Erdoğan Adaylık Konusunu Sisli Bir Alanda Tutuyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adaylık konusunda yaptığı çelişkili açıklamalar, siyasette stratejik bir gündem yönetimi aracı olarak değerlendiriliyor. Yeni anayasa arayışları ve muhalefetin yeni dinamikleri, iktidarın yol haritasını şekillendiriyor.

Erdoğan Adaylık Konusunu Sisli Bir Alanda Tutuyor

Erdoğan Adaylık Konusunu Sisli Bir Alanda Tutuyor

YEREL GÜNDEM / ANKARA

Erdoğan’ın Çelişkili Açıklamaları Gündemi Belirliyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden adaylığına dair yaptığı açıklamalar, siyasi gündemi belirlemeye devam ediyor. Henüz seçime üç yıl gibi uzun bir süre olmasına rağmen, her demeç kamuoyunda geniş yankı uyandırıyor. Erdoğan’ın önce "Sen varsan, ben varım" cevabı ile adaylık sinyali vermesi, ardından "Tekrar aday olma derdim yok" açıklaması yapması, kamuoyunda kafa karışıklığına yol açtı.

Bu iki farklı açıklama, 23 yıllık iktidarın ve yoğun mesainin getirdiği yorgunlukla birlikte, Erdoğan’ın anlık ruh haline bağlanabilir. Ancak bu çelişkili söylemlerin altında daha stratejik bir yaklaşım olduğu görüşü de yaygın. Zira Erdoğan, kamuoyunun dikkatini ekonomik sıkıntılar ve dış politikadaki zorluklar gibi temel sorunlardan başka yöne çekmek için bu tür “sisli” söylemleri sıkça kullanıyor.

AK Parti’de Yorgunluk, Muhalefette Heyecan

AK Parti’nin kuruluş kadrosunun yerini zamanla daha zayıf ekiplerin alması, parti içinde işlerin zorlaşmasına neden oluyor. Erdoğan’ın özellikle son MKYK toplantısında, parti teşkilatını disipline etme çabası dikkat çekti. Parti içindeki bu dağınıklık, sistem değişikliğiyle birlikte artan yetkilerin Cumhurbaşkanı’nın omuzlarına daha fazla yük bindirmesine neden oluyor.

Öte yandan, muhalefet cephesinde alışılmadık bir hareketlilik göze çarpıyor. CHP’nin yeni lider kadrosu Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel, gençleri ve kararsız seçmeni harekete geçirmeyi başarıyor. Yıllarca “ölü toprağı” ile eleştirilen ana muhalefetin bu yeni hali, Erdoğan’ın siyaset tarzını zorluyor. CHP’nin bu enerjik hali, seçim denkleminde birçok bilinmezi de beraberinde getiriyor.

MHP İle Gerilim ve Kayyım Hamleleri

İktidar ortağı MHP ile de zaman zaman fikir ayrılıkları yaşanıyor. Devlet Bahçeli’nin geçen Ekim ayında başlattığı yeni siyasi süreç, Erdoğan’ın kontrolü dışında gelişmesi sebebiyle tedirginlik yaratıyor. Cumhurbaşkanı’nın danışılmadan başlatılan girişimlere sıcak bakmadığı biliniyor. Bu tedirginlik, Erdoğan’ın yeni anayasa arayışındaki mesafeli duruşunda da kendini gösteriyor.

Bunun yanı sıra, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik operasyonlar ve kayyım atamaları da gündemde önemli bir yer tutuyor. Erdoğan’ın bu hamlelerle sadece muhtemel rakiplerini zor durumda bırakmayı değil, aynı zamanda kamuoyunun dikkatini başka yönlere çekmeyi amaçladığı öne sürülüyor. İçerideki ekonomik darboğaz ve dış politikadaki riskler yerine bu konuların tartışılması, gündemi yönetmek adına bir strateji olarak değerlendiriliyor.

Adaylık Belirsizliği, Dikkat Dağıtma Aracı mı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adaylık konusunda bir öyle bir böyle konuşması, aslında planlı bir iletişim stratejisinin ürünü olabilir. Zira Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi koşullar, iktidarın halk nezdindeki algısını ciddi şekilde etkiliyor. Erdoğan, adaylık tartışmalarını ön plana çıkararak, daha zorlayıcı konuların geri planda kalmasını sağlıyor.

Bu strateji işe yarıyor mu? Görünen o ki evet. Günlerdir medya, köşe yazarları ve siyasi analistler sadece bu konuyu tartışıyor. Yeni anayasa, adaylık ihtimali ve muhalefetin tepkileri gündemin merkezine oturmuş durumda. Bu da Cumhurbaşkanı’nın siyasi iletişimdeki tecrübesinin bir göstergesi olarak yorumlanabilir.

Erdoğan’ın gerçekten aday olup olmayacağı henüz netlik kazanmasa da, bu belirsizliğin siyasi gündemi kontrol altında tutma aracı olarak ustaca kullanıldığı açık. Gelişmelerin seyri, sadece Erdoğan’ın değil, tüm siyasi aktörlerin stratejilerini şekillendirecek gibi görünüyor.


www.yerelgundem.com

Kaynak: Fehmi Koru / Karar