İstihbarat Savaşında Yeni Cephe: Dron Üretim Merkezleri Üzerine Gizli Takip

14 Haziran sabahı Rusya ve Ukrayna istihbaratı, İran’daki üç dron üretim tesisinin vurulup vurulmadığını öğrenmeye çalıştı. Bu merkezler, savaşın seyrini değiştirecek stratejik öneme sahipti.

İstihbarat Savaşında Yeni Cephe: Dron Üretim Merkezleri Üzerine Gizli Takip

İstihbarat Savaşında Yeni Cephe: Dron Üretim Merkezleri Üzerine Gizli Takip

YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE

14 Haziran Sabahı Tahran ve İsfahan’da Tüm Gözler Aynı Üç Adresteydi

14 Haziran 2025 sabahı, Rusya ve Ukrayna istihbarat servisleri İran’daki üç stratejik adresin peşine düştü. Tahran ve İsfahan’da bulunan bu tesisler, sadece İran-İsrail çatışmasının değil, aynı zamanda Rusya-Ukrayna savaşının da kaderini etkileyebilecek kadar kritik öneme sahipti. İki düşman ülke, bu üç merkezden gelen bilgiye aynı anda odaklandı: Bu tesisler vurulmuş muydu?

Hedefteki Tesisler: İran’ın “Bayraktar” Merkezleri

İsrail’in hava saldırılarında hedef alındığı öne sürülen üç merkez; Tahran’daki “Tahran Aerospace Complex” ve “Malard Industrial Zone” ile İsfahan’daki “Isfahan Aerospace Complex” idi. Özellikle İsfahan’daki kompleks, İran yapımı Shahed kamikaze dronlarının montajının tamamlandığı merkez olarak biliniyor. Ukrayna istihbaratına göre, Kiev’e düzenlenen son saldırılarda kullanılan tüm Shahed dronları burada üretilmişti. O nedenle bu tesislerin durumu, yalnızca bölgesel değil küresel önemdeydi.

Kiev’e Yağdırılan Shahed’ler: Savaşın Seyrini Değiştiren Gece

24 Mayıs gecesi Kiev semalarında yeni bir sayfa açıldı. Rusya, 14 balistik füzenin yanı sıra 250 Shahed dronunu Ukrayna başkentine gönderdi. Bu, savaşın başından bu yana en büyük hava saldırılarından biriydi. Ertesi gece sayı daha da arttı: 355 Shahed dronu daha Ukrayna’ya yönlendirildi. Her biri İran üretimi olan bu insansız hava araçları, Ukrayna’nın savunma sistemlerinde büyük tahribat yarattı ve 12 sivilin ölümüne neden oldu.

Saldırıların Arkasındaki Gölge: İsfahan ve MOSSAD Operasyonları

İsfahan’daki dron tesisleri geçmişte de hedef olmuştu. 28 Ocak 2023 gecesi tesiste yaşanan patlamalar, İran Savunma Bakanlığı’na ait bir mühimmat deposunu da etkilemişti. Kamikaze dronlarla düzenlendiği düşünülen bu saldırının arkasında İsrail istihbarat servisi MOSSAD’ın olduğu iddia edilmiş, ancak İsrail bu saldırıyı resmen üstlenmemişti. Bu geçmiş saldırı, 14 Haziran sabahı tüm dikkatlerin neden yeniden İsfahan’a çevrildiğini daha da anlamlı kılıyor.

İsrail’in Saldırı Listesinde O Tesisler Var Mıydı?

İsrail’in son hava operasyonunda hedef aldığı merkezler arasında nükleer araştırma tesisleri ve füze üsleri bulunuyordu. Natanz, Fordow, Arak ve Isfahan’daki nükleer tesislere yönelik ağır saldırılar gerçekleşti. Ancak Tahran ve İsfahan’daki üç dron üretim merkezi, resmi açıklamalarda yer almadı. Bu durum, bu merkezlerin saldırı listesinden çıkarıldığı anlamına mı geliyor, yoksa istihbarat kaynaklarında farklı kod isimlerle mi geçiyor, henüz net değil. Ancak MİT’in de bu üç tesisin durumunu anlık olarak takip ettiği tahmin ediliyor.

Dron Savaşları: Yeni Askerî Çağın Şifreleri

Bugün savaş alanlarının en etkili aktörlerinden biri artık insansız hava araçları. Rusya-Ukrayna cephesinde ve İsrail-İran hattında yaşanan gelişmeler, bu yeni çağın nasıl şekillendiğini gösteriyor. 1 Haziran gecesi Ukrayna’nın Sibirya’daki Rus stratejik hava üssüne gerçekleştirdiği kamikaze dron saldırısı, bu değişimin somut örneği oldu. En az yedi nükleer kapasiteli bombardıman uçağı devre dışı kaldı. Bu olay, Ukrayna’nın teknolojik atılımlarının sonuç verdiğini ve insansız sistemlerin klasik hava gücünü nasıl alt edebileceğini gösterdi.

Alabuga Tesisi ve Çin Faktörü

Rusya, İran’ın desteğiyle Tataristan’ın Alabuga bölgesinde yeni bir Shahed üretim tesisi kurmaya çalışıyor. Ancak bu tesis henüz tamamlanmadı ve öngörülen yıllık üretim kapasitesi 6 bin civarında. Buna karşılık Ukrayna 2024 yılında 1.5 milyon dron üreterek farkı açtı. İran’ın üretimden düşmesi halinde, Rusya’nın bu açığı Çin ile kapatıp kapatamayacağı belirsizliğini koruyor.

Türkiye İçin Stratejik Fırsat

İran’daki bu üç tesisin devre dışı kalması, Türkiye için önemli bir fırsat anlamına geliyor. ASELSAN, TUSAŞ ve BAYKAR gibi savunma sanayii devlerinin kapasitesi, bölgede artan taleple birlikte hızla yükselebilir. Türkiye, halihazırda İsrail ve İran’la birlikte dünyanın en etkin dron üreticilerinden biri olarak görülüyor. Bu nedenle Ortadoğu’daki gelişmeler, Türk savunma sanayiine stratejik avantaj sağlayabilir.


www.yerelgundem.com