CHP’de Bölünme Senaryoları: İstanbul Kararı Sonrası Denge Arayışı

CHP İstanbul il kongresinin iptali, parti içi dengeleri sarstı. 15 Eylül’deki dava ve İzmir’deki kongre takvimi, “bölünme” senaryolarını güçlendiriyor. Uzmanlara göre şeffaf hukuk takibi, koordinasyon ve ortak söylem, krizi yönetmenin anahtarı.

CHP’de  Bölünme  Senaryoları: İstanbul Kararı Sonrası Denge Arayışı

CHP’de “Bölünme” Senaryoları: İstanbul Kararı Sonrası Denge Arayışı

YEREL GÜNDEM / İSTANBUL, TÜRKİYE

İstanbul İl Kongresinin İptali Siyaseti Isıttı

CHP İstanbul il kongresinin iptali, parti içi dengeleri yeniden tartışmaya açtı. Siyaset kulislerine göre 15 Eylül’de görülecek kurultay iptal davasının sonucu da süreci etkileyecek başlıca eşiklerden biri. 4–5 Kasım 2023 kurultayının ardından oluşan yeni yönetimle eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu çevresinin rekabeti, “birlikte yönetim mümkün mü?” sorusunu büyütüyor. Yorumlarda, iptal kararının örgüt mimarisinde taşları yerinden oynattığı ve olası yeni adımların yerel–genel dengeleri doğrudan etkileyeceği belirtiliyor.

Özel–İmamoğlu Hattı ile Kılıçdaroğlu Cephesi: Kırılma mı, Müzakere mi?

Özgür Özel/Ekrem İmamoğlu çizgisinin parti içi ağırlığı sürerken, İstanbul’daki yargısal süreç ve örgüt tabanındaki huzursuzluk, “yeni bir hizalanma” ihtimalini gündeme taşıdı. Kamuoyu araştırmalarında seçmenin en hassas olduğu başlığın “birlik ve istikrar” olduğu hatırlatılıyor. Buna karşın, eski ve yeni yönetim çevrelerinin “ayrı çatılar” seçeneğine meyletmesi durumunda, iki kanadın kısa vadede birbirine kaybettirebileceği; orta vadede ise muhalefet blokunda kalıcı bir parçalanma riskinin doğacağı ifade ediliyor. Partinin kurumsal kimliği ve yerel yönetimlerdeki eşgüdüm ihtiyacı, tarafları masada tutan başlıca faktörler arasında.

“Yeni Parti” İhtimali ve Seçmen Davranışı

Siyasi analistler, olası bir ayrışmanın en çok örgüt motivasyonuna ve sandık performansına yansıyacağını belirtiyor. Türkiye’de bölünme süreçlerinde seçmenin önemli bir kısmının “alışkanlık oyu”nu koruduğu; ancak kampanya dönemlerinde enerjisi yüksek yeni oluşumların özellikle büyükşehirlerde denge bozucu rol oynayabildiği biliniyor. Bu nedenle, her iki kanadın da “kazan-kazan” yerine “kaybet-kaybet” tablosundan kaçınmak için müzakere kanallarını açık tutması gerektiği vurgulanıyor.

İzmir Cephesi: Tahliye ve Kongre Takvimi Kader Belirleyebilir

Bünyamin Dobrucalı’nın değerlendirmelerine göre, İzmir’de İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’na yönelik sürecin 19 Eylül’deki ilk duruşmasında çıkabilecek bir tahliye kararı, il kongresi tartışmalarını önemli ölçüde etkileyebilir. Tahliye halinde “devam” senaryosu, aksi halde ise Buca İlçe Başkanı Çağdaş Kaya isminin öne çıkabileceği konuşuluyor. Kulislerde, Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın il başkanlığı yarışına doğrudan müdahil olmayıp kurultay delegeleri üzerindeki ağırlığı artırmaya odaklandığı yorumu yapılıyor. İzmir’deki denge, İstanbul ve Ankara’daki gelişmelerle birlikte genel merkeze yansıyabilecek bir “domino etkisi” yaratabilir.

Krizin Yönetimi: Üç Başlıkta Yol Haritası

Parti içi hukuk ve siyaset uzmanları, kurumsal bütünlüğün korunması için üç önceliğe işaret ediyor:

  • Şeffaf hukuk takibi: İstanbul kararının gerekçesi ve olası itiraz yolları, örgütle eşzamanlı paylaşılmalı.

  • Saha–merkez senkronu: İl/ilçe kongre takvimleri, kurultay delegasyonları ve belediye–örgüt ilişkileri tek bir koordinasyon planıyla yönetilmeli.

  • Kamuoyu iletişimi: “Parçalanma” algısını törpüleyecek ortak söylem, kriz anlarında hızlı ve tutarlı biçimde duyurulmalı.

Sonuç: Ayrışma Riski Yönetilebilir mi?

CHP’nin yüz yılı aşkın kurumsal kültürü, benzer türbülanstan çıkma kapasitesine işaret etse de, İstanbul’daki karar ve yaklaşan yargı süreçleri “yüksek risk” içeriyor. Kısa vadede tarafların maksimum faydayı değil, “asgari müşterek”i öncelediği bir takvim, olası bir bölünmenin önünü kesebilir. Aksi durumda, “öz–CHP” benzeri çift kutuplu bir yapının doğması ve bunun yerel–genel seçim dinamiklerini değiştirmesi olası görünüyor.


www.yerelgundem.com

Kaynak: Bünyamin Dobrucalı / Son Mühür