AKP–MHP gerginliği piyasayı kilitledi iddiası: Remzi Özdemir’den erken seçim ve kur şoku uyarısı
Remzi Özdemir, AKP–MHP hattındaki gerilimin piyasayı baskıladığını belirterek erken seçim ve kur şoku riskine dikkat çekti. Enflasyon verisi, Merkez Bankası’nın alanı ve altındaki yükseliş ana başlıklar oldu.
“AKP–MHP gerginliği piyasayı kilitledi” iddiası: Remzi Özdemir’den erken seçim ve kur şoku uyarısı
YEREL GÜNDEM / ANKARA, TÜRKİYE
Piyasalar beklentiyi satın alamadı
Ekonomi yazarı ve Paramedya.com kurucusu Remzi Özdemir, yeni haftanın ilk işlem gününde Borsa İstanbul’daki düşüşü “algı ile gerçeğin çatışması” olarak nitelendirdi. Erdoğan’ın ABD temasları sonrasında beklenen ralli gerçekleşmezken, Özdemir “borsa, Washington’dan somut bir kazanım çıkmadığını fiyatlıyor” değerlendirmesini yaptı. Türk Hava Yolları’nın olası geniş gövdeli uçak alımı ve LNG anlaşmaları gibi başlıkların “yüksek borçluluk ve uzun süreli dış finansman bağımlılığı” riski taşıdığına dikkat çekti.
Bahçeli’nin ‘rezerv para’ çıkışı ve ‘erken seçim’ senaryosu
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Çin–Rusya eksenli rezerv para vurgusunu hatırlatan Özdemir, “piyasalar bu çağrıyı şimdilik ciddiye almadı; ancak AKP–MHP hattındaki ayrışma hissediliyor” dedi. Ankara kulislerinde “koalisyonun sonbaharda gerileceği” beklentisinin hâkim olduğunu söyleyen Özdemir, “Bahçeli’nin çıkışları Türkiye’yi kısa süre içinde erken seçime götürebilir; finans çevreleri de bunu konuşuyor” ifadesini kullandı.
Enflasyon verisi kritik: Merkez Bankası’nın alanı daralıyor
Cuma günü açıklanacak eylül enflasyonunun piyasada yüzde 2,5–3,0 bandında beklendiğini vurgulayan Özdemir, “iki yıldır yüksek faizle dezenflasyon iddiasına rağmen gıda öncülüğünde aylık enflasyon yeniden hızlanıyor” görüşünü paylaştı. Mevduatın hâlâ yüksek oranlardan döndüğünü, kredi faizlerinin ise düşmediğini belirten Özdemir, “son iki toplantıdaki indirimler reel sektöre yansımadı; Merkez Bankası’nın manevra alanı sınırlanıyor” dedi.
Özel sektörün döviz borcu ve olası ‘kur şoku’
Özdemir’e göre, bankalardan TL krediye erişimin pahalı ve zor olması şirketleri yurtdışından dövizle borçlanmaya itiyor. “Bu eğilim 90’lı yıllardaki döviz kredisi tecrübesini hatırlatıyor; kur baskısı kalktığında özel sektörü zorlayabilecek bir kur şoku riski büyüyor” uyarısını yaptı. Devletin borçlanma maliyetlerinin yükseldiğini, buna karşılık reel sektörde konkordato ve iflas vakalarının arttığını söyleyen Özdemir, “ekonomide tıkanma sadece hanehalkını değil, üretim kapasitesini de tehdit ediyor” dedi.
Altında yön ‘yukarı’: Talep Merkez Bankaları ve fonlardan
Gram altının 5.000 TL eşiğini aşmasını “TL’nin değer kaybı ve küresel güvenli liman talebinin birleşik etkisi”yle açıklayan Özdemir, ithalat kısıtları nedeniyle iç/dış piyasa fiyat farkının açıldığını belirtti. BRICS ülkelerinin altına dayalı yeni rezerv arayışlarının ve bazı merkez bankalarının ABD tahvili azaltıp altın alımlarını artırmasının trendi desteklediğini savundu: “Altında asıl hareket yeni başladı; satıcı zayıf, yapısal talep güçlü.”
Seçim gelirse piyasalar nasıl tepki verir?
Olası bir erken seçim kararının ilk aşamada “belirsizliği sonlandıracağı için” finansal piyasalarca olumlu karşılanabileceğini söyleyen Özdemir, “kim kazanırsa kazansın, mevcut politika setinin sürdürülemez olduğu kanısı yaygın; piyasa öncelikle öngörülebilirlik arıyor” dedi. Mevcut programın vergi artışlarına ve yüksek iç borçlanma maliyetine sıkıştığını belirten Özdemir, “ekonomi yönetimi hane ve KOBİ’lere yük bindirirken, büyük sermaye daha az etkileniyor algısı güçlendi” değerlendirmesini yaptı.
Son tablo: Siyaset-iktisat düğümü
Özdemir’in çerçevesine göre, AKP–MHP eksenindeki gerginlik ve jeopolitik tercih tartışmaları ekonomideki kırılganlıkları büyütüyor. Piyasalar, enflasyon patikasında kalıcı düşüş ve kredilerde makul maliyetler görmeden “hikâye” satın almıyor. Bu nedenle önümüzdeki günlerde açıklanacak fiyat verileri, döviz seyrinin yanı sıra olası siyasi takvim tartışmalarını da doğrudan şekillendirecek.













