Yabancı Basının Gözüyle 9 Eylül: İzmir’in Kurtuluşu 103. Yılında EÜ’de Masaya Yatırıldı
Ege Üniversitesi’nde düzenlenen konferans, 9 Eylül 1922’nin yabancı basındaki yansımalarını inceledi. Sunum, İzmir’in kurtuluşunun askeri sınırları aşan diplomatik ve ekonomik etkilerine odaklandı.
Yabancı Basının Gözüyle 9 Eylül: İzmir’in Kurtuluşu 103. Yılında EÜ’de Masaya Yatırıldı
YEREL GÜNDEM / İZMİR
70. Yıl Etkinliğinde “İzmir’in Kurtuluşu”na uluslararası okuma
Ege Üniversitesi, 70. yıl etkinlikleri kapsamında 9 Eylül İzmir’in kurtuluşunun 103’üncü yılı vesilesiyle “Yabancı Basında İzmir’in Kurtuluşu” başlıklı bir konferansa ev sahipliği yaptı. EÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi ile İzmir Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin ortaklaşa düzenlediği programda konuşmacı olarak Edebiyat Fakültesi Yakınçağ Tarihi Anabilim Dalı’ndan Dr. Öğr. Üyesi İbrahim Hamaloğlu yer aldı. Etkinliğe Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selami Fedakar’ın yanı sıra merkez ve fakülte yönetimlerinden akademisyenler katıldı.
“Yalnızca yerel bir zafer değil, küresel bir anlatı”
Açılışta söz alan Prof. Dr. Selami Fedakar, 9 Eylül 1922’nin sadece bir askeri kazanım değil, Milli Mücadele’nin zafere taşındığını simgeleyen tarih olduğunu vurguladı. Ardından kürsüye gelen Dr. İbrahim Hamaloğlu, dönemin yabancı basınında İzmir’in nasıl ele alındığını gazete görselleriyle anlattı. Hamaloğlu’na göre İzmir’in kurtuluşu, Anadolu’daki cephe dengelerini aşan bir etki yarattı: “İzmir’in kurtarılışı yalnızca Anadolu’daki askeri dengeleri değil, uluslararası ekonomik ve diplomatik okumaları da etkiledi” değerlendirmesi öne çıktı.
Amerikan, Avrupa ve bölgesel basında iki zıt çerçeve
Sunumda, ABD ve Avrupa gazetelerinde aynı olaya farklı pencerelerden bakıldığı; kimi yayınların Yunan işgalinin yol açtığı tahribatı, kimilerinin ise büyük güçlerin bölgedeki çıkarlarını önceleyen bir dille çerçeve oluşturduğu aktarıldı. Amerikan basını, göç ve savaşın insani boyutlarına daha çok yer verirken; Fransız, İngiliz, Alman ve İtalyan gazetelerinde “medeniyet çatışması” ve ticari hatların güvenliği gibi temaların öne çıktığına dikkat çekildi. Bazı gazeteler kenti “Smyrne” adıyla anarak, İzmir’in kurtuluşunu sadece askeri bir sonuç değil, Ege ticaretinin geleceği açısından da kritik bir dönemeç olarak yorumladı.
15 Mayıs işgali ve 9 Eylül’ün yarattığı kırılma
Hamaloğlu, 15 Mayıs 1919’daki işgalin yarattığı toplumsal travma ile 9 Eylül 1922’deki kurtuluşun doğurduğu sevinç arasındaki güçlü duygusal karşıtlığı, dönemin Türk ve yabancı basınından örneklerle ortaya koydu. İşgalin ilk günlerinden itibaren İstanbul ve Anadolu basınında yükselen tepkilerin, iki yıl içinde bütün dünyaya yayılan bir gündeme dönüştüğünü belirtti. Sakarya Zaferi ve Büyük Taarruz’la birlikte dengelerin değiştiğini ifade eden Hamaloğlu, “9 Eylül 1922’de İzmir’e giriş, yalnız askeri bir sonuç değil; uzun bir dönemin kapanışı ve yeni bir dönemin başlangıcı olarak okundu” dedi.
İzmir anlatısının bugüne bıraktığı miras
Konferansın son bölümünde, 9 Eylül’ün kent kimliği ve Türkiye’nin uluslararası imajındaki yeri ele alındı. Katılımcılar, İzmir’in çok katmanlı yapısının yabancı basında çoğu kez “liman-kültür-kalkınma” üçgeniyle çerçevelendiğini; güncel akademik çalışmaların bu çok boyutlu mirası daha iyi okumak için zengin bir arşiv sunduğunu vurguladı. Program, konuşmanın ardından takdim edilen teşekkür belgesiyle tamamlandı.











