Türkiye’yi Bölen, Gazze ve Filistin’in Kaderini Paylaşır!

Türkiye’nin birliği, bölgesel istikrar için kritik öneme sahiptir. Gazze ve Filistin’in yaşadığı trajedi, ihanetin ve emperyalist oyunların bir sonucudur. Türkiye’yi bölmeye çalışanlar, tarihin acı derslerini iyi okumalıdır.

Türkiye’yi Bölen, Gazze ve Filistin’in Kaderini Paylaşır!

YUSUF İNAN YAZDI...

PKK ve Öcalan, Türk Milleti'ne İhanetin Bedeli Gazze!

Dünyada tarihin tekerrür ettiği söylenir. Bugün Gazze ve Filistin’de yaşanan insanlık trajedisini anlamak için, gecmişi ve tarih boyunca yaşanan olayları iyi okumak gerekir. Güç dengeleri, ihanetler, şefkat eli uzatanlara karşı cephe almak ve tarihin getirdiği acı dersler bugün de gözlerimizin önünde yaşanmaktadır.

Gazze'de bebekler, anneler ve masumlar acımasızca katledilirken, Filistin toprakları insanlık dışı yöntemlerle tarumar edilirken, dünya sessizliğe gömülmüştür. Ancak bu trajedinin tarihi boyutunu unutmak, bugün yaşananları sadece güncel bir sorun olarak ele almak büyük bir yanılgıdır.

Osmanlı'ya İhanet Eden Toplumlar Tarihsel Bedel Ödedi

Osmanlı İmparatorluğu'na ihanet eden topluluklar tarih boyunca büyük trajediler yaşamıştır. Gazze ve Filistin bu trajedinin en çarpıcı örneklerindendir. Osmanlı'nın sıcak himayesi altında asırlarca huzur ve refah içinde yaşayan topluluklar, emperyalist güçlerin oyunlarına gelerek bağımsızlık adı altında Osmanlı'ya ihanet etti. Bugün bu ihanetin tarihsel faturasını en ağır şekilde ödeyenler de onlardır.

Osmanlı'nın dağılmasından sonra, bu bölgelerde bir daha istikrar sağlanamamış, dış gücüler tarafından sürekli sömürülmüş ve halklar düşman kamplara bölünmüştür. Osmanlı'nın bıraktığı boşluğu Batı güçleri doldurmuş, emperyalist çıkarlar uğruna coğrafya kargaşaya sürüklenmiştir.

Türkiye’de "Kürt Sorunu" Değil, Terör Sorunu Vardır

Türkiye'de belirli odaklar tarafından sürekli olarak "Kürt Sorunu" gündeme getirilmektedir. Ancak gerçekte, Türkiye’de böyle bir etnik sorun değil, terör sorunu vardır. Kürtlerle Türkler arasında tarih boyunca bir kültürel birliktelik, akrabalık ve dostluk olmuştur.

Türkler ve Kürtler, aynı şehirlerde, aynı mahallelerde yaşamakta, özellikle büyük metropollerde iç içe geçmiş bir toplumsal dokuyu oluşturmaktadır. Ekonomik olarak da Kürt iş insanları Türkiye’nin önde gelen ticaret merkezlerinde aktif olarak rol almakta, büyük işletmeler ve şirketler yönetmektedir. Dolayısıyla "Kürt Sorunu" adı altında yaratılmak istenen ayrım, tamamen siyasal manipülasyondan ibarettir.

Ancak terörü destekleyen yapılar ve bunların siyasal uzantıları, kültürel birlikteliği bozmaya, Türkiye'yi etnik çatışmalara sürüklemeye çalışmaktadır. DEM Parti ve benzeri yapılar, terör örgütü PKK'nin söylemlerini siyasi arenaya taşıyarak Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünü tehdit etmektedir.

Stratejik Bir Gerçek: Türkiye’nin Bölünmesi Filistin’in Kaderiyle Eşdeğerdir

Türkiye'yi etnik ayrımlarla zayıflatmaya çalışanlar, Filistin ve Ukrayna gibi devletlerin bugün düştüğü durumu iyi analiz etmelidir. Filistin, şahsi ve ideolojik hesaplar nedeniyle bölünmüş, içten içe çekşişmelerle zayıflatılmış, sonunda emperyalist gücün güdümüne girmiştir.

