AKP’li isimlerden CHP’ye Zelenski projesi çıkışı: Sokak çağrıları başladı
İstanbul’da CHP İl Başkanlığı krizi büyürken, AKP’li Metin Külünk ve Mücahit Birinci “Zelenski projesi” ve “Turuncu Devrim” göndermeleriyle uyarılarda bulundu; Valilik altı ilçede etkinlikleri yasakladı, il binası polisçe çevrildi.
AKP’li isimlerden CHP’ye “Zelenski projesi” çıkışı: “Sokak çağrıları başladı”
YEREL GÜNDEM / İSTANBUL
İstanbul’daki CHP İl Başkanlığı çevresinde artan gerginlik ve parti yönetiminin “baba evi” çağrısı, iktidar cephesinden sert eleştiriler aldı. Eski AKP milletvekili Metin Külünk ile AKP’nin eski yöneticilerinden Mücahit Birinci, sosyal medya paylaşımlarında “Zelenski projesi” ve “Turuncu Devrim” göndermeleri yaparak uyarılarda bulundu. İstanbul Valiliği, altı ilçede 10 Eylül’e kadar gösteri ve etkinlikleri yasakladı; il binası çevresi polis tarafından çevrelendi.
“Turuncu Devrim” ve “Zelenski projesi” göndermesi
AKP’li Metin Külünk, X hesabından yaptığı paylaşımda, yurt dışından “sokakları hareketlendirmeye dönük açık çağrılar” yapıldığını iddia ederek, “Zelenski’yi Silivri’den çıkarmak için Türkiye’de Turuncu Devrim mi?” ifadelerini kullandı. Külünk, devletin “bu tip kalkışmaların üstesinden gelecek güçte” olduğunu savunarak yurttaşlara soğukkanlılık çağrısı yaptı.
Bir başka paylaşımda AKP’nin eski yöneticisi Mücahit Birinci, “Zelenski projesinin berhava edilmesinin son noktasına birkaç gün kaldı” diyerek, “bir siyasi partinin iç seçim yollarını manipüle ederek önce partiyi, sonra ülkeyi ele geçirmeye çalıştığını” öne sürdü. İsim vermeden CHP içindeki süreçlere atıf yapan Birinci, “kendi eleği bu ismi eleyecek” yorumunu paylaştı.
CHP’den “baba evi” çağrısı, polis ablukası ve tepkiler
Mahkeme kararıyla İstanbul il yönetimine kayyım atanmasının ardından CHP, saat 23.00’te tüm üyelerini il başkanlığı önüne davet etti. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, il binasını “Atatürk’ün evi, baba ocağı” diye nitelendirerek, “CHP’yi savunmak Cumhuriyeti savunmaktır” mesajını verdi.
Kararın muhatabı Gürsel Tekin’e “bu hatadan dönün” çağrısı yapan Özel, “AK Parti yargısı eliyle” atama yapıldığı görüşünü dile getirdi. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de “Halkımızın evini koruyacağız” mesajını paylaştı. Akşam saatlerinde il binasına çıkan sokaklar polis tarafından kapatıldı; çevik kuvvet bölgeyi çevreledi. Yer yer kısa süreli arbede yaşanırken, binada bulunan CHP’li kadınlar oturma eylemi başlattı. Çevredeki apartmanlardan tencere–tava sesleri yükseldi.
Valilikten yasak ve güvenlik uyarısı
İstanbul Valiliği, altı ilçede 10 Eylül’e kadar miting, yürüyüş, basın açıklaması ve açık hava etkinliklerine kısıtlama getirdi. Vali Davut Gül, “Vatandaşlarımızı yasa dışı toplantı ve gösterilere davet etmek suçtur” diyerek, toplumsal huzurun korunması için çağrılara itibar edilmemesini istedi. Emniyet, il binasına giden yolları trafiğe kapattı; güvenlik önlemleri gece boyunca sürdü.
Arka plan: “Renkli devrimler” tartışması
AKP’li isimlerin göndermede bulunduğu “Turuncu Devrim”, 2004’te Ukrayna’da seçim sonuçlarına itirazla başlayan, geniş katılımlı ve ağırlıkla şiddetsiz protestolarla tekrarlanan seçime götüren sürecin adı olarak biliniyor. 2000’lerin başında eski Sovyet coğrafyasında görülen “renkli devrimler”, kimi hükümetlerce “dış müdahale” olarak nitelendirilirken, destekçileri bunları “halkın seçim güvenliği ve demokratik talepleri” olarak savundu. Türkiye’de muhalefet–iktidar gerilimi arttığında benzer benzetmeler dönem dönem siyasal söylemlere yansıyor. Son tartışmada “Zelenski projesi” ifadesi, iktidara yakın isimlerin CHP içindeki krizi ve sokağa çağrıları “dış bağlantılı manipülasyon” iddiasıyla yorumladığını gösteriyor. Muhalefet ise kararı “yargı eliyle siyasi mühendislik” diye tanımlıyor.
Sahadaki tablo ve olası senaryolar
CHP’nin çağrısıyla il binasında bekleyiş sürerken, güvenlik güçleri bölgede kalabalığın kontrolünü sağlıyor. Valiliğin kısıtlamaları, parti içi sürece ilişkin gelişmeler ve mahkeme kararlarına yapılacak itirazlar önümüzdeki günlerin seyrini belirleyecek. Siyasi aktörlerin kullandığı dilin sertleşmesi, toplumsal tansiyonun yükselmesi riskini artırıyor. Buna karşı, tüm taraflardan itidal ve hukuk zemininde hareket çağrıları öne çıkıyor.













