gazze’de Arafat’la kıldığı Cuma namazının görüntüleri yeniden gündemde. Şeyh Ajleen Camii’nin hasarı ve Gazze’de süren insani kriz tartışmayı derinleştiriyor.

1999’dan bu yana Gazze’de saf tutan son Türk lider: Demirel’in mirası yeniden gündemde

1999’dan bu yana Gazze’de saf tutan son Türk lider: Demirel’in mirası yeniden gündemde

YEREL GÜNDEM / ANKARA, TÜRKİYE

Arşivden çıkan görüntüler: Demirel ve Arafat, Şeyh Ajleen Camii’nde yan yana

Sosyal medyada yeniden dolaşıma giren 1999 tarihli arşiv görüntüleri, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in Gazze ziyaretini gündemin merkezine taşıdı. Demirel’in, Filistin lideri Yaser Arafat’la birlikte Gazze’deki Şeyh Ajleen Camii’nde Cuma namazı kıldığı anlar, Gazze Şeridi’nin 7 Ekim 2023’ten bu yana maruz kaldığı ağır saldırıların gölgesinde “Gazze’de namaz kılan son Türk lider” vurgusuyla paylaşılıyor. O dönem, Türkiye-Filistin ilişkilerinde sembolik değeri yüksek bu buluşma, bölgenin siyasi iklimine dair güçlü bir diplomatik mesaj niteliği taşımıştı.

Gazze’de ağır tahribat: Sembolik cami hasarlı, hafıza canlı

Paylaşımlara eşlik eden notlarda, Şeyh Ajleen Camii’nin son saldırılarda ağır hasar gördüğü ifade ediliyor. Bölgenin dini ve toplumsal hafızasında özel bir yere sahip caminin hedef alınması, 65 bini aşkın Gazzelinin yaşamını yitirdiği süreçte sembolik kayıpları da büyüttü. Demirel-Arafat birlikte görüntüsü, bu nedenle yalnızca diplomatik bir arşiv anı değil; aynı zamanda şehir dokusunun, dini mekânların ve ortak hatıranın giderek erozyona uğradığını hatırlatan bir işaret fişeği olarak değerlendiriliyor.

Anlamı neydi? O ziyaretin diplomatik kodları

Demirel’in 1999’daki ziyareti, Türkiye’nin Filistin meselesine yaklaşımının “sahada görünürlük ve yüksek profilli dayanışma” ayağını göstermesi bakımından kritik. Şeyh Ajleen’de kılınan Cuma namazı, Ankara’nın dönemin barış perspektifini desteklediğinin sembolik bir ifadesi olarak okunmuştu. Türkiye’nin, iki devletli çözüm ve bölgesel istikrar vurgusunu muhafaza eden hattı, o dönem diplomasi kanallarında “kriz yönetimi ve yumuşatma” çabalarıyla birlikte anılıyordu. Aradan geçen çeyrek asırda Gazze’de yaşanan yıkım, o ziyaretin sembolik gücünü ve tarihsel hafızadaki yerini daha da belirginleştirdi.

“Son Türk lider” tartışması: Ziyaretler, görüntüler ve belgesel gerçekliği

Kamuoyundaki “Gazze’de namaz kılan son Türk lider Demirel’di” ifadesi, arşiv ve medya kayıtları üzerinden tartışılıyor. Dışişleri Bakanlığı döneminde 20 Kasım 2012’de Gazze’ye giden Ahmet Davutoğlu’nun ziyareti bilinse de, o ziyarette namaz kıldığına dair teyitli görsel kayıt paylaşılmadığı vurgulanıyor. Bu ayrım, “sahada varlık” ile “ibadet görüntüsü” arasındaki farkın altını çiziyor. Neticede, kamuoyunun belleğinde yer eden ve bugün yeniden konuşulan “son” ifadesi, teyitli görüntüye dayanan bir arşiv tespiti olarak öne çıkıyor.

Bugüne bakan yüz: İnsani dram, diplomatik sorumluluk ve hafızanın gücü

Gazze’de süren ağır insani tablo, bölgeye dair her arşiv kaydını güncel bir hatırlatmaya dönüştürüyor. Demirel-Arafat buluşması, bir liderin ibadet üzerinden verdiği “yanınızdayız” mesajının diplomatik etkisini ve toplumsal karşılığını sergiliyor. Gelinen noktada, uluslararası toplumun ateşkes, insani koridor, altyapı yeniden inşası ve sürdürülebilir barış başlıklarında somut ilerleme sağlayamaması eleştiriliyor. Türkiye’nin insani diplomasi ve arabuluculuk kanallarını açık tutma stratejisinin, bölgeye yönelik kalıcı çözüm arayışlarında kritik kaldığı ifade ediliyor. Arşivdeki bir kare, bugün “hafıza siyaseti”nin de ne kadar belirleyici olduğuna işaret ediyor.


www.yerelgundem.com