Ukrayna'da yaşananlar da bu bağlamda düşünülmelidir. ABD ve Batı'nın desteklediği Ukrayna, Rusya ile cepheye sürülmüş, milyonlarca insanın hayatı mahvolmuş, ülke ekonomik ve askeri olarak felakete sürüklenmiştir. Batı güçleri tarafından bırakılan Ukrayna, bugün bir enkaz haline gelmiştir.

Türkiye'yi iç karışıklıklara sürüklemek isteyenlerin günün sonunda ulaşacağı nokta da budur. Türkiye’nin birliği, güçlü devleti ve milli dayanışma ruhu korunmazsa, coğrafyamız emperyalist güçlerin oyuncağı haline gelecektir.

Türkiye’yi bölmek isteyenler, tarihin ibret vesikalarını iyi okumalıdır. Filistin, Gazze, Ukrayna, Suriye ve Irak örnekleri ortada. Bu ülkeler, emperyalist güçlerin ellerinde nasıl paramparça edildi? Nasıl iç savaşlarla zayıflatıldı? Ve şimdi kimlere muhtaç hale geldi?

Tarihin Tekrarı: Bölünmüş Milletlerin Kaçınılmaz Sonu

Tarih boyunca Osmanlı’dan kopan her topluluk felaketlerle yüzleşmiştir. Filistin topraklarında Osmanlı’nın varlığı, o bölgenin huzurunu ve refahını sağlıyordu. Ancak ihanet edenler, kendilerini koruyacak gücü kaybettiklerinde emperyalistlerin oyuncağı oldular. Bugün Filistin’in yaşadığı trajedi, yalnızca İsrail’in saldırgan politikalarının değil, aynı zamanda geçmişte Osmanlı’ya sırt çevirmenin ve bölünmüşlüğün de bir sonucudur.

Aynı şekilde Ukrayna, Batı’ya güvenerek Rusya karşısında savaşa sürüklendi. Bir zamanlar stratejik dengeleri gözeterek ayakta kalan bu ülke, şimdi yabancı güçlerin çıkarları doğrultusunda bölünmüş, halkı perişan halde. Savaşın ortasında, toprakları, kaynakları emperyalist devletler tarafından sömürülüyor. Bugün Ukrayna, Gazze gibi kan kaybeden bir coğrafyaya dönüşmüş durumda.

Türkiye İçin Tehlikeli Oyun: Terör Sorununu "Kürt Sorunu" Haline Getirmek

Türkiye’de bölücü unsurlar yıllardır “Kürt Sorunu” adı altında bir algı operasyonu yürütmektedir. Oysa Türkiye’de Kürtler ve Türkler kardeşçe yaşamaktadır. Aynı toprakları paylaşan, aynı ekmeği bölen, aynı bayrak altında şehit olan bir milletin parçalanmaya çalışılması, tamamen dış güçlerin planıdır.

Türkiye’de Kürt vatandaşlar her alanda etkin roller üstlenmiştir. İş dünyasında, siyasette, akademide, sanatta, ticarette güçlü konumda olan binlerce Kürt kökenli Türk vatandaşı vardır. Kürtlerin devlet tarafından dışlandığını iddia edenler, kasıtlı olarak ayrıştırıcı bir dil kullanmaktadır. Hangi Kürt vatandaş, Türkiye’de eğitim hakkından, iş kurma hakkından, seçme ve seçilme hakkından mahrum bırakılmıştır? Kürt iş insanları, büyük şehirlerde en güçlü ticari aktörlerden biridir. Devletin en üst kademelerinde Kürt siyasetçiler, bürokratlar görev yapmaktadır. O halde bu “Kürt sorunu” söylemi kimin çıkarına hizmet etmektedir?

Bölücü Siyaset ve DEM Partisi’nin Tehlikeli Tutumu

DEM ve benzeri siyasi oluşumlar, bölücü unsurların siyasi ayağı olarak hareket etmektedir. Türk devletinin gösterdiği hoşgörüyü ve demokratik hakları suistimal ederek, milletvekili maaşı almakta ve aynı zamanda bu devlete ihanet etmektedirler. Bu tür hareketler dünyanın hiçbir yerinde hoş görülmez. ABD’de, İngiltere’de veya Fransa’da devletin birliğini ve bütünlüğünü tehdit eden siyasi partilere nasıl bir muamele yapıldığını herkes biliyor.

Bunun en güncel örneği Ukrayna’dır. Ukrayna hükümeti, Rusya yanlısı olduğu düşünülen tüm siyasi partileri yasaklamış, üyelerini tutuklamış ve ağır cezalar vermiştir. Peki, Türkiye bu kadar hoşgörülü davranırken, DEM ve benzeri partiler neden hâlâ devleti hedef almakta ısrar ediyor? Cevap çok açık: Türkiye’nin güçlü kalmasını istemeyen dış güçler tarafından kullanılmaktadırlar.

Abdullah Öcalan: Türk ve Kürt Halklarının Katili

Abdullah Öcalan, yalnızca Türkleri değil, Kürtleri de büyük bir felakete sürüklemiş bir teröristtir. Binlerce Kürt genci, onun ideolojisi uğruna dağlarda ölmüştür. Anneler evlatsız kalmış, köyler boşalmış, binlerce aile trajediler yaşamıştır. Şimdi DEM ve benzeri yapılar, Öcalan’ı bir "barış elçisi" gibi göstermeye çalışıyor. Ancak Türk Milleti bunu yutmaz!

Devletin stratejik hoşgörüsünü, barış sürecine dair attığı adımları yanlış yorumlayanlar bilmelidir ki, Türk Milleti’nin sabrının da bir sınırı vardır. Öcalan’ın affı veya serbest kalması onu masum yapmaz. Onun cezası Allah katında ebedi hapistir, hatta milletin gözünde çok daha ağırdır.

Binali Yıldırım ve Siyasi Hesaplar

Binali Yıldırım gibi eski siyasetçilerin açıklamaları, kaybettikleri siyasi gücü geri kazanma çabasından başka bir şey değildir. “Türklük Anayasa’dan çıkarılabilir” gibi söylemler, milletin değerlerine açık bir saldırıdır. Türk Milleti, bir siyasetçiyi gözden çıkardı mı, bir daha geri getirmez. Türk siyaseti, fırsatçılığı ve ilkesizliği affetmez.

Türkiye İçin Tek Yol: Güçlü ve Birlik İçinde Olmak

Bugün Türkiye, iç ve dış tehditlerle mücadele ederken en büyük gücünü birliğinden almaktadır. Filistin ve Gazze örneği ortadadır. Osmanlı’nın himayesinden çıkıp Batı’nın kışkırtmalarına kanan Filistin halkı, şimdi kendi kaderine terk edilmiştir. Kimse Gazze’de yaşananları durduramıyor çünkü güçlü bir devletleri yok.

Suriye bölünmüş durumda, Irak parçalanmış bir devlet haline gelmiş, Yemen sürekli iç savaşlarla boğuşuyor. Türkiye’yi de aynı kaderi paylaşmaya zorlayanlar var. Ama bilmelidirler ki, Türk Milleti tarihten ders almıştır ve bu tuzağa düşmeyecektir.

Sonuç: Tarihin Tekrarına İzin Vermeyeceğiz!

DEM ve benzeri yapılar, Türkiye’nin bölünmesine hizmet eden kuklalardır. Gazze, Filistin, Ukrayna, Irak, Suriye gibi bölünmüş coğrafyalar, onlara bir uyarıdır. Bölünmüş milletlerin başına gelenleri görmeyen, tarihten ders almayanlar, büyük hatalar yapmaya mahkûmdur.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti güçlüdür, Türk Milleti uyanıktır. Bu millet, birliği bozmaya çalışanlara hak ettikleri cevabı her zaman vermiştir ve vermeye devam edecektir. Geçmişte ihanet edenlerin yaşadığı trajediler ortadayken, Türkiye'yi bölmek isteyenler iyi düşünmelidir. Aksi halde, tarihin en sert tokadını yemeye hazır olsunlar.

YUSUF İNAN / YURTTA SULH CİHANDA SULH

Twitter : @Yusufinan2023
Instagram : yusufinan2023
Instagram : fondinan2016
Email : [email protected] 

Web: www.yerelgundem.com